Bu bölüm canım ciğerim @berivanerat49 a geliyor😍 Siyah&Beyaz'ın ilk bölümünden itibaren, kimseler bilmezken, kimseler okumazken #zeymir'i keşfedip yorumlarıyla, mesajlarıyla her daim yanımda olan vefalı okurum🙏🏻 çok seviyorum çok♥️Eylem
Selim'in arabasına binip Fırat'ın evinden ayrılmamızın üzerinden yaklaşık on dakika geçmişti ve bu süre boyunca İkimizden de çıt çıkmamıştı. Açıkçası ne diyeceğimi bilmiyordum. Öfkesini buram buram hissettiğim için de konuşmaması işime geliyordu.
Günün birinde bir sevgilim olacağı, sevgilimin Selim'in düşmanı olacağı, bir hafta dolmadan sevgilimle aynı evde kalacağım ve hatta Selim'in buna şahit olacağı tasavvur edebileceğim bir şey değildi. Ama olmuştu. Olaylar kontrolümden çıkmıştı bir şekilde ve şimdi geldiğimiz nokta benim için de büyük sürpriz olmuştu. Selim'in şaşkın olması gayet normaldi.
Yeşilköy'e yaklaştığımızda konuşmayacağına ikna olmuştum. "Ne söyledin abime?" dedim sert bir şekilde. Beni tehdit edip üstüne bir de abime ispiyonlamıştı. Fırat söylemeyeceğinden emin olsa da benim içim rahat değildi. Selim'i tanıyordum. Çok fazla düşünmeden hareket ederdi ve genelde arkasını toplamak bana düşerdi. Dün de bir anlık öfkeyle abime her şeyi anlatmış olabilirdi. Ve eğer kafama silah dayadığım kısmına değindiyse Fırat'la ilişkimizin çok uzun süreli olmayacağı kesindi. Olmayan ilişkimizin.
"Gerçeği" dedi histerik bir gülüş eşliğinde "Sana hiç uygun olmayan bir adamla saçma sapan bir şekilde yakınlaştığını söyledim."
"Neden?" diye bağırdım öfkeyle "Neden koşa koşa abime yetiştirdin?"
"Çıldıracaktım çünkü... dün gece sana ulaşamayınca aklımı kaçıracaktım!"
Aklını kaçırması gereken gece dün gece değildi oysa ki. Beni Fırat'ın insafına bırakıp giderken aklı yerli yerinde duruyordu.
"Fırat'la olduğumu biliyordun" dedim bakışlarımı camdan dışarıya çevirip "Bu abime söylemen için iyi bir bahane değil."
"O adamla olman yeterince kötü zaten, başka bahaneye gerek olduğunu sanmıyorum" dedi daha sakin bir tonda.
Komikti.
"Saçmalıyorsun" dedim gülerek.
"Eylem!!!" dedi dişlerinin arasından. Fazla öfkeliydi ve öfkesinin nedeni belliydi. Umurumda olmamak alışkın olduğu bir durum değildi.
"O adamla olduğum ilk gece aynı hassasiyeti gösterseydin eğer bu endişeli tavrın inandırıcı olabilirdi belki" dedim yüzüne bakıp "Yazık ki abime koşmak için yanlış geceyi seçtin."
Direksiyonu tutuşundan, boynundaki ve şakaklarındaki damarların şişmesinden, dişlerini birbirine kenetlemesinden yola çıkarak öfkesinin boyutunu tahmin edebiliyordum. Ezberlemiştim Selim'i ben. Her mimiğinin, yaptığı her jestin ne anlama geldiğini bilecek kadar tanıyordum onu. Bu kadar sinirlenmesi beklediğim bir şey değildi fakat asıl garip olan benim içimdeki kabullenişti. Yıllarca inkar ettiğim gerçekleri bir gecede kabullenmiştim. Selim'i affetmenin yollarını aramıyordum artık. Arasaydım şu an ki öfkesi bile bir sebepti benim için. Pişman olduğundan yola çıkarak kolayca affedebilirdim yaptığı hatayı. Benim için endişlenmesi bile kendimi kandırmam için yeterliydi eskiden.
Ne değişmişti bilmiyorum fakat içimdeki öfke dinecek gibi durmuyordu.
Beş dakikalık sessizliğin ardından Selim arabayı evin önünde durdurmuştu. Hiç duraksamadan kapıyı açıp eve doğru ilerledim. Bahçeden içeri girdiğimde Selim'in ayak sesleri de beni takip ediyordu. Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtıktan sonra derin bir nefes alıp içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYAN ÇİÇEĞİ
RomanceFırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...