Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen.
82. BÖLÜM "BEN BUNDAN HİÇ BIKMAYACAĞIM"
Cesur'un kalbinden vurulacağı an gözlerimin önünden hiç gitmiyordu.
Son bakışı bir ayrılık karesiydi, inandırıcıydı. Rolünün hakkını verirken yüreğimi parçalamıştı.Benim için düşmanına gelirken herkesin gözünde yalnızdı, sonunu isteyen bir adamdı. Beni hissizleştiren suçluluk duygusuna yenildiğim için o an kıpırdattığı dudaklarına bakmamıştım, gözlerimi gözlerinden ayıramadım, dudaklarında saklı vedayı kabul etmedim, bakışına tutundum.
Ölecekti.
Zihnimi uzunca bir süre yoracak sahneyi silmem imkansızdı ve bende ağlama isteği uyandırıyordu oysa ben yaş dökmekten nefret ederim.
Çaresizliğin beni sürüklediği yalnızlık uçurumundan son anda döndüren kurşunun sahibine hayatım boyunca minnettar kalacaktım.
Özgür Bozok ekibiyle işe dahil olmasaydı o terk edilmiş eski evde bizim sonumuz yazılacaktı.
Benim yüzümden. Dikkatsiz davrandığım için.
Olacak olanı değiştirmeyi başaran bir adam, beş asker, sağlam korkusuz bir ekip. İmkansıza imzalarını attılar. Arada garip hareketler sergileselerde-sonda gelenin havalı görünmek için tüm pencereleri denemesi gibi- iyi direklerdi.
Birçok insanın hayatını tehlikeye attın.
İç sesime hak verdim, kendimi ne kadar suçlasam az.
Kaçırılmamın üstünden üç gün geçmişti ve hala kendime kızıyordum. Biraz sessizleşmiştim, çünkü konuşmak dünyanın en zor işiymiş gibi geliyordu.
Cesur babası hiçbir şeyden şüphelenmesin diye kardeşiyle her sabah olduğu gibi işe gitti, benide yanında götürüyordu, yerleşkeye olaydan sonra hiç gitmedim, bir türlü toparlanamıyordum ve Gökhan Göngür içerde olsa da adamları hala dışardaydı. Cesur bir süre gözünün önünde olmamı istedi, bendeki korkunun aynısı onda da vardı. Ben gün boyunca koltukta uzanırken o çalışıyordu, arada dosyalardan başını kaldırıp bakıyordu bazense yanıma geliyor bana sıkıca sarılıp kulağıma şiirler fısıldıyordu.
Sesini sevdiğim; bana iyi gelebilmek için elinden geleni yapıyordu. Peki, ben onun için ne yapıyordum? Hiçbir şey.Ölecekti.
Beni tüketen kelimeyi aklımdan çıkaramadığımdan o ölüm anının görüntüsü kirpiğime asılı kalmıştı. Her şey bitse de farklı versiyonlarıyla kalbime korku salıyor, üzüntümü ikiye katlıyordu.
"Canımın cananı." Cesur'un sesi dalgınlığımı alıp götürdü. Gözlerimi pencerenin ardındaki karanlıktan alıp yanımda otururken varlığını hissedemediğim kocama diktim, güzel ve çekiciydi ve tüm kalbiyle benimdi. "Senin için ne yapabilirim."
"Bilmiyorum." dedim kısık sesle, konuşmak güçtü benim için, henüz kabuğumu kıramamıştım.
"Bana karşı çok ilgisizsin." dedi parmaklarını şişliği geçen yanağımda gezdirerek. "Yanımdayken seni özlüyorum." Yüzüme eğildi, yanağımla, dudağımdaki yarayı öptü, sonra kollarına çekip dizlerine oturttu. Dudağımdaki dudakları çenemden boynuma indi, tenime birkaç öpücük bırakırken elini karnımda gezdirdi, bebeğimizi böyle seviyordu ve varlığı onu mutlu ediyordu. "Beni birazcıkta sevsen, özlemini gidersem..."
"Üzgünüm." diye fısıldadım, parmaklarımı saçlarından geçirdim okşayıp sevdim ardından yüzünü ellerimin arasına aldım, bu sefer bakışımla sevdim, bana gülümseyince yüzümü yüzüne yaklaştırdım, soluğu soluğuma karışınca gülümsemesini öptüm, dudaklarımı dudaklarının kıvrımlarında gezdirdim, ona iyi gelmeye başladığımda geri çekildim Cesur'un aynısını bana yapmasını istedim ve yaptıda, buruk gülümsememin her karışına dokundu sonra bana tutkulu uzun bir öpücük verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.