Dün çok yoğun geçti benim için bölüm atmayı unutmuşum.
Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
68. BÖLÜM "BÜYÜMEYEN KARDEŞLER"
Ders çalışmaya ara vermiş zinde kalmak için kendime yaptığım türk kahvesinden yudum alırken açtığım pencerenin ardında bize veda edecek olan kışın soğuk havasından iç çekerek yalnızlığın keyfini çıkarıyordum.
Evde kalabalık olunca bazen sessizliğe ihtiyaç duyuyordunuz ve kafanızı kurcalayan her ne varsa iyi kötü çözüme ulaştırıyor rahatlıyordunuz.
En son bitirdiğim iki kelimeye artık uğramıyor o gün sevdiğim adama beslediğim sevgiyle üstesinden gelmiştim.
Huzurluydum.
Tadımı kaçıran hiçbir şey yoktu artık.
Hayatımı mahvedenler dört duvar arasındaydı. Faruk Akçalı'nın yakayı nasıl ele verdiğini kimsenin gözüne görünmemek için ek çaba sarf eden anneme anlattığımda keyfi kaçmıştı. Onu hala önemsediğine inanamadım. Bize yaptıklarından sonra bu tepkiyi vermesi beni üzmüştü.Bazı insanlar hiç değişmiyordu ve annem onlardan biriydi.
Yeni hayatına ayak uydurmaya çalışırken zorlanıyordu, onu anlıyorum ve evdeki varlığı artık Süreyya Hanımın bile gözüne batmazken kendini her şeyden geri çekmesi yanlıştı. Bizim gecemizde bile odasında kalmayı tercih etmişti, beni yine o kalabalıkta yalnız bırakmıştı. Bildiğim şeye nedense alışmak istemiyordum, sanırım bir tarafım eksik kaldığı içindi. Yinede onun adına seviniyorum zamanının çoğunu Hatice Hanıma yardım ederek geçiriyordu ve halinden memnun, yüzüde gülüyor.
Nehir ayaklarını yerde sürüyerek bitmiş tükenmiş halde demir bahçe kapısından girince özgürlüğün maviliğinden gözlerimi alıp ona yoğunlaştım. Rahat durmadığı için ceza almıştı ve temizlik işi ona hiç iyi gelmemişti.
Üstü başı toz içindeydi.
Hatice Hanım yanına koştu. "Ne bu hal kuzum. Görende yalıyı ben değil senin temizlediğini sanacaklar."
Nehir "Ah ölüyorum!" diyerek bahçenin ortasında soluklandı. "O zalim, vicdansız, insafsız, kötünün yanında melek kaldığı doktor bana evini zorla temizletti, yetmedi yemek yaptırdı, on kahve yirmi çay içti. Utanmasa bana ayaklarınıda yıkattıracaktı."
"Yine ne yaptın?" diye sordu kadın çünkü biliyordu Nehir rahat durmazdı.
Etli dudaklar büküldü. "Haksızlığa uğradım." diye yalan söyledi yine fıldır fıldır dönmeye başlayan yeşilleriyle tabi Hatice Hanım inanmadı ona, iç çekip başını iki yana salladı. "Valla kendim için yapmadım o iyiliği, Nisa çok merak edince kıramadım."
"Hiç uslanmıyorsun."
"Böyle söyleme zaten yorgunluktan geberiyorum."
"Asaf temiz adamdır aslında." diye kendi kendine mırıldandı Hatice Hanım.
"Bana her bokunu attığı boş odayı temizletince böyle oldum."
"Desene kışta olmasaydık bahçesindeki otlarıda sana yaptırırdı, sevin bence."
"Zamanı gelince bekliyorum dedi şerefsiz."
"Öyle deme Asaf iyi çocuktur."
"Hı gördük bugün." diyerek kapıya ilerledi, elindeki telefonun ekranına baktı gözlerinde anlam veremediğim bir hüzün belirdi hemen. Yolunda gitmeyen şeyler vardı ve Nehir kendine saklayarak üstesinden gelmeye çalışıyordu.
Bu aralar onu üzecek tek kişi birlikte olduğu adamdı.
Zor günlerimde hep yanımda oldu aynı karşılığı vererek ona iyi gelebilirim tabi anlatmak isterse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.