88. BÖLÜM "SENSİZLİĞİ YAŞAMAK İSTEMEM"

32.1K 1.7K 605
                                    

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

88. BÖLÜM "SENSİZLİĞİ YAŞAMAK İSTEMEM"

Dağ evindeki dördüncü günümüze gözlerimi açtığımda bir önceki günlerde göre daha iyi hissediyordum. Birlikte olduğumuz gecenin sabahında içimden ağlamak gelmişti ve ağlamıştımda, yaşadıklarımla son kez yüzleşirken Cesur yanımdaydı, yüzümü yüzüne dayamıştı ve asla unutamayacağım sözcüklere sesiyle hayat vermişti.

'Gözyaşlarını gözlerime akıt, öyle canımı yak, beni öyle yaralaki ağlarken çektiğin acıyı kalbimin en derinlerinde hissedebileyim'

Her şeyi bana yüzlerce kez anlatmak istemişti ve denemeden bu istekten vazgeçmişti. Nedeni korkusuydu. Vereceğim tepkiyi düşünmüş ve her defasında onu terk ettiğimi söyledi.
Kafasında kurduğu tüm senaryolar kötü sonla bitiyor, sebebi ana karakterinin, yani benim çekip gitmemdi. Yerine getirmediği sırrı kendine saklamayı uygun görmüştü ama sızlayan vicdanı ona tek bir saniye o an o durumda kabul ettiklerini unuturmamıştı. Şimdi rahattı, bende öyle çünkü acının üstesinden gelmiştim, zor olsa da başarmıştım ve onunla önüme bakıyordum.

Sevdiğimi affetmiştin lakin ona bunu yaptıranın bende affı yoktu. Cesur için değil kendim için  bu kararı almıştım. Baba oğul ilişkisi beni ilgilendirmiyor, ister eskisi gibi davranır isterse bağını koparır tercih onun ama benim için artık Kemal Bey bitmiştir. Ne sevgimi nede nefretimi haketmiyor.

Yeni açtığım sayfada ona yer yoktu ama Asaf'a vardı. Çekindiğinden hala beni aramamıştı, bir özrü çok görmüştü, oysa arada sesini duymak istiyordum, onunla konuşmak herkese iyi geldiği gibi bana da iyi geliyordu. Anlattığım zor günlerimde yanımda sadece Cesur vardı, ne o ne komiser ağabeylik görevlerini yerine getirmemişlerdi.

Sahi komiseri hangi ara ağabeyim yapmıştım? Adam bana o gözlerle bakmıyor başka gözlede bakmıyormuş hangi gözle bakıyor henüz bilmiyorum işin ilginç tarafı oda bilmiyor.

Gökyüzü mavisi gözlerinde huzur vardı.

Benim kara koca gözlerimde o ne buluyor?

İki koca adamı azarlamam gerek.

Korkut belasıda beni rahatsız etmemişti hiç. Meraklıdır, şimdiye dek yüz kere araması gerekti. Ya giden oğlunun yas rüzgarına kapılan babasıyla ilgileniyor ya da Gülşen'den geri dönüşü olmayan tekmeyi yedi, depresyonda. Başka türlüsü olamaz.

O cadı görümcemide hiç söylemiyorum. Benden çekeceği vardı.

Şöyle bir düşününce ben aile dediğim insanları özlediğimi fark ettim. Hep yan yana olmanız yüz yüze bakmamız arada bir görüşmemiz yetiyormuş eksik hissetmeme.

"Derin derin ne düşünüyorsun öyle?" Cesur'un uykulu sesi beni yokluğunu hissettiğim özlemden kopardı. Kurşuni gözlerine bakınca "Bizimkileri." dedim. "Hiç aramadılar."

"Toparlanmamızı bekliyorlardır akıllarına gelmediğimizden değil."

"Ya komiser?" O hiçbir şey bilmiyordu.

"Yoğun olmalı, adamın zor bir işi var. Bizimkilerden bir süre evden uzaklaştığımızı yalnız kalmaya ihtiyacımız olduğunuda duymuş olabilir."

Evet, mantıklı geliyor.

"Bırak şimdi onları." Uyku mahmurluğunu üstünden atıp bana yaklaştı, başını yaptığıma koyup yüzünü yüzüme dayadı, yan yatmıştım ve ilgi isteyen kocam bana uyarak tarafımca sevilmek istiyordu. "Beni mi izliyordun?"

"Hayır." diyerek yalan söyledim, sevdiklerimi düşünmeden önce onun güzelliğine doyasıya bakmıştım.

"Peki, neden öyle hissettim?" Omuz silktim. "İnciniyorum ama." Şaka yapmıyordu alınmış gibiydi ve küçük mızmız bir çocuk gibi davranıyordu. "Gönlümü al hemen." Yapmadım, surat asınca gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp dişledim. Bakışları gözlerimden dudaklarıma düştü. "Bende dişlemek istiyorum." dedi tüm ciddiyetiyle birkaç gündür hiç dudaklarıma dokunmamış gibi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇÜRÜK KOZA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin