66. BÖLÜM "DAYANAMADIĞIM GİTMELERİN"

47.9K 2.7K 1.2K
                                    

Bu akşam tüm sosyal medyaya erişimde sıkıntı vardı, hala devamda ediyor. Geç olsa da bölümü yayınladım, sabah okursunuz.

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

66. BÖLÜM "DAYANAMADIĞIM GİTMELERİN"

Bir meyhanede aranan bir suçlu değilmiş gibi keyfince sürtünen Faruk Akçalı karıştığı kavgada orta yaşlarda bir adamı tam altı yerinden bıçaklayarak kendini ele vermişti. Mekan sahipleri kavga başladığı gibi polisi aramıştı ve benim için dışardaki en büyük tehlike artık yoktu.

Rahatça nefes alabilirim.

Konuşma sona ermeden adamın durumu da ciddiyetini koruyor diyen komisere iş arkadaşı tarafından gelen yeni haberle öldüğünü öğrendik.

Faruk Akçalı'nın ilk cinayeti değildi ama son olacağı kesindi, bu sefer yakayı kurtaramayacak. Komiser yakından ilgileneceğini söyledi ve ona güvenim tamdı.

Neden diye sormayın çünkü bende bilmiyorum.

Bana kendimi özgür hissettiren gökyüzünün rengini alan mavi gözlerine uğrayan herkes benimle aynı duyguyu paylaşır bence.

Cesur'un telefonu ikinci kez çalınca homurdandı. "Hani bir süre iş yasağı almıştım." dedi ekranına bakarken. "Kısa süren cezamı hiç sevmedim." Koltuktan kalkıp ortaya konuştu. "Kemal Bey dünden beri biriktirdiği öfkesini kesin kusacak, kafanızı şişirmemek için dışarı çıkıyorum." Gitti ve yarım saat geçti gelmek bilmedi. Bize arkası dönüktü diye yüzünü göremiyordum, çoğunlukla karşı tarafı dinledi ve onun güzel gözlerine bakışıyla uğrayan kadınlara aldırmadı. Omzunun üstünden bana bakıp sen varsın dedi sessizce, kendimi ona gülümserken buldum.

"Aşkınızı gözümüze sokmak hoşunuza mı gidiyor?" Nehir kara çalı gibi aramıza girince göz temasını kestim Cesur'da tekrar önüne döndü. "Tamam anladık çok seviyorsunuz da bir tek sizde yok ki canım."

"Yanılıyorsun." dedi Asaf Nehir'in ilgisini çekerek. "Aşkı tadan insan çok azdır ve etrafındakilere bir şekilde hissettirenler nadirdir."

"Seni tanımasam tecrübe ettiğini sanacağım."

Aptal, sana yanık, kendine bir şans verseydin fark ederdin.

Asaf ne kabul etti ne de reddetti, sessiz kalma hakkını kullandı. Nehir ondan karşılık alamayınca huylandı bu iş hoşuna gitmediği için kurcalamadı.
Kadına göre adam hep aynı yerde kalacaktı ve adam kendine haksızlık ederek ona istediğini veriyordu.
İkiside yanlış yapıyordu.

"Gizem çok hoş bir hanımdı." dedim Asaf'a çocukluğundan beri yanık olan kadını hatırlatarak ve Nehir'e onunda bir hayatının olduğunu, nasıl isterse öyle yaşayabileceğini göstermek istedim. "Oldukça güzeldi ve birbirinizi küçüklüğünüzden beri tanıyorsunuz."

"Aynı okullarda okudular, bir geçmişleri var diye el elemi tutuşmaları gerek."

Nehir'in yanlış yaklaşımı beni şaşırtmadı, sebebi belliydi yanında olanların hayatından gitmesini istemiyordu.

"Ben sadece fikrimi söyledim bir şeyleri ima etmedim. Kararı verecek olan ağabeyim. Eminim ki etrafında güzel kadınlar hep olmuştur, kendi gözlerimlede gördüm hastanede genç hanımların onunla konuşabilmek için nasıl çabaladığını ama hiçbiri Gizem'in ağabeyime verdiği değeri veremez."

"Nedenmiş?"

"Asaf'a sor." dediğimde ona baktı. Gizem'in hayatının her alanında kendine bir yer edinmek için nasıl çırpındığını, yakın durmak istemesi, uzaktan sevmesi ve onun sevdiği her şeyi bilmesinden bahsemediği için "Ben bir Cesur'a bakayım kesin bir sıkıntı var el uzatsam iyi olur." diyerek kaçtı.

ÇÜRÜK KOZA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin