Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
24. BÖLÜM"KORKU"
Gecenin bir yarısı bedenim soğuktan üşürken onun dudaklarımda bıraktığı sıcaklığı tüm detaylarıyla hatırladım. Utanarak geriledim ve ondan, yaptığım şeyden kaçarak sırtımı döndüm.
Yüzüm yanıyordu.
Ben neden onu öpme ihtiyacı duydum ki.
Önceden aklımdan bile geçirmemiştim!
Çok sevdiğim kara pusulam üzerine yemin ederim.
"Seni utandırmak için söylemedim merak ettiğim bir şey var."
"Sor." diyebildim. O anı düşündükçe tekrar yaşıyor gibiydim ve böyle devam ederse onun yüzüne bakamayacaktım.
"Sana sadece bir kere soracağım, benden etkileniyor musun?" İşte bu beklenmedik bir soruydu ve şu an bu konuyu konuşmak için kendimi nedense hazır hissetmiyordum. Yaptığım şeyi henüz hazmedememişken konuyu deşmenin yeri ve zamanı değildi. "Yüzüme bak Nisa."
"Yapamam." Çok utanıyordum ve ona romantik duygular beslemiyordum ama bir boşluk vardı, belki ona duyduğum hayranlıktı belki de bana iyi davranmasındandı. Bu boşluğa yaklaşmaya çekindim çünkü ne olduğunu henüz bende bilmiyorum. Cesur Cerrahoğlu her açıdan kusursuz bir adamdı ve benim onda sevdiğim iki şey vardı; birincisi kalbiydi ve ikincisi güven veren bakışlarıydı. Çekici tarafı nezdimde gölgede kaldı hep, ona o gözle bakmadım hiç.
"Dün gecenin senin için zor geçtiğinin farkındayım, yaşadıkların herkesin kaldırabileceği türden basit şeyler değil." Sorduğu sorudan kaçtığım için konuyu değiştirip bana zaman tanıdı ve bana karşı hep anlayışlıydı, hiç üzmedi, kırmadı. Yeri geldi korudu, canımı canının önüne kattı, verdiği sözden caymadı, sevgisini esirgemedi, beni sevdi ve sevmeye devam edecek. Bir kadına bakar gibi değil, bir aşığın hislerinden uzak, aramızda daima var olan çizgiyle.
Ve ben her kadının istediği bu adamı onun beni sevdiği gibi sevmeye devam edeceğim.
"Seni anlıyorum bu yüzden kabuğuna çekilmene izin verdim, sessizce biriktirdin ve dün gece hazır hissettiğinde yanındaydım." Faruk Akçalı ve ekibinin bana yapacaklarını henüz anlattığımı hatırlamıyorum. "Belki farkında değildin ama sen kendinden vazgeçmiştin." Bilmiyorum. Sadece yorgundum, çabalamaktan bıkmıştım, umudumu sömürenler beni kendimden bile soğuttu. "Bunu bir daha yapma." dediğinde kısık sesinde biraz acı biraz çaresizlik vardı. "Tek başına üstesinden gelemiyorsan benimle paylaş, sen tanığım en güçlü kadınlardan biri olsan da bize yapılanı kabullenmek istemeyiz çünkü bize hak ettiğimizi düşündürür ki durum tam aksidir."
"Öyle alıştım." Utanç yerini kötü anıların yongasına bıraktı. Yalnızlık insanı kendine alıştırıyordu ve paylaşma düşüncesini uzak tutuyordu. Birinin yakınlığı, sıcaklığını geri çeviriyor, doğrusunun bu olduğunu size düşündürüyordu.
"Ben varım." dedi, bana yaklaştı ellerini omuzlarıma koydu. "Sana beni unutturan her neyse uzaklaş, yakınıma gel." Bedenimi çevirdi, bir elini enseme attıktan sonra yüzümü göğsünün sol tarafına, kalbine, atışlarına bastırdı ve diğer koluyla bana sıkıca sarıldı. "Daima burada olacaksın." Kalbimdeki yerin hep aynı diyordu, ne yaptığım ne söylediğim önemsizdi. Bana bu hakkı beslediği saf sevgiden dolayı veriyordu.
"Daima burada olacağım."Kollarının sıcaklığına bıraktım kendimi, tekrar kabul edilmek herşeyin önüne geçmişti, başıma gelenlerin, beni utandıran öpücük değerini yitirdi ve geriye sadece kalbinin atışları kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.