Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
28. BÖLÜM "BİZ"
Verdiğimiz kararın bizi getirdiği noktadan dönmemiz artık imkansızdı.
Zayıf bir kalbe yenik düşen adamla, ondan bir türlü gidemeyen kadının hikayesiydi bizimkisi.
Bu birliktelik aşktan çok uzaktı, sevmenin ve sevilmenin yanından geçmiyordu, temelini sevgiden, güçlü bağını güvenden almıştı.
Kabul ettiklerimizin bize getirisiydi bu gece.
Akıl ölmüş, kalp susmuştu.
Doğrunun ve yanlışın değerini yitirdiği zamanda verilen kararın sonucuyduk biz.
Bundan sonra eskisi gibi olamayacaktık, sadece göz göze gelip bakışmayacak el ele tutuşmayacaktık, çünkü bizi bitirmiştik.
Tanıştığımız günden beri aramıza mesafeler koyan ince çizgi yok olmuştu, artık birbirimize daha yakındık, bizden beklenileni yapmıştık ve atacağımız son adım nedense yanlış geliyordu.
Bu gece birlikte olmak zorunda mıyız sanki.
Cesur iç sesimi duymuş gibi "Korkma." dedi, beni ele veren kalbimin atışlarının şimdiye dek bana böyle yaklaşımından çok korkudan kaynaklandığını düşünüyordu kesin ve keşke öyle olsaydı. Bu heyecanın beni düşürdüğü durumdan rahatsız olmuştum, inkar ettiklerimle çelişiyordu ve ben kendimi kandırmak istemiyorum.
Onu kalbine sor.
Sözcükleri zihnimden uzaklaştırmak istedim başaramadım, bedenim yatağa bırakıldığında kalbimi bir başka gün sorguya çekmeye karar verdim.
Cesur karanlıkta seçebildiği yüzüme bakarken ona aynı karşılığı verdim, herhangi bir temasta bulunmadı ve ne istediğini bilen olgun bir adamın gözlerini çalmıştı.
"Benden korkma, yakınımdayken eskisi gibi davran, rahat ol."
"Beni incitmeyeceğinizi biliyorum."
Yutkundu, onda görünmez bir yara açmışımda o yarayı kanatarak canını yakmışım gibi baktı bana. Bu bakış heyecanımı alıp götürdü geriye kalbimin cılız atışları kaldı. Oysa sıcacık gülümsemesinden bana vermesini isterdim.
"Yorgun görünüyorsun, güzelce dinlen." Gözlerini gözlerimden kaçırdı, ince yorganla üzerimi örttü. Yanımda uyumayacağını anladığımda gelen rahatlıkla birlikte nefes aldım. Değişen ilişkimize henüz alışamamıştık, birbirimizi tanıyor olsakta şu an iki yabancı gibiydik, zamana ihtiyacımız vardı.
"Teşekkür ederim." Fısıltımı duydu. Suratıma eğildi, şakağımı öpüp tekrar doğruldu.
"Dün gece ve bu sabah söylediklerim doğru değildi, yaptığım yanlıştı. Arada kalmıştım, kaybetme korkusundan dengesiz davrandım. Seni kırdıysam özür dilerim."
Onun dilinden dökülen her sözün bende kıymeti vardı ve içten söylemesi tüm kırgınlığımı alıp götürüyordu hep.
"Özrünü kabul ediyorum." dedim ve dudaklarında yarımda olsa kısa ömürlüde olsa bana iyi gelen gülümsemesini görebildim.Yataktan uzaklaştı, koltuklara ilerledi ve tarafıma bakan koltuğa uzandı. Bacaklarını uzatıp bir kolunu başının altına aldı, yeri dardı, koca bedenine küçük geliyordu, hiç rahat etmeyecekti ve bu durum beni rahatsız etti. Yanımda uyuyabilirsin diyemedim, bu gece olmazdı, kendimi hazır hissettiğimde gelebilirdi.
Yana döndüm, ellerimi yanağımın altına aldım, ona baktım, yüzü tavana dönüktü, bakışlarımı hissetmiş olacak ki bana karşılık verdi, koyu karanlıkta bile yüzünü seçebiliyordum, uykum yoktu ve o gözlerini yumunca güzelliğini izleyebilecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.