80. BÖLÜM "BENİM SUÇUM"

33.4K 2.1K 886
                                    

Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.

80. BÖLÜM "BENİM SUÇUM"

Cesur Cerrahoğlu

Karımın yatağa sinen güzel kokusuyla gözlerimi açtığımda onu yanımda göremedim, kesin fakülteye gitmişti ve bu hiç hoşuma gitmedi. Sabahları tatlı öpücükleriyle uyandırılmaya alışmıştım, sevildiğimi bana her gün hissettiyordu ve sesinden mahrum olduğum sıcaklığının yerine soğuk bir döşekle yalnızlığını bırakmıştı.

Ona sarılasım geldi ama yanımda yoktu.
Homurdanıp doğruldum, üstümdeki battaniyeyi çıplaklığımı umursamadan kenara ittim, saçlarımı karıştırıp yataktan indim, lavaboya yürüdüm. Dünden kalmış gibi yorgundum, sanırım geç uyuduğum içindi ve kim bilir saat kaçtı.

Duşa girip uyku mahmurluğundan kurtuldum, suyun altında beklemek bana kendimi iyi hissettirsede fazla oyalanamazdım, işe gitmeliyim, yoğun bir gün beni bekliyordu ama hiç enerjim yoktu. En iyisi karımı aramaktı, sesi beni motive ediyordu.

Belime siyah bir havlu sarıp odaya geri döndüm, saçlarımı kurutup elbise dolabından siyah takımımı çıkardım, yatağın üstüne bırakınca babam işe geç kalıyoruz diyerek aşağıdan seslendi.
Geliyorum diyemeden Korkut "Biz gidiyoruz." dedi. "Acelem var seni bekleyemem."

İş için olmadığı kesin. Bu aralar Gülşen'i rahatsız etmekle meşguldü, dengini bulmuştu, yenemediği rakibini inkar etse de seviyordu. Ondan yüz bulmak için yapmadığı şey yoktu, varlığıyla kadının sinirlerine dokunuyordu, sürekli uğraştığı için kardeşimden nefret ediyordu ve nefret etmekte haklı, Korkut tam bir pislik gibi davranıyordu.

Gülşen'in ondan aşağı kalır yanı olmasa da haline acıyordum, başına neyin geldiğini henüz bilmiyordu, yıllardır çektiğim adamda bitmeyen bir enerji ve kötülüğe çalışan zehir gibi bir kafa vardı. Hayatının gayesi uğraşmak, pes etmez pes ettirir. Dişli rakibi ne kadar dayanacak yaşayıp göreceğiz.

Canımı sıkan sessizlikle gelen yalnızlık bana biricik karımı özlettirdi hemen, her zaman yanımda olmasına alışmıştım, istemesem de bağlanmıştım, onsuz nefes almak anlamsız geliyordu.

Takımımı giydim, gömleğimin yakasını düzelten narip elleri aradım yine, yoktu. Bende kızıp dokunmadım, ceketimi ve diğer eşyalarımı komodinden aldım, aynanın karşısına geçmeden nasıl göründüğüme bakmadan odadan çıktım, koridoru aşıp merdivenden indim.

Kahvaltı masasında elinde telefonla yalnız oturan Süreyya Hanımla göz göze gelmekten kaçındım, çıkış kapısını açtığımda konuşup beni eşikte durdurdu.
"Elini çabuk tuttun, sandığımdan daha uyanıkmışsın." Doğmamış çocuğumdan bahsediyordu, dünyaya geldiği gibi hisseleri olacaktı ve bunu isteyen ben değildim, babam öyle uygun gördü, kabul etmek zorunda kaldım.

"Sizinle aç gözlülüğünüzü tartışacak zamanım yok."

"Karın da oğlumu kendi tarafına çekti."

Bebeğim öylemi yapmıştı? Bildiğim kadarıyla durum tam aksi, yakınlık kuran Korkut'tu.

"İnsanların arasını açmak gibi kötü huylarım yok. Kardeşim bir yetişkin, kendi kararlarını verebilir. İlişkileri hoşunuza gitmiyorsa oğlunuzla konuşun."

"Beni dinleyen kim." diye mırıldandı yarım ağızla kendi kendine, umursamadım, onun sorunu onu ilgilendirir.

Gitmeye karar verdiğimde "Hak etmediğinden daha fazlasına sahip oldun." diyerek beni tekrar durdurdu. Sabah sabah sinirlerimi bozmanın peşindeydi de ben güzel karımın koca gözlerine bakamadığım için zaten keyifsizdim.

ÇÜRÜK KOZA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin