Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
13. BÖLÜM "ZAYIF BAĞLAR"
Nehir hayatımda duyduğum en büyük kahkahayı attı. Sesinde sevinç ve rahatlama vardı. Kendim için aynı şeyleri söylemem zor. Böbreğimi veremeyeceğimi duymamla tüm duyguları aynı anda yaşadım, en baskın olanı korku ve endişeydi. Şans rüzgarları Sevda'dan yana esiyordu.
Yapılan anlaşma, verilen sözler değerini yitirecekti ve ben kapı dışarı edilecektim.Kahretsin! Neden hayat bana karşı bu kadar acımasız davranıyor ki.
Nehir bir şeyler mırıldanıp bir kahkaha daha attı.
Havasızlıktan ölmek üzere olan ciğerlerime nefes alarak hayata döndürdüm, hiç olmadığı kadar sakin ve durgundum. Asaf bana yaklaştı, elini omzuma koydu. "İyi görünmüyorsun." Öyleydim. Gözlerimi kapatmak, gördüğüm şiddeti, annemin zayıflığını, Reşat Teke'nin bakışlarını, yıkık dökük gecekondumu, genel eve düştüğüm günü, Sevda'nın tehditlerini unutmak istiyordum ve beni yoran gelecekten kaçmak istiyordum.
Asaf düşüncelerimi okumuş gibi "Cesur seni yarı yolda bırakmaz." dedi, başımı sallayabildim. Düştüğüm durum canımı sıktı, bana oynanan oyunla uğraşırken şimdiyse başıma böbrek çıktı.
Asaf omzumu sıkıp bıraktı. "Bırakma kendini canını sıkan her neyse çaresine bakarız, yalnız değilsin."
"Biz burdayız." dedi Nehir, kahkaha atmayı kesmişti ve ne ara yanımıza gelmişti fark edememiştim. "Sen böbreğini Sevda'ya veremiyorsun diye üzülsende ben çok mutluyum, utanmasam şuracıkta raks ederim."
"Yapacağın dansı ertele ailen buraya geliyor."
"Ha bana neden öyle baktığınız anlaşıldı hanımlar." Evet Asaf, lütfen bizi kurtar bu işten. "Evliliğinizin gizli kalması konusunda Cesur seni uyarmış olmalı."
"Aileyi işe karıştıran ben değilim. Hem neden bana çizilen çizgiyi aşayım ki Cesur hoca bana saygı duyuyor aynı karşılığı benden görüyor." Asaf eksik parçaları kafasında birleştirmeye çalışırken gözüm arada giriş kapısına kayıyordu her an gelebilirlerdi. "Detayları sonra anlatırım Sevda aileyi karşılamak için koca kıçını sandalyeye sığdırmış bekliyor."
"Merak etme kimse kağıt üzerindeki evliliğinizin gerçek olmadığını öğrenmeyecek." İşte Asaf'tan duymak istediğim sözler. "Ben Kemal Amcayı- Cesur'un babasını- oyalarken sen Sevda'yı odadan çıkarmalısın."
"Asla çıkmaz, saatlerdir bu anı zevkle izlemek için bekliyor."
"İş senin maharetli ellerine kaldı." Kapıya kayan bakışlarım girişe takılı kaldı. Cesur'a benzeyen saçlarına ak düşmüş heybetli bir adam hastaneye girdi. "Suratından geldiklerini anlayabiliyorum." dedi Asaf, aşırı rahattı, sinirimi bozacak kadar da sakindi. "Ben üstüme düşeni yapmaya gidiyorum." Nehir'e baktı. "Benimle gelsen iyi olur." Nehir'in sessizce verdiği karşılık Asaf'ın koluna girmek oldu. Asaf utandı yanakları kızardı. Kolunu kendine çekti, bana sırtını dönünce Nehir bana şans diledi ve utandırdığı adamın koluna yine girdi. "Hiç değişmemişsin." dedi benden uzaklaşırlarken. "Hala utanıyorsun."
"Sana öyle geliyor." dedi Asaf, kolunu mengene gibi yapışan Nehir'den kurtaramıyordu. "Bırak beni işim var."
"Yalancı. Senden kaçıyorum desene."
"Doğru söylüyorsun, kim yerimde olsa senin sivri dilinden kaçar."
Nehir onun kolunu cimdikleyince Asaf inledi. İyice yanına sokuldu daha çok utansın diye. Ona içten gülümsedi. "Sen bir tanesin." dedi, Asaf'ın sırtı önlüğün içinde gerildi, belli etmemeye çalışsa da sanırım Nehir'den etkileniyordu.
Boyumu aşan oyunun içinde debelenip durdum, ardıma bakmadan çekip gidebilirdim, evlilik bağıyla kağıt üzerinde bağlı olduğum adam için uğraşmak yerine hayatından sessizce çıkabilirdim. Sevda istediğini alırken ben sıfırdan başlayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomansO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.