Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.21. BÖLÜM"HATA"
Şüphe kalbe ekilen tohumdu, ne sıradandı ne gelip geçiciydi. Kalbin toprağına kök saldığı için kalıcıydı ve insanı yiyip bitiren kötü bir yanı vardı. Sadece gerçeğe odaklıdır, durdurak bilmez, istediğini alana kadar da peşini bırakmıyordu.
Tamamını dün gece karşımdaki adamın gözlerinde görmüştüm ve aceleyle alınan kararın bana pişmanlık olarak geri döneceğini geç olsa da anlamıştım.
Bir şeyler sakladığımı anladı. "Nereden çıktı bu boşanma işi."
"Bir anlamı kalmadı."
"Önceliğim hiçbir zaman kağıt üzerindeki evliliğimiz olmadı Nisa, sende biliyorsun ve çok istiyorsan hemen bitirebiliriz." deyip içeri girmişti. Gece gece sinirlerini bozmuştum ve mecbur kalmasaydım asla yapmazdım. Burak Aksoy beni köşeye sıkıştırdı, evliliğimizi kullanıp bana teklifte bulundu reddettiğim halde herkese bildiklerini anlatacak diyemem. Ona neler yapacağını biliyorum, bu aralar aşırı korumacıydı ve benzeteceği serseri hastanelik olsa da Cesur hocayı üniversiteden attırmak için geri dönecekti.
Kaçınılmaz sona yaklaşırken elimden geleni yapıyordum ve Burak Aksoy'un açığını bulmak için ona yakın durmaya karar verdim. Temiz değildi ve kısa sürede pis işlerinden birini öğrenirsem ona karşı kullanıp ağzını kapatabilirdim.
İyi veya kötü bir adım atacaktım ve bu sefer kendimle birlikte kimsenin başını yakmayacaktım. Eskisi gibi sorunlarımın üstesinden gelmeliydim. Cesur hoca bugün var yarın yok.
Bu düşünce kalbimi sızlattı, ona alışmıştım ve yollarımızı ayıracağımız gün çok üzülecektim. Bu sabah ördüğü saçlarıma dokundum, dudaklarımın kenarı yukarı kıvrıldı. Canını sıkmıştım ve gönlünü almak için teklifte bulunmuştum, beni kırmadı aramızda o tatsız konuşma geçmemiş gibi davrandı.
"Seni mutlu eden altına dönmüş gibi baktığın saçların mı yoksa benimle olman mı?"
"Cevabını bildiğin soruları sorma bana, seni şaşırtmam için önce sana acımam gerek ki yalan söyleyebileyim."
Güldü, sesi beni sinir etti. Örgülü saçımı kavrayıp sıktım ve direksiyon başındayken keyiften arada ıslak çalan, yakınlığından rahatsızlık duyduğum Burak Aksoy'a baktım. Evet, bugün o kazanmıştı, bu günü birlikte geçirmeyi kabul etmiştim, sırrımı saklayacaktı ve beni sürekli sıkboğaz etmeyecek arada böyle takılacaktık.
Kafasını çevirip suratıma baktı. "Saçların açıkken daha güzelsin, aç." Bana emir verir gibi konuştu önüne dönerken, tek kaşım kalktı ve Burak Bey sinirlerimi zıplatmak için şom ağzını yine açtı. "Sade giyinmekte sana yakışmıyor çekici tarafını gölgede bırakır. Cesur kıyafetler tercih et ve suratına boya sür, dolgun dudaklarına kırmızı rujun yakışacağına eminim."
"Ben halimden memnunum."
"Ben değilim."
"Sakın bana bir daha emir verme serseri!" diye sesimi yükselttim, yan yan baktı, gözleri iplerin elimde diye haykırıyordu ve bana geri adım attırmaya çalışıyordu. Yapmadım, kimseye şimdiye dek kendimi ezdirmemiştim dengeleri değiştirecek sırrımı saklasa bile onunda diğerlerinden farkı yoktu.
"Seni sinirlendirmek çok kolay." dedi konuyu değiştirdi benimde işime geldi ona uydum ve anlayacağı dilden konuştum.
"Seni kandırmakta öyle." Keyfi kaçtı, ciğeri beş para etmez herif. Onun yüzünden bu dünyada en çok değer verdiğim insanın kalbini kırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.