Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.
31.BÖLÜM "İZİMİ BIRAKTIĞIM KALP"
"Sessiz ol." diye fısıldadı suratıma karakteristik sesiyle, onu yorduğum için solukları kesik ve hırıltılıydı. Canını yakmıştım ve öfkeli bakışlarından bana aynı karşılığı vermekten geri durmayacağını görüyordum. Korku ruhumda gözlerini açmadan önüne set çektim, ifademe hiçbir duyguyu yansıtmadım, soğukkanlılığımı korudum. Başım çok fena dertteydi, beni mutfak köşelerinde sıkıştıran Korkut'tan kurtulmanın yolunu bulmalıydım.
İki yüzü, iki ruhu, iki karekteri ve siyah gözleri o geceyi tüm detaylarıyla hatırladığını sessizce bana söylüyordu.
Ağzımı kapatan elinden, kendi ve duvar arasında sıkıştırdığı bedenimi bedeninden kurtarmak için çırpındım, başaramadım ve aldığım her solukta biraz daha zorlandım, ağırlığıyla eziliyor hareket yetimi kısıtladığından canım yanıyordu.
"Hırçın şey, seni yola getirmemi ister misin?" Sırıttı, ağzımı kapatmasaydı yüzüne tükürürdüm. "Madem istemiyorsun uslu duracaksın." Yapmadım, korkmadan dizimi kasığına geçirmek istedim, anlamış olacak ki bacağımı bacakları arasında kıstırdı ve beni her açıdan etkisiz hale getirdi. "Oram kıymetli benim, incitirsen senin için hiç iyi olmaz."
Elini ısırmaya çalıştım ağzımı öyle sıktı ki dudaklarımı aralayamadım."Kafam güzel olsa da o geceyi unuttuğumu düşünme sakın." Yutkundum, düştüğüm yeri, bana nasıl yardım ettiği onun tarafından doğrulanınca gerçeği inkar edemedim.
"Ha şöyle yola gel." deyince son kez elinden kurtulmayı denedim ve aldığım sonuç başarısızlıktı. "Rahat dur dedik!" Yüzünü omuz boşluğuma uzattı, boynuma dokunmadan kulağıma tısladı. "Sadece konuşacağız. O geceden, benden ve senden." Sözlerine inanmaktan başka çarem kalmamıştı. Direnmeye devam edersem Cesur beni merak edip aşağıya iner ve bizi bu vaziyette görürse her ikimiz içinde iyi olmaz, kavga çıkar Korkut'u hastanelik eder ve tüm aile bir günlüğüne olsa da genel eve düştüğümü öğrenir.
"Elimi çekiyorum, sakın çığlık atma. Bağırmaya kalkarsan o geceyi, genel evde çalıştığını birazda üstüne ekleyerek, kendime göre herkese anlatırım."
Nefesi boynumdan uzaklaştı, tekrar yüz yüze baktık ve sakince konuşmayı gözlerimi kırparak kabul ettim. Elini yavaşça ağzımdan çekti, derinden nefes alıp göğsünü ittim onu kendimden iki adım uzaklaştırdım. Serserinin hasıydı, dokunduğum yeri, göğsünü okşayıp tekrar yakınıma geldi, bir elini duvara dayayıp eğildi. "Seni yola getirmek eğlenceli olacak."
"Kendine başka oyuncak bul." Koluna vurdum, göğsünü ittim, benden uzaklaştı, küfredip saniyesinde aynı pozisyonu aldı yine.
"Senden hoşlandığımı söylerken ciddiydim."
"Midemi bulandırıyorsun."
Beni tepeden tırnağa süzdü. "Şimdilik." dedi, gözlerimde durdu. "Bıraktığım gibisin, hırçın, korkusuz, vahşi, cesur ve güzel."
"Senin için aynı şeyleri söylemek zor."
Tek kaşı kalkınca sırıttı. Diğer, gerçek kişiliğine dair hiç açık vermiyordu."Sana keyfimdenmi yardım ettim sanki." Bence öyleydi. "O adam canımı sıktı diye karşı çıktım, niyetim parasını ödediğim hatunla yatmaktı eh yatak pis olunca işimi dışarda görmeyi uygun buldum, biraz titizimde."
Yalancı.
"Gitmeme izin verdin."
"Canım senle sonra yatmak istemedi, sıkılmıştım. Parasını ödediğim mal benimdi, dokunmadan o ite götüreceğime saldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.