Lütfen oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın.44. BÖLÜM "DAVETSİZ MİSAFİR"
Cesur Cerrahoğlu
Hazırlıksız yakalanmıştım istemeyerek başlattığım yıkımın izlerine dokunurken, canım yanarken gerçeklerden kaçabileceğim hiçbir yer kalmamışken, dönüp dolaşıp onun kalbine sığınmak bana verilen en büyük cezaydı bu hayatta.
Ölümle eş değerdi onun tarafından sevilmek, çünkü geri dönüşü olmayan bir yola girmiştim, bir günah işlemiştim, zoraki tek tercihimin bana getirisiyle ne yapacağımı artık bilmiyordum.
Yalancı.
Değilim.Kendini kandırmayı bırak.
Kaçmıyorum.İstedin.
Hayır.Oynadığın küçük oyunu kaybettiğin gün sana karşı boş olmadığını görmüştün.
İnkar edemem.Sana beslediği duyguları kullandın ve kullanmaya devam ediyorsun.
Yapmadım, yapmamda, yemin ederim.Eninde sonunda öğrenecek.
Kendime bin katını çektirdikten sonra.Hak ettin.
Daha fazlasını.Beni sev dedi...
Verilen söz ve ortada bir anlaşma olmasaydı belki...kolaydı...emin değilim...kahretsin! Onun sevgisine ihanet edemem.Dur o zaman.
İmkansız.Ardına bak, olacakları görmüyor musun?
Yapamam. Verdiğim karardan dönemem ne yazık ki artık çok geç.Yanıldın.
Evet, yanıldım.İncinecek.
İzin vermeyeceğim.Kalbine söz geçirerek mi?
Bir yanıtım yok.
Kendime kaybettim.
Karşılık vermesem üzülecek keza elini tutsam, gözlerine baksam, yeminler etsem, onu yaşasam, tüm hayatımı versem de kırılacak ve beni şimdi söyleyemediklerim yüzünden asla affetmeyecek.Bu nasıl bir çıkmaz yol ki; kaybeden hep ben canı yanansa hep o oluyor.
Bu nasıl bir işkencedir ki; bana tek bir saniye nefes aldırmıyor.
Bu nasıl bir bedeldir ki; onu her görüşümde canımı yakıyor.
Verilen söz bir yemin gibi onu bana unutturmuyor, yaptığım tercihse beni yavaşça sona doğru sürüklerken azar azar bitiriyor ve böyle devam ederse benden geriye tek şey; içi boş bir kabuk kalacak.
Dur. Söyle. Bitir.
Kalbim ve beynimin çelişkisinden en büyük hasarı yine ruhum alırken derinden bir nefes alarak başlattıkları tartışmaya son verdim. Benden iki tane varmış gibi konuşurken beynimi bir süredir sessiz bırakan çocuk-kadın fısıltısıyla bize eşlik etmediği için kendimi düşünmekten alıkoyabildim.
Gömülü olduğum dosyalardan başımı kaldırıp elimdeki kalemi çizdiğim klasik arabanın üzerine bıraktım. Saatlerdir aynı pozisyondaydım, omuzlarımı dikleştirince inledim, bedenim uyuşmuş boynumsa tutulmuştu. Ağrıyan bölgeyi ovuşturdum gerinme ihtiyacı hissettim ve bu durumdayken kendim için yapabileceğim tek şey sadece arkama yaslanmak oldu.
Rahatlayamadan aklıma yine o geldi.
Nisa...
Hayır! Hayır! Onu düşünmemeliyim. Böyle devam edersem beynim patlayacak ve ben-
"Öp beni."
Lanet olsun! Dişlerimi sıkarak gözlerimi kapattım. Onun sesini susturamadım yine ve bana geceden kalan anıları her ayrıntısıyla kabul ettim. İstemesem de zihnime zorla doluşan her dokunuşuna kapımı sonuna kadar açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇÜRÜK KOZA (+18)
RomanceO sırtımı dayadığım bir ağaç değildi sadece. Güven veren bakışları benim yarınlarımdı. Sıcacık eli hayatımdaki en güzel şeydi. Ve varlığı...ruhuma güç veriyordu.