79.Bölüm 🌙

1.9K 160 45
                                    

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Meriç
Öylece donup kalmıştım. Tuğra'da ne söylediğinin farkına varıp dudaklarını ısırmış ve özür dileyen gözlerle bana bakıyordu. Bir şey demeden yürümeye başladım. Nasılsa geleceklerdi. Elif kolumdan tuttu birden.

"Meriç, öğretmeninle mi çıkıyorsun?" diye sordu. Ne demeliydim? Tuğra'nın dili sürçmüş deseydim yer miydi? Benden önce Tuğra atıldı.

"Hayır! Benim dilim sürçtü. Meriç, bizim hocanın oğluyla sevgili. Kimseyle tanıştırmak istemiyor okul bitmeden önce. Sizinle tanıştıracağını söyleyince şaşırdım ben. Şaşkınlıkla ağzımdan Erdem hoca çıktı. Yani sevgilisinin adı Erdem ama hoca değil Erdem. Öğrenci. Öyle. Yani..." dedi elini ensesine attı. Biraz da kızarmıştı. Kızlar kısa süreli bir suskunluktan sonra konuştular. İlk Gaye konuştu.

"Yani şimdi sen öğretmeninin oğluyla mı sevgilisin öyle mi?" dedi. Bilinçsiz bir şekilde başımı salladım.

"Bu okulda mı okuyor?" diye sordu Elif. Cidden inanmışlardı Tuğra'nın yalanına.

"Evet. Ama bugün gelmedi. Hasta biraz." dedim. Gaye koluma yapıştı.

"Madem hasta onun yanına git hadi. Biz buradan gideriz eve." dedi. Gülümsedim ve ikisine birden sarıldım. Onların sayesinde kurtulmuştuk dedikodudan.

"Çok sağolun kızlar. Siz olmasanız bugün ne yapardım  bilmiyorum." dedim. Elif gülerek konuşmaya başladı bu kez.

"Benim için şey yapabilirsin. Meselaaa şu Alper denen çocukla tanışsam çok iyi olur." dedi. Kaşlarımı kaldırarak şaşkınlıkla baktım Elif'e.

"Alper mi? Az önce sevgilim olarak tanıştı seninle." dedim. Yüzündeki gülümseme henüz silinmemişti.

"Ya sen orasını bana bırak." dedi ve yüzünde aydınlanmış gibi bir ifade belirdi. "Ah, bu şey mi yoksa? Geçen bir fotoğraf atmıştın. Orada yorumlarda vardı." dedi ve telefonunu çıkarıp benim hesabıma girip, geçen attığım fotoğrafı açtı. Yorumlarda gözünü gezdirdi. "Hah! İşte bu çocuk değil mi? Alper Doğru." dedi ve profiline tıkladı. Ama gizli hesap olduğu için pek bir şey göremedi. Sonra fake hesabına geçiş yaparak takip isteği yolladı. Bunları  hepsini birkaç dakika içine yaptı. "İşte bu kadar." dedi ve telefonunu cebine attı. Bu süre zarfında hepimiz onu izlemiştik.

"Siz kızlar, bir şeyi isteyin yeter ki değil mi? Valla korkulur sizden." dedi Tuğra şaşkın bir şekilde.

"Eh herhalde yani." dedi Elif saçını arkaya atarak. "Neyse, biz buradan ayrılalım. Daha sonra görüşürüz beyler." dedi ve Gaye'de el salladı hafifçe. Sonra beraber ayrıldılar yanımızdan.

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Tuğra'yla yavaş yavaş yürürken, konuşuyorduk bir yandan da.

"İnandılar mı sence?" diye sordu Tuğra. Kafamı ona çevirip baktım ve tekrar önüme dönerek cevap verdim.

"Okuldakiler mi?" diye sordum.

"Yok onlar değil. Kızları diyorum. Hani senin sevgilin meselesi?" dedi.

"Ha şu mesele." dedim ve devam ettim. "Aslında ağzından kaçırmasaydın yalana gerek kalmayacaktı ve acaba inandılar mı diye düşünmeyecektik." deyip Tuğra'ya baktım. "Ama bence inandılar." dedim.

"Olum sevgilimle tanıştıracağım demişsin lan. Şaşırdım duyunca. Ben bile nasıl dediğimi farketmedim. Kusura bakma kanka." dedi koluma dokunarak.

"Boşver sorun değil. Durumu iyi kurtardın." dedim gülerek. O da güldü ve bir süre daha sohbet ederek yürüdük. Sonra ben Erdem'in evini sokağına geldiğimizi farkettim. "Neyse kanka. Ben bir Erdem'e uğrayacağım. Malûm, hasta biliyorsun. Bir bakayım durumu nasıl?" dedim.

"Tamam kanka. Geçmiş olsun dileklerimi ilet benim de. Görüşürüz." dedi ve ayrıldık.

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Orada bulunan markete girip hazır çorba, ıhlamur vs alıp eve çıktım. Kapıyı çaldım ve birkaç dakika içinde açıldı kapı. Erdem üstünde pijamalarıyla duruyordu karşımda. Beni görünce yüzünde bir gülümseme belirdi. Ben zaten çok gülümsemiştim bile.

"Selam." dedim. Kenara çekilip içeri girmem için yol verdi.

"Selam güzelim hoşgeldin." dedi. Elimdeki poşeti portmantonun oraya bıraktım ve montumu çıkarınca sarıldık. Birkaç dakika o şekilde dikildik kapının önünde.

"Nasılsın bitanem?" diye sordum ellerimi yanaklarına koyarak. Başını hafifçe sallayarak cevap verdi. Ama sesi bile değişik geliyordu.

"İyi sayılırım. Ama birkaç gün gelemeyeceğim okula. Üşütmüşüm sanırım." dedi.

"O zaman şimdi sen içeri geçip yatıyorsun. Ben de sana çorba ve ıhlamur yapacağım." deyip içeri doğru çekiştirdim. Koltuğa yatırdım ve orada bulunan battaniyeyi üstüne örttüm. Şaşkın bir şekilde bakıyordu bana.

"Ihlamur yok ki evde." dedi. Bu haliyle çok sevimliydi. Ev haliyle her zaman çok tatlıydı. Dudağına bir öpücük kondurup mutfağa yöneldim.

"Ben gelirken aldım bebeğim." dedim ve önce poşeti aldım ve sonra mutfağa geçip çorba için gerekli şeyleri ayarlamaya başladım...

Aklıma yeni bir kaos geldi yazsam mı acaba? Ama tatlı kaos 😄

Yorumlarınızı bekliyorum 🤗

Sizleri seviyorum 💙

CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin