114.Bölüm 🌙

1.5K 133 23
                                    

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Buğra, kardeşini almak için Tuna'nın evinin önüne gelmişti. Alper le mesajlaşması garip sonuçlanmıştı çünkü Alper onun gay olduğunu anlamıştı. Aslında anlamaması için aptal olması gerekirdi. Ki Alper zeki bir çocuktu. O arabada, Alperle aralarında geçen konuşmayı düşünürken arabanın kapısı açıldı ve Tuğra bindi yanına. Kardeşini farkedince bir bakış attı ve arabayı çalıştırırken söylendi.

"Sevgilin vampir galiba?" dedi. Tuğra, anlamsız bir bakış attı abisine. Buğra, kardeşine baktı ve cevap verdi. "Boynunu yemiş de." deyince, Tuğra'nın eli, istemsizce boynuna gitti. Oldukça da utandı ve yüzü yanmaya başladı. Abisi yandan bir bakış attı ve Tuğra'nın gerildiğini anlayıp sırıttı. Biraz daha uğraşsa fena olmazdı. "Hendekte falan mı yaşıyor? Ha ama akşam oldu ya doğru. Belli de olmaz şimdi. Dolunayda kurt adama da dönüşüyor mu bari?" dedi sırıtarak.

"Abi ya..." diye isyan etti Tuğra. Zaten utanıyordu. Bir de abisi üstüne geliyordu.

"Tamam tamam." dedi yüzündeki gülümsemeyle. "Şaka bir yana, mutlu olmana sevindim. Ben senin kadar şanslı değildim biliyorsun. Ama sanırım şansım artık yaver gidecek." dedi ve sıkıntılı bir nefes verdi. "Yani, umarım..." dedi gözlerini yola dikerek.

Tuğra, abisinin bir şeyi olduğunu anlamış, yalnız üstüne gitmek istemiyordu. Ne olduğunu merak etse de, abisinin daha sonra kendiliğinden anlatacağını biliyordu. Bir yere kadar tutabilirdi içinde. O yüzden bir şey denemeyi tercih edip sessiz kaldı ve sessizlik içinde devam etti eve dönüş yolculuğu.

Eve geldiklerinde, Buğra kapıyı açıp önden eve girdi ve kolaçan etti etrafı. Annesi ve babasına yakalanmak istemiyorlardı çünkü Tuğra'nın boynunu, Tuna'nın bıraktığı eserler süslüyordu. Abisi içeri girdikten sonra eliyle Tuğra'ya girmesi için işaret yaptı. Tuğra içeri girince babalarının sesi duyuldu. Tuğra, üstündeki kapşonlu hırkanın fermuarını boynuna kadar çekti hızla, kapşonu da kafasına geçirdi hemen.

"Ne o öyle hırsız gibi sessiz sedasız giriyorsunuz eve?" diye sordu babaları Şükrü bey. Gözü iki oğlu arasında gidip gelirken Tuğra'da takılı kaldı. "Sen ne çekmişsin onu çenene kadar? Kafanı da kapatmışsın?" dedi ve Tuğra sessizce yutkunup cevap verdi babasına. Buğra'nın eli, yine Tuğra'nın omuzuna yerleşmişti. Bu hareket, gerildiği zaman istemsizce oluyordu.

"Üşüyorum biraz. Ondan çektim." dedi Tuğra. Babası tek kaşını kaldırarak şüpheyle baktı oğluna.

"Bu havada mı?" diye sordu. Buğra cevap verdi bu kez Tuğra yerine. Aynı zamanda da Tuğra'yı odasına doğru yönlendirdi.

"Hava serin biraz. Ben de üşüdüm." dedi ve Tuğra'nın peşine takıldı. Babasına döndü tekrar. "İyi geceler." dedi sevimli olduğunu düşündüğü bir gülücük atıp odasına girdi. Bu akşam çok yorucu olmuştu onun için. Her yönden. O yüzden fazla oyalanmadan üstünü değiştirip yatağına girip uyumayı seçti.

Tuğra'da abisinin yaptığı hamle sayesinde, babasından kurtulup odasına girmişti bile. Üstünü değiştirip yatağın üstüne oturdu. Tuna'nın evinde duş aldığı için, tekrar duş almasına gerek yoktu. Aklına yine bir saat önceki anlar dolunca, yanakları kızardı ve yüzünde gülümseme oluştu. Telefonunu cebinden çıkardı ve komidinin üstünden şarj aletini alıp, yatağın hemen yanındaki prize taktı. Yüzündeki gülümseme solmadan yatağına girdi ve uykuya bıraktı yorgun bedenini.

Buğra seni yerim annem 😘

Aslında daha uzun bir bölüm olacaktı ama dayanamadım bunu olduğu gibi attım.

Yorumlarınızı bekliyorum 🤗

Sizleri seviyorum 💚

CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin