50.Bölüm 🌙

3K 204 77
                                    

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Meriç
Antalya'da, dedemlerin evindeydik. Birkaç günlüğüne gelmiştik ama Erdem'i daha şimdiden çok özlemiştim. Mesajlaşıyorduk evet ama yetmiyordu. Okullar açıkken sürekli görüyordum. Uzakta olunca, fotoğraflarıyla yetinmek zorunda kalıyordum.

Şimdi de gece olmuş, sevgilimin fotoğrafına bakıp uyuyacaktım. Evet bu rutin haline gelmişti. Fotoğraflarına bakmadan uyuyamıyordum artık. İyice bilinçaltıma işliyordum ki rüyamda onu görebileyim. İşe yarıyor muydu? Bazen...

Kulağımda slow müzik ve ekranda Erdem'le çekildiğimiz fotoğrafa bakıyordum. Ben ona bakıyorum, o kameraya bakıyor fotoğrafta. İşte artık nasıl alamıyorsam gözlerimi ondan, fotoğrafa bile yansımış.

Hâlâ fotoğrafla bakışırken, bir dizide dinlediğim şarkı çalmaya başladı kulaklığımda. Ben bir yandan şarkıyı dinleyip bir yandan da fotoğrafla bakışırken, telefonum çalmaya başladı. Erdem, görüntülü arıyordu. Elim ayağıma dolaştı heyecandan ama hemen kendimi toparlayıp aramayı cevapladım. Erdem'in güzel yüzü görününce gözlerim doldu birden. Çok özlemiştim. Çok fazla özlemiştim.

Telefonu açınca, bir şey demeden bakıştık birkaç saniye. Aptal aşıklara bağlamıştık iyice. Elimi hafifçe kaldırıp selam verdim.

"İyi geceler." dedim heyecanla. Gülümsedi, o da benimle aynı şekilde selam verdi.

"İyi geceler. Uyandırmadım değil mi?" dedi. Ne güzel gülümsüyordu. Gülümsemesine daldığım için birkaç saniye gecikmeli olarak cevap verdim.

"Yok, henüz uyumamıştım. Her akşamki rutinimi tekrarlıyordum." dedim. Hayır! Bunu demeyecektim, resmen ağzımdan kaçırmıştım!

"Neymiş o rutin?" dedi. Yüzünde meraklı bir ifade verdi.

"Hiiiç. Öyle saçmalıyorum işte." diye geçiştirmeye çalıştım ama yemedi.

"Bebeğim seni tanıyorum biliyorsun değil mi?" dedi bu kez. Bebeğin yer seni be!

"Şey, fotoğrafına, yani fotoğraflarımıza bakıyordum. Seni özledim de ben." dedim utanarak. Yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi.

"Bunu bende yapıyorum her akşam. Fotoğrafına bakmadan yatmıyorum. Ama bu gece dedim ki yüzünü göreyim gül yüzlümün." dedi. Gül yüzlüm dedi. Ah, ölecektim şimdi! Yüzümü utançla öne doğru eğdim istemsizce. "Sen utandın mı pisicik?" diye sordu bu kez gülerek.

"Pisicik mi?" dedim şaşkın bir şekilde.

"Evet. Ne zaman bir kedi görsem aklıma direkt olarak sen geliyorsun. Tam bir kedi gibisin benim için sen." dedi.

"Patilerim ama seni ona göre." dedim huysuz bir şekilde. Ufak bir kahkaha attı.

"Benim için sorun yok. Senden gelen herşeye razıyım. Bunu biliyor olman gerekirdi." dedi. Sonra aydınlanmış bir şekilde bakarak konuştu. "Ben şimdi sana pisicik dedim ya, artık seme gibi düşünemem seni." deyip kahkaha attı yine. İyi takmıştı bu seme uke muhabbetine.

"Eğleniyor musun Erdem?" dedim suratımı asarak.

"Çook." diye cevap verdi. Ağzı kulaklarındaydı.

"Sen bu akşam fazla mutlusun. Hayırdır?" diye sordum. Çünkü öyleydi aw.

"Yok aşkım. Seni görünce böyle oluyorum otomatik olarak. Yani senle sevgili olunca, böyle programlandım." dedi. Bu akşam ne çok saçmalıyorduk? Yine de merak ederek sordum.

"Nasıl yani?" dedim ama korkuyorum acaba ne geliyor diye.

"Şimdi güzelim bak. Senle özel birçok şey yaşadık. Bende işte, seninle konuşunca, seni görünce veya düşününce falan yüzüme şu an olduğu gibi bir sırıtma yayılıyor. Yapışıp kalıyor sonra." dedi. Istemsizce yüzümde gülümseme oluştu benim de. Benimle aynı şeyleri yaşıyordu ve bu çok güzeldi. Güzelliğimize ağlamak istiyordum.

"Aynı şeyleri hissetmek harbiden güzel oluyormuş." dedim istemsizce.

"Bence de bitanem." diye cevapladı. Bir süre daha bakıştık. Sonra aklına yeni bir şey daha gelmesiyle devam etti. "Ha bu arada ne zaman evleniyoruz?" dedi. Ciddi bir ifade vardı yüzünde. Ciddi ciddi bunu soruyordu.

"N-ne?!" diyebildim şaşkınlıkla. Tatlı bir şekilde gülümsedi ve cevap verdi.

"Bence senin okulun bitsin evlenelim. Biz seni istemeye gelelim." dedi. Evet, bunu konuşuyorduk.

"Erdem... Sevgilim farkında mısın bilmiyorum ama yaşadığımız ülke böyle şeylere pek açık sayılmaz?" dedim. Aslında Erdem'le evlenmek güzel olabilirdi.

"Off biliyorum. Gerçekleri çat çat yüzüme vurmasan olmuyor değil mi?" dedi dudaklarını büzdü çocuklar gibi. İşte böyle yapınca tam yemelik oluyordu!

"Ama bu demek olmuyor ki seninle evlenmeyeceğim." dedim gülümseyerek.

"Yani evleneceğiz değil mi? Bak aşkım gözlerini kapat bir." dedi. Anlamayarak baktım.

"Neden?" dedim. Heyecanla konuştu.

"Bebeğim sen kapat gözlerini bak bende kapatıyorum." dedi ve kapattı gözlerini. Gülümsedim ve bende kapattım gözlerimi. "Kapattın mı?" diye sordu.

"Hı hımm " diye onayladım ve neler olacağını beklemeye başladım.

"Bak şimdi güzelim. Sen okulunu bitirmişsin. Sonra biz evlenmişiz. Sen üniversite okuyorsun. Eve benden önce geliyorsun. Yemek yapıyorsun bize. Sonra benneve geliyorum. Üstünde mutfak önlüğüyle kapıyı sen açıyorsun bana." dedi ve iç çekti. O anlatıyordu ve ben hayalimde canlandırıyordum o anlatırken. "Beraber, yaptığın yemekleri yiyoruz. Sonra televizyon izliyoruz birlikte. Sarılarak. Göğsümde uyuyorsun geceleri. Sabahları da öpücükle uyandırıyorum seni." dedi ve sustu.  Gözlerimi açıp baktığımda o da gözlerini açtı. Yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı. Aynısından benim yüzümde de vardı. "Yaaa evlenelim lütfeeeeeen." dedi çocuk gibi mızmızlanarak.

"Tamam bitanem. Söz evleneceğim seninle." dedim. En fazla, aynı evde yaşardık. Gülümsemesi büyüdü ve öpücük yolları kocaman.

"Seni çok seviyorum sevgilim benim. Söz verdin. Artık cayamazsıııınn." dedi mutlulukla gülerek. Bende güldüm o gülünce.

"Ben de seni çok seviyorum. Ayrıca evet. Söz verdim ve caymayacağım." dedim. Bir süre daha konuştuktan sonra kapattık telefonu.

Yüzümdeki sırıtmayla, uyumak için yatağa girdim iyice. Yorganı üstüme çektim ve Erdem'in fotoğrafına son kez öpücük bıraktım. Rüyamda onu görmeyi dileyerek uykunun kucağına bıraktım kendimi.

Ya yicem sizi canım oğluşlarım benim 😍😍

Yaaa çok tatlı değiller mi 😍😍

Yorumlarınızı bekliyorum 🙏🏻

Sizleri seviyorum 💙

CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin