CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)

75.Bölüm 🌙

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Erdem
Bir yeni güne daha sevgilimin kollarında uyanmıştım. Kolunun birini üstüme atmıştı. Yüzü yastığa gömülmüştü ve dudakları aralık olduğu için büzülmüştü. Harika görünüyordu. Çok sevimliydi. Kolunu yavaş bir hareketle üstümden çekip doğruldum. Dudaklarına bir öpücük kondurup yavaş adımlarla odadan çıktım.

Salona girdiğimde de TuTu çiftini gördüm. Hala uyuyorlardı. Ne kadar ısrar etsem de koltukta yatıramamıştım. Yerde yatmak istemişlerdi ve birkaç tane yorganı üst üste serip yer yatağı yapmıştım onlara. Sarılmış uyuyorlardı hâlâ. Umarım sonradan, bizi yerde yatırdın diye söylenmezlerdi bana.

Mutfağa geçtim ve çay suyu koyup kahvaltı hazırlamaya başladım. Yarım saatte halletmiştim. Ama herkes uyuyordu. Bir elime cezve bir elime de kaşık aldım ve salona geçtim. Sinsice sırıtıp kaşığı cezvenin altına vurmaya başladım.

"Uyandırma servisi! Hadi bakalım kalkın!" diyerek ikilinin tepesine gidip devam ettim. Ikisi de huysuzca mırıldanmaya başlamışlardı bile. Hâlâ vuruyordum. Sesten rahatsız oluyordum ben de ama vazgeçmeyecektim.

"Erdem siktir git sabah sabah uğraşma." dedi Tuna sinirli bir şekilde.

"Aaa ayıp sana. Insan günaydın falan der. Küfür ediyor terbiyesiz." dedim ve kınar gibi yüzüne baktım.

"Hocam böyle mi uyandırılır ya!" diye isyan ediyordu Tuğra da.

"Kusura bakma Tuğracım bir dahaki sefere öperek uyandırırım." dememle kafama yastığı yemem bir oldu.

"Sen git sevgilini öperek uyandır." dedi Tuna yerinden doğrulurken. Sırıttım ve bir şey demeden cezve ve kaşığı mutfağa bırakıp yatak odasına geçtim. Eğer onu da cezveyle uyandırsaydım canıma okurdu.

Odaya girdiğimde hâlâ uyuyordu. Yanına yaklaşıp yüzüne baktım ve yavaşça dudağına eğildiğim sırada kapı gürültüyle açıldı. Birden gürültü koptu ve Meriç sesin etkisiyle kafasını kaldırınca, kafası benim kafama çarptı. Acıyla inleyerek yatağa sırt üstü bıraktım kendimi, alnımı tutarak. Meriç de başını tutuyordu ve gürültüyü çıkaran ikili haykırarak gülüyordu bize. Tuna'nın elinde, benim mutfağa bıraktığım cezve ve kaşık vardı.

"Erdem çok mu acıdı?" dedi yatağın üstünde emekleyerek bana doğru geldi Meriç. Doğruldum başımı tutarak.

"Yok güzelim. Geçer birazdan." dedim. Sonra o hainlere baktım. "Lan insan böyle mi uyandırılır?" dedim Tuna'ya. Bana sırıtıp dudaklarını büzerek konuştu.

"Kusura bakma Erdemcim bir dahaki sefere öperek uyandırırım." dedi ve kıkırdadı. Gözlerimi kısarak baktım ona. Benim lafımı bana satıyordu. "Hadi biz geçiyoruz kahvaltıya. Siz de gelin." dedi ve çıktılar odadan.

Yerimden kalkıp sevgilimi çenesinden tutup dudaklarından öptüm. Başının çarptığı yeri de öptüm. Öpünce geçmesini diledim.

"Ben gidiyorum. Sen de elini yüzünü yıkayıp gel sevgilim." dedim ve çıktım odadan. Mutfağa geçip yerime oturdum. Tuğra'yla Tuna yanyana oturmuşlardı. Ben de Tuna'nın karşısındaki yere geçtim. Birkaç dakika içinde de Meriç gelip yanıma oturdu. Kahvaltıya başladık.

Keyifli bir kahvaltı sonrası biraz sohbet ettik biraz film izledim ve güzel bir gün geçirdik. Sanırım biz iyi bir dörtlü olmuştuk.

Geçiş bölümü.

Yorumlarınızı bekliyorum 🙏🏻

Sizleri seviyorum 💙