65.Bölüm 🌙

2.3K 178 130
                                    

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Meriç
Okul çıkışında Tuğra'yla beraber eve yürüyorduk. Bir yandan da sohbet ediyorduk. Konu halı sahadan açılınca, aklıma yine sabah Alper'in garip bakışları geldi. Tekrar aynı konuyu dile getirdim ben de.

"Sabah cidden farketmedin mi sen Alper'in bakışlarını?" diye sordum. Ama aşktan kör olan arkadaşım farketmemişti.

"Yok kanka. Nasıl baktı ki?" diye sordu. Sorun oradaydı işte. Nasıl baktığını anlatamıyordum.

"Ya ne bileyim? Bir değişikti işte." dedim yine ne diyeceğimi bilemeyerek.

"Takılma oğlum boşver." dedi ve durdu. "Eh ben buradan ayrılıyorum o zaman." diye devam etti. Başımla onayladım ben de sadece. "Geçerken seni alırım beraber gideriz. Motorla geleceğim." dedi ve eliyle selam vererek evinin olduğu sokağa girdi. Ben de birkaç dakika daha yürüdükten sonra eve vardım.

Kapıdan girer girmez annem yanımda bitmişti. Kafeyi erken kapatmış demek diye düşündüm.

"Hoşgeldin bebeğim." dedi ve yanağıma kocaman, sulu bir öpücük kondurdu. Elimde olmadan gülümsedim.

"Hoşbuldum annecim." dedim ben de öptüm yanağından. Işıl ışıl gülümsedi sıcacık.

"Hadi gel bakalım. Bugün kafeyi erken kapatıp eve erkenden geldim ve sana sevdiğin, damla çikolatalı kek yaptım." dedi elimden tutup mutfağa çekerek. "Çay da yaptım. Anne-oğul karşılıklı keyif yaparız diye düşündüm." dedi. Saate baktım. Henüz iki saatim vardı. Biraz anneme zaman ayırabilirdim.

"Yaparız tabi annecim. Ama ben iki saat sonra çıkacağım haberin olsun." dedim ve annemin bakışları beni buldu. "Önce bir ellerimi yıkayayım geliyorum." dedim annem kekleri dilimlerken. Onaylayan mırıltılarını duydum banyoya giderken. Ellerimi yıkadıktan sonra çıktım banyodan. Mutfağa geçip, tezgahın kenarında bulunan yüksek taburelerden birine oturdum. Annem konuşmaya başladı hemen.

"Nereye gideceksin? Akşamları pek çıkmazsın normalde?" diye sordu.

"Arkadaşlarla halı sahada maç yapmak için sözleştik." dedim ve kekten aldım biraz. Her zamanki gibi nefisti tadı.

"Kim bu arkadaşlar?" diye sordu bu kez. Yönelimimden dolayı zarar görmemden korkuyordu ki haklıydı, o yüzden böyle ayrıntılı bir şekilde soruyordu.

"Sınıftan çocuklar anne. Merak etme. Hem Tuğra'da geliyor." dedim.

"Anladım oğluşum. Ama ne olur ne olmaz dikkat et yine de." dedi ve çaylarla kekleri tezgaha koyup karşıma oturdu. Sonrasında da koyu bir sohbete daldık her zamanki gibi. Bir saat kadar oturduktan sonra önce banyoya geçip işlerimi hallettim. Odama geçip rahat bir şeyler giyindim ve bir tişörtle, şort koydum spor çantama. Deri ceketimi de üstüme giyince tamamdım. Saçlarınla uğraşmadım, olduğu gibi bıraktım. Kapıdan çıkacakken annem geldi yanıma.

"Gidiyor musun oğlum?" dedi ayakkabılarımı giyerken. Onaylayan mırıltılar çıkardım sadece. Ayakkabılarımı giydikten sonra doğruldum ve spor çantamı taktım tek koluma. Ceketimin önünü de annem kapattı boğazıma kadar... Herhalde soğuktan öleceğimi falan düşünüyordu. "Fazla geç kalma tamam mı?" deyip yanaklarımdan öptü.

"Tamam. Geç kalmamaya çalışırım." dedim ve çıktım evden. Kapıya inince, Tuğra motorun üstünde beni bekliyordu. "Arasaydın ya olum geldim diye. Ne bekliyorsun soğukta?" dedim.

CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin