135.Bölüm 🌙

1.3K 122 37
                                    

İyi okumalar 🌙

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Buğra
Alper'i, önceden sıkça geldiğim bir yere getirdim. Sessiz sakin bir yerdi ve bize de böyle bir yer lâzımdı. Arabada sadece müzik sesi hakimdi. Tek kelime etmemiştik daha. Arabadan inip, kaputa oturdum. Manzarayı izlemeye başladım. Kapı kapanma sesi duyunca, Alper'in de arabadan indiğini anladım. Birkaç saniye sonra, yanıma oturdu. Ellerimi yanıma dayamıştım. Yavaşça kalktım ve konuşmaya başladım. Alper konuşmaya niyetli değil gibiydi.

"Evet konuşalım artık. Bak, burada bizden başka kimse yok. Sadece biz varız. Korkmana gerek yok. Her neden korkuyorsan korkma. Benden de korkma." dedim. Yüzüme baktı öylece bir süre. Başını öne eğip mırıldandı. Ama duydum.

"Korkmuyorum." dedi. Alaycı bir gülüş kaçtı dudaklarımın arasından.

"Korkmuyor musun? Daha birkaç saat önce benden korktuğunu söyleyen sen değil miydin?" diye sordum. Oturduğu yerden kalkıp saçlarını karıştırdı.

"Bilmiyorum tamam mı ? Bilmiyorum. Kafam karışık." dedi. Elimin birini saçlarımdan geçirip, bir adım yaklaşıp cevap verdim karşımdaki çocuğa.

"Alper, kafan karışık olmamalı. Ben sana söylediğim şeyde ciddiydim." dedim ve bir adım daha yaklaştım. Aramızda az bir mesafe vardı. "Sana, senden hoşlandığımı söylerken yalan söylemiyordum. Aslında, hissettiklerimin yanında, hoşlanmak kelimesi yetersiz kalıyor." dedim. Alper, dediklerimden sonra başını kaldırıp yüzüme baktı. Gözleri nemliydi.

"Ben bilmiyorum. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyorum? Ben bugüne kadar hiç böyle hissetmemiştim ki!" dedi ve sonra birden omuzlarımdan itti beni bağırarak. "Hep senin yüzünden lan! Dengemi bozdun!" deyip tekrar itti. Hafif sendelesem de düşmüyordum. "Kalbimin ritmini de bozdun allahın belası!" deyip tekrar itti. Son dedikleri beynimde yankılanırken, ne hissedeceğimi, ne yapacağımı ve ne diyeceğimi şaşırmış durumdaydım. Sonra tekrar devam etti. Ama ağladığı için sesi titrek çıkıyordu. "Neden korktuğumu soruyordun değil mi? Bundan korkuyordum işte." dedi ve elimi tutup kalbine bastırdı. Çok hızlı atıyordu. "Sana kapılmaktan korkuyordum. Ama, korktuğum çoktan başıma gelmiş bile." dedi. Benim de kalbim çok hızlıydı. Ben de onun elini alıp kalbime bastırdım.

"Bak Alper. Ben de aynı durumdayım. Ben sana ilk gördüğüm anda kapıldım. Benden korkma. Duygularından, duygularımdan korkma." dedim ve boştaki elimle, onun da boşta duran elini tuttum. "Ellerimiz birbine kenetli olduğu sürece, korkmana gerek yok." dedim. Yüzüme bakarak konuştu fısıltı gibi çıkan sesiyle.

"Gideceksin. Biliyorum, burada kalmayacaksın. Gidince ne olacak? Ben ne olacağım?" dedi. Gülümsedim. Artık o olmadan nefes alabileceğimi bilmiyor muydu? Öğrenmeliydi.

"Alper... Seni nasıl bırakırım ben? Seni ilk gördüğümden beri nefes almama sebepsin. Sensiz hiçbir yere gitmem, gidemem." dedim ve elimdeki elinin, avucunu öptüm. Alper'in titrek sesini duyunca yüzüne baktım.

"Buğra, şu anların gerçek olup olmadığını nasıl anlarım? Sen gerçek olamayacak kadar güzelsin çünkü." dedi. Alper, ilk kez böyle diyordu bana. Aslında baya şaşırabilirdim buna ama şu andan kopmamam gerekiyordu. Şaşırmayı erteleyebilirdim...

"Şimdi sana gerçek olduğumu kanıtlayacağım." dedim ve elimi boynuna atıp dudaklarımızı birleştirdim. Öpücüğüm, saçlarıma atılan elle eş zamanlı olarak karşılık bulduğunda, beynimde havai fişekler patlıyor, kalbim de mümkünmüş gibi daha hızlı atıyordu. Her şeyin cevabı, dudaklarında hayat bulduğum çocuktu.

Ayayayayaa bunlar da oldu 😍

Bu aradaaa, 'OKYANUS MAVİSİ', 'EMANET', ve 'YÜREĞİMDEN TUT' adlı kitaplarıma destek olursanız cok sevinirim 💜

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 💜

CANIM ÖĞRETMENİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin