Merhaba! 🖤
Belki bilmeyenleriniz vardır diyerek kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Hükümran için, bir yazma yarışması yapma kararı almış ve sizlerden, 2500 kelimeyi geçmeyecek özel bir sahne yazmanızı istemiştim.
Sizler de çok güzel katılım sağladınız, bunun için hepinize teşekkür ederim. Gönderdiğiniz özel sahneleri okumam epey zamanımı aldı fakat sonunda, aralarından üç tanesini seçebildim. Gönül isterdi ki herkesinkine yer verebileyim, ancak o zaman etkinliğin amacından sapmış olurduk.
Etkinlik kapsamında gelen özel sahnelerin içinden üç tanesini seçerken, adil davranma konusuna çok önem verdiğimi bilmenizi isterim. Mail hesabıma gönderdiğiniz sahneleri özel bir Word dosyasına, isimsizce kaydederek ve numaralandırarak okudum. Okuduğumda hangi sahnenin kime ait olduğunu bilmiyordum ve ben de kazanan isimleri bugün öğrendim. Aslında beğendiğim beş tane sahne olmuştu, burada beşini de yayımlayacaktım fakat iki tanesi, garip bir şekilde gelecek bölümlere spoiler oluşturuyordu. Bu sebepten diğer ikisini, çokça üzülerek elemek durumunda kaldım.
Katılan herkese çok, çok teşekkür ediyorum. Yazdıklarınızı burada herkes okumayacak olsa bile ben onları daima saklayacak ve özledikçe açıp okuyacağım. Hepsi benim için, her zaman çok özel olacak.
Burada, etkinliğe katılan herkesin yazdığı sahneleri paylaşamayacak olsam bile, her birinize içtenliğimle teşekkür etmek isterim.
Asya Tosun, Ayşe Zülal Demirci, Ayşegül Küçük, Beyza Nur Çulhan, Beyza Nur Yıldız, Büşra Kılıç, Ceren Hilal, Çilay Katrancı, Elif Yılmaz, Emine Çakır, Halime Bütün, Hanife Horozlar, Hazal Kul, İrem Boydakoğlu, Lena Gülşen, Mahsun Genez, Merve Karayel, Muhammed Özacar, Mustafa Tuncel, Müjde Oruççiftçi, Nazife Kaplan, Özlem Ayvaz, Özlem Çeçen, Ravza Nur Canan, Reyya Yıldız, Rumeysa Boğçacı, Sahra Küçükyıldız, Sena Korkmaz, Seyide Çimen, Sudenaz Karabey, Tuana Baydar, Yağmur Ceylan, Zarina Beşirova, Zeynep Baş, Zeynep Gün, Zeynep Nisa Özüak, Zeynep Su Uygur ve Zeynep Varışlı...
Her birinizin emeğine, kalbine, sonsuz sağlık...
Hacer Günay'ın kaleminden:
Onlar cesurdu ama konu aşk olduğunda ikisi de bir korkaktı.
Kabusları, uykularını esir almıştı. Bir karabasan gibi çöküyordu üzerine. Boğazını sıkıyor, nefessiz bırakıyordu. Öyle ki tek bir nefesin ciğerlerine girmesi için çabalıyordu. Ellerini karanlığa siper ediyor, karşı çıkıyordu kendi karanlığıyla birlikte tüm kötülüklere. Yıllardır eksilmeyen bu çabası, Ay'ın altında sonsuzluğa uğurlanmış, geceye gömülmüştü.
Yorgundu. Hapsedilmeye çalışıldığı kafesinden, çıkmak için çırpınmıyordu.
Tek bir parmağını bile oynatacak o gücü bulamıyordu kendisinde. Savaşçı ruhu bu gece tüm kalkanlarını, düşmanlarına karşı indirmişti.
Yüzünde yarım bir gülümseme oluştu. Belki de tek düşmanı kendisiydi, herkesle savaşırken aslında en çok kendisiyle savaşıyordu. Kalkanları bir bıçak gibi yaralıyordu tüm ruhunu. Her bir darbesinde iyiyim diyerek kalkıyordu ayağa, fakat bu gece anlamıştı, iyiyim dediği her bir yara açıktı.
Oradaydı, kapanmamıştı.
İzlerinin kaldığı her bir yaradan, yeniden darbe almıştı. Almaya da devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMRAN
Genç Kurgu"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hi...