Merhaba bebeklerim. Yazarken hem çok eğlendiğim, hem de çok gerildiğim bir bölüm oldu. Keyifle okumanız dileğiyle!
Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. 🤍
Yüzyüzeyken Konuşuruz - 2013
Madrigal - Dip
Perdenin Ardındakiler - Beni Kendinden Kurtar
♟HÜKÜMRAN
24
"SIĞINAK"
Geceye ramak kala, akşam karanlığının şehre çarşaf gibi serildiği dakikalarda, kasvetli bir his de sis gibi çökmüştü kalbimin ortasına.
Arabanın ön koltuğunda arkama yaslanmış vaziyette oturuyor, akıp giden yolu ve şehrin göz alıcı ışıklarını izliyordum. Ne çok araba vardı; ne çok insan, ne çok hayat, ne çok hikaye ve bir o kadar gözyaşı.
Çıktığı yolun sonunda nereye varacağını bilmeyen, gözü kapalı yürüyen, kalbinde sadece acı, düşüncelerinde kaygı ve avuçlarında kaybından başka serveti olmayan birileri olmalıydı.
Bu dünyada yalnız değildim, muhakkak aynı acının içinden geçtiğim, birileri daha olmalıydı.
"Fazla sessizsin," dediğinde düşüncelerim bir toz bulutu gibi dağıldı. Yanımdaydı. Arabayı kullanıyordu. Ve yola çıktığımızdan beri o da benim kadar sessizdi.
"Öyleyim," dedim bakışlarımı yoldan çekmeden.
"Bir sorun mu var?" diye sordu. "Bugünkü mevzuyu mu düşünüyorsun? Eğer öyleyse, konuşabiliriz."
Behzat'ın mekânında olanlardan ve sonra kendimi tuvalete kapatmamdan bahsediyordu. Ona sorduğum sorulardan ve bana vereceği cevaplardan... Beni eve bıraktıktan sonra bir daha konuşmamıştık, daha doğrusu konuşmaya vaktimiz olmamıştı. Ve ben uzun uzun düşünmüştüm. Kendi içsel savaşlarımdan, kalbimde başa çıkamadıklarımdan ve zayıflıklarımdan, güvenmediğim bir adamın haberi olmamalıydı. Bu beni yalnızca daha da güçsüz kılardı.
Bugünün bir tekrarı yaşanmamalıydı ve bu konu, öylece kapanmalıydı.
"Bugün bir şey olmadı." Bakışlarım hâlâ yoldaydı. "Konuşulacak bir şey de yok."
"Kestirip atacak mısın böyle?"
"Evet," dedim tereddütsüz.
"Bu meseleyi konuşmamız gerekiyor ama," dedi Aybars. Bugün değilse bile yarın, mutlaka. "Şu Behzat mevzusunu, bir daha hiç açılmamak üzere kapatsak..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMRAN
Teen Fiction"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hi...