LI | ş ü p h e

36.4K 3.3K 7K
                                    

Merhabalar. Güzel bir bölümle geldim, keyifle okumanız dileğiyle. Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım. 🤍


Dedublüman - Sakladığın Bir Şeyler Var
Alexiou Harris - Ola Se Thimizoun


HÜKÜMRAN

51

"ŞÜPHE"


Kendinden çok sevdiğin, kalbini ve ruhunu ellerine teslim ettiğin, neyi sevip neyi sevmediğini ezbere bildiğin bir insanın, bir zaman sonra yabancıya dönüşmesi ölüm kadar ağırdı.

Karşında duruyor ama yanına gidemiyorsun, elini uzatsan dokunabileceksin ama dokunamıyorsun, konuşmak istiyor ama tek kelime edemiyorsun. O sana nefretle bakabiliyor ama sen onun gözlerinin içine bile bakamıyorsun.

Bu, ölümden daha ağırdı.

Sanki bunu yaptığımda, gözümün gördüğü şey bir gerçek olmaktan çıkıp sanrıya dönüşecekmiş gibi perdeyi hızlıca kapattım. O şekilde kaç saniye boyunca bekledim bilmiyorum, bu defa kendimi göstermeden perdeyi hafifçe aralayarak tekrar baktığımda göğsümün ortasında bir ağrı hissettim. Hayal görmüyordum. O gerçekten de karşımdaydı ve komşu evin içindeydi.

Kendimi güç bela yatağa attım, uzun ve derin nefesler aldım ama sakinleşebilmek bu saatten sonra ihtimal bile değildi.

Neden burada olduğunu anlamak zor değildi fakat böyle bir şey beklemediğim için fazlasıyla afallamıştım. Günler önce gece vakti beni evden kovduğunda, bir daha uzun bir zaman boyunca yüz yüze gelmeyeceğimizi sanmış ve kendimi buna hazırlamıştım. Umurunda olmadığımı söylememiş miydi? Tam olarak neyin peşindeydi?

Bir süre sonra odamın kapısı tıklatıldı. "Berzâh? İyi misin?"

Kapının ardında Mattias vardı.

Mattias'tan saklayabileceğim bir durum değildi bu. Eninde sonunda o da Aybars'ı görecek ve Lorenzo'ya haber verecekti. Önemli olan, Lorenzo'nun bu duruma nasıl bir tepki vereceğiydi.

"İçeri gir," dedim kuru bir sesle. Mattias anında kapımı açıp içeri girdiğinde dikkatle yüzüme baktı. Bir şeylerin ters gittiğini hemen anlamış ve kaşlarını çatmıştı. Kapıyı yavaşça örterken "Bir sorun mu var?" diye sordu olan bitenden habersizce.

"Büyük bir sorun var, Mattias." Bakışlarım, az önce perdeyi sonuna dek kapattığım pencereye çevrildi. "O burada. Ece'nin bahsettiği villaya taşınan oymuş."

"Siktir," diye söylendi Mattias, bana inanmamıştı. Doğruca pencereye yürüdüğünde "Sakın açıp bakma, dikkatini çekme!" diye bağırsam da çok geçti. Bir anlık şaşkınlığa ve merakına yenilip perdeyi sonuna kadar aralamış ve aynı manzarayla o da karşılaşmıştı.

Aybars hâlâ oradaydı. Bu kez Mattias'ı görünce elini değil, ne içtiğini bilmediğim bardağını havaya kaldırmıştı.

"Dalga mı geçiyor benimle?" diye sordu Mattias, bakışları hâlâ karşıdaydı. "Adama bak ya... Nasıl da dağıttım ama yüzünü der gibi..."

"Sana perdeyi açma dedim, değil mi?" Beni dinlemediği için Mattias'a öfkelenmiştim, ayağa kalkıp kendim de kapatamıyordum perdeyi. Oturup kaldığım yatağa çivilenmiştim sanki. "Ne yapacağız şimdi?"

"Lorenzo'yu arayacağım." Mattias'tan da farklı bir tavır sergilemesi beklenemezdi. Perdeyi sertçe kapattığında sirke satan bir suratla yatağımın karşısındaki gri berjere oturdu. Telefonunu çıkardı ve Lorenzo'yu aradı. Hiçbir şey düşünemiyordum. Beynim tamamen durmuştu. Lorenzo bu habere nasıl bir tepki verir, ne söylerdi, kestiremiyordum.

HÜKÜMRAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin