Merhaba, sonunda geldik! Ama nasıl geldik... Bu bölüm Hükümran'ın en uzun ve en önemli bölümlerinden biri. Atlamadan, sindire sindire okumanızı istiyorum. Bölümdeki her bir detay önemli ve fazlasıyla duygusal sahnelerle dolu. Yazarken bir miktar ciğerim soldu. Umarım yanınızda peçete vardır. Ağlayarak, pardon keyifle okuyun. 🥲Yorum yapmayı ve oy vermeyi de es geçmeyin, olur mu?
Fleurie - Breathe
Cem Karaca - Sen de Başını Alıp Gitme
Gülden Karaböcek - Ağlıyorsam YaşıyorumHÜKÜMRAN
32. BÖLÜM
"GEÇMİŞ"
İnsanı büyüten yıllar mıydı yoksa yaşadıkları mı?
Beni zamana bırakmadan büyüten bazı yaşanmışlıklar, çocuk yaşta kadın olmanın acımasızlığını da tattırmışlardı. Geçmişin bana öğrettiği tek bir şey vardı; günün birinde güvendiğin her dağa karlar yağardı, sırtını yasladığın her çınar bir gün yıkılırdı ve sen altında kalırdın.
Belki de bu yüzden kapatmıştım kalbimin kapılarını. Beni yenik düşürecek her duyguya ve sevgisinin sahteliğiyle kandırabilecek her insana... Ama bir noktada yarım kalmış olmalıydım. Babam beni ne kadar sevmediyse o kadar büyüktü hırçınlığım. Babama ne kadar güvenmediysem o kadar aptalcaydı herkesi onun gibi sanışım. Sevmeye, sevilmeye ve kabul görmeye o kadar muhtaçtım ki sırf bu yüzdendi hiç ummadığım bir adama kapılışım ve beni sürüklediği her çıkmazda biraz daha dibe batışım.
Sevmek ne demek bilmiyordum.
Sevilmek ne demek, hiç bilmiyordum.
İlk defa tattığım her duygunun tecrübesizliğinde boğulmaktan, her seferinde yanlış olana sarılmaktan yorulmuştum.
Artık pes ediyordum.
Timur'un doğum gününü kutladığımız gece vurulan yalnızca Vural değildi. Onu vuran Raşit'ti fakat o gece o da vurulmuş ve kaçıp kurtulmak isterken kendi eliyle sonunu getirmişti. O depodan nasıl çıktığı ve ona kimin yardım ettiği, aradan geçen günlere rağmen belirsizliğini koruyan bir gizemdi. Vural hiçbirimize belli etmeden Raşit'in peşine düşmüş ama onu durduramamıştı. Kaçmayı aklına koyan Raşit'in, üzerine saçtığı mermi yağmurunda kolundan yaralanmış ve korumalardan birinin Vural'ı korumak için sıktığı kurşunla sokak ortasında ölmüştü. Olayın üzeri polis dahil olmadan örtülmüştü fakat Raşit dört yıl öncesini, o gece yaşananların perde arkasını ve tüm bildiklerini kendisiyle beraber mezara götürmüştü.
Sonuna gelmişken kaybetmiştik, şimdi ellerimiz ilk günkünden daha boştu.
Tek sorun bu da değildi. Kartal, Vural'ın Aybars'la bir olup kendisinden Raşit'i sakladığını öğrendiğinde öfkeden deliye dönmüştü. Ondan gizlenen tek şeyin Raşit olduğunu sandığı için bu kadar deliren bir adamın, günün birinde gerçekleri tamamen öğrendiğinde vereceği tepki beni korkutuyordu.
Aybars'ın Raşit'i yalnızca Resul Kayhan'a karşı bir koz olarak tuttuğuna inandırılması zor olmuştu ama olmuştu.
O günün gecesi Dilhan ve ben hemen eve dönmüştük. Timur sabaha karşı döndüğünde Aybars da yanındaydı. Aybars'ın öfkesi ve şaşkınlığı o kadar tazeydi ki saatlerce kendisine gelememişti. Son zamanlarda yaşanan her şeyin nasıl bu kadar ters gidebildiğini aklı almıyordu, delirecek gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMRAN
Novela Juvenil"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hi...