Herkese merhaba, biz geldik! Bölüme geçmeden önce sizlerden bir ricam olacak. Biliyorsunuz ki artık Hükümran'a özel, Aybars'ın repliklerinden oluşan bir şarkımız var. Şarkıyı medyaya ekledim. Dinlemeyenler mutlaka dinlesin, çok, çok güzel! Şarkıyı Youtube üzerinden beğenirseniz de beni çok mutlu edersiniz. Şimdi bölüme geçebilirsiniz, keyifli okumalar dilerim! 🤍Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayalım.
Kaldık Böyle - Ağla Kıyametim
(Bizim şarkımız) 🥺🖤
HÜKÜMRAN37
"KIYAMET"
Yanlış kararlar ve adımlar pişmanlıkları, acı tesadüfler ve tuzaklar zamansız bir ölümü doğurmuştu.
İnsan kaderden de ölümden de kaçamazdı fakat başka bir yolun, başka bir ihtimalin var olma düşüncesi aklımı da ruhumu da zehirliyordu. Zihnimde binlerce kez geriye sarıyordum zamanı, bu şehre hiç adım atmadığım o sabaha dönüyor ve asla kat etmiyordum o yolları. Keşke bunu gerçekten yapabilecek gücüm olsaydı... Ama yoktu, kendimi ikna etmeye yetecek kadar bile gücüm yoktu.
Zaman akıp gidiyor, Ada'nın gözleri gözlerimin önünden bir an olsun gitmiyordu. Ölümünün üstünden dört gün geçmişti fakat hâlâ inanasım gelmiyordu. O anne olmayı beklerken ölüm çalmıştı kapısını, onu beyaz bir kefene sarmışlar ve annem gibi toprağın altına koymuşlardı. Kendimi öyle suçlu hissediyordum ki, bu suçluluk hissi beni öyle bir boğuyordu ki o sancılı akşamın üstünden geçen her gün ve her saatte ıstırabım katlanarak büyüyor, beni dipsiz bir kara deliğin içine çekiyordu.
İyi değildim ve olmak da istemiyordum. Kimsenin yüzüne bakamadığım gibi, aynadaki yüzüme de bakamıyordum.
İçimde bir kasırga vardı, sönmüş bir yangından kalan külleri oradan oraya savuruyordu. Düşüncelerim karmakarışıktı, aklım neyin doğru neyin yanlış olduğunu bir türlü kavrayamıyordu.
Ada'nın cenaze törenine katılmamış, o sevdikleri tarafından son yolculuğuna uğurlanırken yanında olamamıştım. Hastane koridorunda ölüm haberini aldığımız andan beri ne ailesinin, ne de Kemal'in yüzüne bakamamıştım. Bakamazdım... Hiçbir suçumun olmaması yaşananları silmiyor, hissettiğim vicdan azabını dindirmiyordu. Kemal'in acısı çok tazeydi, belki de şu an kimin suçlu olduğunu anlayacak halde bile değildi. Ama bir zaman sonra zihninde kurduğu mahkemede hepimizi yargılayacak ve bu ölümde payımız olduğunu anlayacaktı. Bu kaçınılmaz olandı ve düşündükçe beni mahvediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜMRAN
Teen Fiction"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hi...