LXVIII | b u z

9.8K 1K 482
                                    



HÜKÜMRAN

68

BUZ

Cem Adrian - Seni Kaybettim
Gökhan Türkmen - Rüya



Omuzlarımdaki yük yeterince ağır değilmiş gibi, bir de kalbimin yükünü taşıyordum çekip gittiğim günden beri.

Aslında hayır... O silahı elime aldığım andan beri... Bir kurşun sıkarak kalbine, bir ruhu öldürdüğümden beri... Ya da hayır, doğduğumdan beri...

Ama artık taşıyamıyorum ve azat edilmek istiyorum göğsümü yakıp kavuran bu histen, yenik düşmek istemiyorum aynı aşka defalarca, özlemek istemiyorum ama biliyorum da... Kaçış yok o siyah gözlerden. Yine de her baktığımda ölmek istemiyorum, ilk defa bu kadar çok istiyorum unutmayı ve bu kez sahiden...

Bana, sen hiç mi istemedin unutmayı diye sorduğunda istediğimi söylemiştim ama yalandı. Ben onu hiçbir zaman unutmak istememiştim. Ondan vazgeçtiğimde, onu artık istemediğimde bile, ömrüm boyunca kalbimin bir köşesinde onu yaşatacağımı biliyordum; çünkü onu sevmek hayatımın anlamı olmuştu, o yanımda olmasa da olurdu... Bir ömür boyu yokluğuyla yaşar, anılara tutunur ve onu sevmeye devam ederdim çünkü hiç kimse tutmazken, o tutmuştu ellerimi.

Dünyası babası tarafından yıkılmış bir kız çocuğuyken, o benim dünyam olmuştu.

Gülmeyi unutmuştum ben, tebessümlerim olmuştu.

Evim yoktu, evim olmuştu.

Ben onun yerine kimseyi koyamamıştım ama o, benim yerime bir başkasını koymuştu.

Şimdi bana, beni hiç yıkmamış ve göğsüme acısı hiç geçmeyecek bir ihanet kurşunu sıkmamış gibi bakıyordu. Hiçbir şey olmamış gibi tutabiliyordu ellerimi, sözler verebiliyordu sanki bir anlamı kalmış gibi... Ama benim ona bir kez daha inanmaya gücüm de niyetim de yoktu.

"Berzâh Hanım?" Benimle ilgilenen doktor odaya girdiğinde, bunu fırsat bilerek çektim tuttuğu ellerimi. Doktor bana iyi olup olmadığımı soruyordu ama cevap veremiyordum, kafamda az önce söylediği sözler dönüp duruyordu. Sersem gibiydim, iyi hissettiğim söylenemezdi ama daha fazla burada kalmak ve onunla aynı havayı solumak istemiyordum.

"İyiyim," diyerek başımı salladım son anda. "İyiyim ben, çıkmak istiyorum."

"Dilediğiniz zaman çıkabilirsiniz," dedi doktor tebessümle. "Geçmiş olsun."

Sözlerinin ardından odadan çıkıp kapıyı kapattığında bakışlarımı tavana diktim. Onunla göz göze gelmek de istemiyordum.

Ama o bana bakıyordu, bir an bile gözlerini üzerimden ayırmadan üstelik... Aramıza sessizlik çökmesine izin vermeden, "Eve gidelim," dedi yumuşak bir sesle. "Hem... Konuşmamız lazım o mesele hakkında."

Konuşacak bir şey kalmamıştı ama bunu dile getirmedim.

Bakışlarımı tavandan ayırmadan, "Su alır mısın bana?" diye sordum. "Susadım."

Hızlıca ayağa kalktığında göz ucuyla ona baktım. "Alıp geleyim, çıkarız sonra," dedi kapıyı işaret ederek.

Başımı salladım ve Aybars odadan çıkana kadar kıpırdamadım yerimden. Odadan çıktığı anda ise başımın dönmesine aldırmadan ayağa kalktım, çantam evinde kalmıştı ama neyse ki telefonum cebimdeydi. Daha fazla burada kalmayacak, evine gitmeyecek, onunla hiçbir şey konuşmayacaktım. Kapının ardında durup onu izledim, kantine doğru uzanan koridorda gözden kayboluncaya kadar da bekledim. Sonrasında odadan çıktım ve çıkışa ilerledim hızlı adımlarla. Buraya kadardı. Biz, bunca yolu boşa yürümüşüz Aybars. Bunca acıyı da boşa çekmişiz. Artık hiçbir şeye inandıramazsın beni.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 04, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HÜKÜMRAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin