-21-

15.6K 811 291
                                    

Ağlamaktan dolayı sarsılan omuzlarımda hissettiğim el beni yatıştırmıyor aksine içimde kalan her şeyi dışa vurmamı sağlıyordu. Gözümün önünü seçemiyordum artık. Kerim bedenini geri çektiğinde üşümüştüm. Sert vücudunun himayesinde olmak rahatlatıcıydı. Şimdi uzaklaşınca kötü hissetmiştim.

"Özür dilerim, seni korumam gerekirdi."

Tekmelediği adama sağlam bir küfür savurmuştu.

Yanağımdaki ıslaklığı silip akan rimeli önemsemeden gözlerimin altını temizlemeye çalıştım.

Yüzüme bakıp "Komik oldun." demişti.

"Gülmüyorsun ama?"

Sözlerim üzerine dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Ağladığın için gülemiyorum."

Aslında gülmesini bastırdığı yoktu. Yine ifadesizdi. Biraz önceki kasılan yüzü gevşemişti en azından.

O esnada orta yaşlı bir adama ait olduğunu düşündüğüm gür bir ses duymuştuk kapının ardından.

"Kerim!" diye bağırarak içeri giren orta boylu tombul adama baktım. Kerim ayağa kalkıp görüş açımı kapatacak şekilde önüme geçmişti.

"Kapıya diktiğim onca koruma varken adam dövmek sana mı kaldı?"

Kerim'in üzerine yürüdüğünü gördüğümde bir şey yapabilirmişim gibi ayaklanmıştım. Dehşet içinde bir adama bir Kerim'in sırtına bakıyordum. Kerim olduğu yerde kımıldamadan adamın üzerine gelmesini bekliyordu.

Yeterince yaklaştıklarında adamın boyunun Kerim'in yanında kısa kaldığını fark ettim.

"Müşterileri rahatsız ediyordu." Sesi kayıtsızdı.

"Haber verseydin o zaman. Sana ne lan müşterinin rahatsızlığından!"

Adamın sesi küçük odayı inletiyordu. Olduğum yerde sıçradığımda beni yeni fark etmiş gibi bakıyordu. Kerim'i gerisinde bırakıp bana doğru yöneldi.

"Müşteri dediğin bu kız mı?" derken ayaklarımdan saçlarıma kadar süzmüştü beni.

Kerim vücudunu bana doğru döndürmüş ve iki adımda önümde dikilmişti. Vücudumun yarısı Kerim'in ardında kalıyordu. "Arkadaşım." dedikten sonra bileğimi yakalamıştı.

" Yağlı müşteriyi kaçırdın, oradaki müşterileri korkuttun. Bunun bir bedeli olacak." demişti çenesini havaya kaldırarak. Boyu bir erkeğe göre kısa kalıyordu ve bunun farkında olmalıydı ki oklava yutmuş gibi dik durmaya özen gösteriyordu.

"Sonra konuşuruz Cemal Abi."

Bu haliyle Kerim benim korumam gibiydi. Bedenini benim önümde siper etmişti. Sanki Cemal denen adamın kızacağı kişi o değil de bendim.

Cemal, son kez bana bakıp arkasını dönmüştü. Gittiğinde tuttuğum nefesimi bırakmıştım. Kerim bileğimi bırakıp bana bakmıştı.

"Mekanın sahibi, yarı şeytan yarı insan, Cemal." demişti kanepeye vücudunu sererken. Gömleğinin bir düğmesini açıp gözlerini tavana dikmişti. Ayakta kalmış onu izliyordum. İçimden ilk kez masum olmayan düşünceler geçiyordu. Cesaret edebilsem onu öpmek isterdim ama bu hareketimin her şeyi mahvedeceğini biliyordum.

Düşüncelerimin aksine "Yavuz beni merak etmiştir." dedim. Yüzüme bakmadan başını salladı.

"Ben gideyim, o zaman."

Bir süre cevap vermesini bekledim. Konuşmuyordu, hala gözleri tavandaydı. Arkamı döndüğümde "Bekle biraz, beraber gidelim. Burada işim bitti." demişti.

MANOLYA - Bizden OlmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin