AsumanOkul çıkışı maçın yapılacağı sahaya gitmek için hareketlenmiştik. Ancak benim bilinçli oyalanmam yüzünden biraz geç kalmıştık. Canan tabiri caizse kolumdan sürüklüyor, o önde ben arkada ilerliyorduk.
Kolumu elinden kurtarıp "Ay bırak Canan, geliyorum." Demiştim.
"Kaplumbağa bile senden hızlı varırdı şuraya. Neden bu kadar yavaş hareket ediyorsun? Maç Kerim'lerin sınıfıyla olacak diye mi?"
Öfkeyle söylediği sözlerde haklılık payı vardı. Bizimkiler yarı final maçını onların sınıfıyla oynayacaktı ve ben çekiniyordum.
Bora ile bir hafta önceki konuşmadan sonra tekrar karşılaşmaktan ve Kerim'in yanında bana bir şey demesinden korkuyordum.
Bunların hiçbiri olmadı diyelim, Kerim'in ona olan ilgimi anlamasından korkuyordum.
Kabul ediyorum, bu saçma. Defalarca aşk mektubu yazmış biri olarak şu an ona olan duygularımı neden gizlemek istiyorum? Doğrusu bakışlarımı fark ettikten sonra ondan hoşlanan tipik kızlardan biri olmak ve beni onların arasında görmesini istemiyordum.
Bilecekse böyle olmamalıydı. En azından bu gün ve burada değil. Kaç tane mektubu sırf bu yüzden vermekten vazgeçmiştim.
Yazmaktan mı? Hayır, ondan vazgeçmedim.
Tribünlere geldiğimizde maç başlamak üzereydi. Sahaya göz gezdirdiğimde ortada Kerim'den eser yoktu. Onu göremeyecek olmanın hayal kırıklığını bir yana bırakırsam, rahatlamıştım. Zaten okula gelip gitmek dışında yaptığı bir şey yoktu. Oynamasını beklemek benim aptallığımdı.
Kenardan üzerinde kaptanlık pazu bandıyla sahaya giren Bora'ya baktım. Doğrusu onu sahada görmeyi beklemiyordum. Baktığın zaman görüntüsüne oldukça önem veren canı kıymetli biri gibi görünüyordu.
Maç başlamış ve ilk dakikadan itibaren sert pozisyonlar oluyordu. İlk defa oyunu dikkatle izliyordum. Karşı tribünde Selin, eli çenesinde dikkatle maçı seyrediyordu. Hiçbir işte yanlarından ayrılmayan bu kızı kıskandığımı itiraf etmeliyim.
Okulun üç yakışıklı erkeğine yakın olan tek kişiydi ve benim gibi hisseden pek çok kişi olduğundan emindim. Güzel bir kızdı ama biraz şımarık olduğunu onu beş dakika boyunca izlerseniz anlayabilirdiniz. Ki ben; Kerim için kaç beş dakika boyunca onu da görmek zorunda kalmıştım...
Yavuz sahanın etrafındaki tellerin orada arkadaşlarına sesine duyurabilmek için bağırıyordu. Kızların tezahürat sesinden hiçbir şey anlayamasam da beden dili taktik verdiğini gösteriyordu. Bu haliyle tam bir antrenör gibi görünüyordu ve doğruyu söylemek gerekirse karizmatik görünüyordu. Grubun içinde Yavuz, en iri ve büyük göstereniydi. Ben onu dışarıda görecek olsam lise son demezdim doğrusu. Zaten bir liseli gibi davranmaktan çok olgun bir adam hali vardı onda. Yani sözün özü şu anki konumuna inanılmaz yakışmıştı.
Bakışlarımı biraz daha gezdirsem de Kerim'i hiçbir yerde görememiştim. Gelmediğini kabullenince başlardaki gerginliğimi atmıştım. Kızlarla konuşmaya ve maçı izlemeye devam ettim. Maç sonunda skor 2-2 olunca bizim sınıf ve karşı takım, sürekli faul alıyordu. Her iki takımın da hırslı olduğunu anlamak zor değildi ama bunun neden bu kadar önemli olduğunu anlayamıyordum.
Son çalınan düdükle dikkatimi sahaya yönlendirdim. Yerde yatan Bora'nın üzerinde Furkan vardı. Bora ayağa kalkıp bağırdığında sesi kulaklarımı tırmalayacak kadar gürdü. Bora ayağa kalkıp Furkan'a diklenmiş öfkeli yüzünden kötü sözler söylediği ortadaydı. Furkan geri adım atmayıp üzerine doğru yürürken Bora'nın yüzüne attığı tokatla işler bir anda rayından çıkmıştı. Sahadaki erkeklerin hepsi kavganın olduğu yere gelmişti. İlk başta ayırmaya gelen kalabalık, kısa sürede birbirinin üzerinde kavgaya tutuşmuştu. Yavuz'un içeri girip kavgaya dahil olmasını görünce şaşırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...