"Söylemem gereken bir şey var." Nefes nefese kaldığımız için sesi fısıltı gibi çıkmıştı.
"Sonra söylesen?" Hala ayaklarım yere değmiyordu ve ben Bora'yı öpmeye devam etmek istiyordum.
"Olmaz, önemli." Kollarının arasındaydım ama yere inmiştim. Bulutların üzerinden gerçekliğe iniş yapmıştım anlayacağınız. Söyleyeceği şeyi deli gibi merak etsem de anın büyüsünün bozulmasına içeriliyordum. Sırası mıydı şimdi?
"Seni seviyorum."
Düşüncelerimi bölen bir çift sözü algılamak ister gibi gözlerimi kırpıştırdım. Duyuyordum, beynimin ilgili yerlerine iletiliyordu işittiğim ses ama algılamaya gelince, birkaç kere sesini zihnimde dinledim. Beni sevdiğini söylemişti.
Duygularımı söze dökebileceğimden emin değildim. Ne denirdi ki? Onca karmaşık yaşanmışlığın sonunda Bora'dan etkilenmeyi başarmış ve onun da aynı şeyleri bana karşı hissetmesini dilemiştim. Dudaklarımız buluştuğu andan beri coşkuyla dolan içim son sözleriyle dingin bir hal almıştı.
Rahatlamıştım. Bora beni seviyordu. Gülüşüm önce genişledi. Sonra tutamadığım bir kahkaha koptu göğsümden. Hatta öyle ki Bora'nın kollarının arasından sıyrılmış vücudumu dengede tutamamıştım. Bora delirdiğimi düşünüyor olmalıydı. Gülmekten kısılan gözlerimi araladığımda ileride duran Furkan'a ait olduğunu düşündüğüm siluet çarptı gözüme.
Duymak istediğim şeyi duymuştum ve duygu boşalması yaşıyordum adeta. Berbat bir günün böyle biteceğini bilsem biraz önce o küçücük yerde daha çok ağlardım.
Gözlerimdeki yaşları parmak uçlarımla sildim. Bora'ya baktım bu kez. Beni hala seviyor muydu acaba? Durduramadığım gülüşümün ardından vazgeçmesini istemezdim. Ellerini beline koymuş sorgular bir ifadeyle bana bakıyordu. Bu haliyle çok komik ve tatlı görünüyordu fakat kendimi durdurmalıydım. Onunla alay ettiğimi düşünmesini istemezdim.
"Eğlenmen bittiyse konumuza dönebilir miyiz?"
Sözlerine kocaman sırıttım. Kollarımı göğsümde birleştirip ciddi bir ifade takınmak için dudaklarımı büzüp gevşettim birkaç kere.
"Dönelim evet, en son ne demiştin?"
Anlamayan gözlerle dudakları aralandı. Kafası karışmış görünüyordu.
"Asu sen ciddi misin? Biraz önce sana..."
En olmayacak yerinde susmuştu. Yeniden duymak istediysem ne vardı yani?
"Evet bana?"
"Sana şey dedim?"
Panikliyor muydu? Bora'dan bahsediyoruz, az önce öpüştük ve bunu söylerken panikliyor muydu? Pişman olmamıştır umarım.
"Ne dedin Bora?" dedim hiddetle. Gerçekten sinirleniyordum. Tekrar söylemek bu kadar zor olmamalıydı. Sabırsızlıkla gözlerinin içine baktım. Bir kez daha demesini istiyordum.
"Seni" gözlerini kırpıştırdı. "Seviyorum, dedim." bakışlarını kaçırdığında bir adım attım ona doğru.
"Peki Melike?" Kaçırdığı gözleri çok hızlı biçimde benimle buluşmuştu. Korkuyla sorduğum sorunun cevabını tereddütle bekliyordum.
"Onu da seviyorum." dediğinde yıkılmıştım. Bir kalbe iki kişi, bir ipte iki cambaz, olur muydu?
"Ama seni sevdiğim gibi değil. Sen farklısın, aslında hep farklıydın. O, sadece ders çalışmama yardımcı oluyor, o kadar. Ötesi yok, artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...