-2-

29.5K 1.2K 123
                                    

Pipeti elimde olmadan dişlemeye başladım. Tepemde dikilen çocuğa bakmak için başımı kaldırdım. Uzun boyundan başımı oldukça geri atmam gerekti ki bu da boynumun ağrıyacağı anlamına geliyordu. Gözlerimi uzattığım ayaklarıma dikip ona bakmamaya karar verdim.

"Oturuyorum."

Sinirli bir nefes sesi geldi kulaklarıma.

"Onu görebiliyorum. Neden buradasın?"

Sorunun saçmalığıyla yüzümün buruştuğunu gizlemeye çalışmak için başımı daha da eğdim.

"Şey... Benim de okulum burası. Hani görmediysen..." elimi sol göğsümde duran okulun baş harflerinden oluşan ambleme götürdüm. "Bak" dedim sakince. Gerçekten safça bir tepki vermiş olacağım ki Bora'nın yüz ifadesi hayretle doldu.

"IQ patlaması dolu bir sabah..."

Laf sokmasıyla gözlerimi devirmemek için kendimi tutmaya çalıştım.

"Yani neden derste değilsin?" Bu soruyla ne demek istediğini anladığımı belirten bir ses çıkıyor dudaklarımdan. "Haa..."

"Hoca derse almadı." Dedim sıkıntıyla bakarken.

"Oturacak başka yer bulamadın mı?"

Anlamayan bakışlarla Bora'ya bakarken elimi boynuma götürdüm.

"Neden ki? Buranın nesi var?"

Ayakta durmaktan vazgeçen Bora dizlerini kırıp yere çöktü. "Bir şey duymadığını varsayıyorum. Duyduysan da bir yerde bahsetme, hatta unut!"

Gözlerim tehdit edildiğimi anlamamla kocaman açılırken başımı tamam anlamında salladım. Niye kabul etmiştim ki, neden karşı çıkamayacak kadar korkaklık etmiştim?

"Aferin, adın ne?"

İşte şimdi kalbim hızlanıyor. Bora'nın Kerim'in arkadaşı olduğunu bilmek içimdeki umut kırıntısıyla beraber beni heyecanlandırıyordu. Üstelik benim onu tanımamın bir önemi yokken şu an bana adımı soruyor. Bunun benim için önemli bir adım olup olmayacağını merak ediyorum. Belki Bora ile arkadaş oluruz. Dolaylı yoldan da Kerim'le... Bu vasıtayla beni tanır ve belki o da beni sever.

"Asuman" İsmim dudaklarımdan zorla çıkmıştı.

"Hangi sınıftasın Asuman?"

Bunun onu neden ilgilendirdiğini anlayamadığımı söylemek için konuşmaya çalıştım.

"Bunun ne önemi var?" Sorgular bakışlarımı Bora'ya dikmem hiçbir işe yaramamış olacak ki sert bir bakış attı.

"Diyelim ki, dilini tutamadın ve ben bunu öğrendim. Seni nasıl bulabilirim?" Rahat görünüşünün aksine tehditkar ses tonu beni korkuttu.

Söylediklerine gücenmiş bakışlarla "Böyle bir şey yapmam." dedim.

Ne kadar korkaksın Asu!

Kendime olan sinirle kaşlarımı çattım. Bora hiç umrunda olmayan bir havayla "Söyle işte!" diye bağırdı. Yüzümü buruşturup "11-D" dedim.

"11-D Asuman. Unutmam artık. Ağzını sıkı tut kulağıma gelmesin." Son cümlesini burnumun ucuna kadar gelip söylemesi tüylerimi diken diken etmişti. Yanımdan gitmesiyle tuttuğum nefesimi bıraktım. Kendime gelmeye çalışırken olan biteni kafamda tartmaya çalışıyordum.

O sırada zil çalmış bahçe tam da tahmin ettiğim gibi dolmuştu. Okul binasından çıkanları izlerken nihayet Kerim'i görmüştüm. Önünde Selin ve Yavuz konuşarak yürürken o biraz arkalarında kalmıştı. Zaten çoğu zaman aralarında en geride olan, en yavaş hareket eden o gibi görünmüştür gözüme. Hep yorgun ve uykusuz bir hali olmasından saçları uğraşılmadığı belli olacak kadar dağınıktı. Tabi bu dağınık kahverengi saçların ona yakışmadığını hiç kimse söyleyemezdi. Harika yüz hatlarını tamamlayan o karışık görünen saçlar onu havalı ve hoş biri yapıyordu. Bora'nın yanlarında olmaması içimi rahatlatmıştı. Kerim'i izlerken Bora'yı da istemeden radarıma almak istemiyordum.

MANOLYA - Bizden OlmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin