Sonraki günlerde Emir'in evinde kalmaktan vazgeçmiş eve gitmiştim. Annemin ani zayıflaması ve keyifsizliği dikkatimi çekiyordu. Defalarca sorular sormuştum ama hiçbir şey anlatmamıştı. Bu belirsizliğe sinirlenmemek elde değildi ama ısrar edip daha fazla üzmek istemediğimden sesimi çıkarmamaya başlamıştım.Derse girmeyip Bora ile olmak zorunda olduğum gün için hem Canan tarafından hem de Furkan tarafından sorguya çekilmiştim. İkisini de geçiştirmeye çalışmış ve başarılı olamamıştım. Canan ona hiçbir şey anlatmadığım için bana darılmış ve sırasını değiştirmişti. Bu durumdan pek memnun değildim. Okuldaki tek arkadaşımı da kaybetmek üzereydim ve bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyordum. Yalnızlığımı fark eden Furkan dersin ortasında sık sık arkasını dönüp bana bir şeyler demiş ve birçok kez hocalar tarafından uyarılmak zorunda kalmıştı. Bu hali biraz komikti. Bora ile aralarındaki tartışmadan sonra fazla ilgili davranır olmuştu. Doğrusu onu bazen görmezden geliyor ya da söylediği şeylere gülümsemekle yetiniyordum. Kötü bir dönem geçiriyordum ve dikkatim ona veremeyeceğim kadar dağınıktı.
Teneffüs zili çaldığında sınıf yavaş yavaş boşalıyordu. Kapıda dikilen Bora'ya hayretle bakıyorken tek değildim. Sınıfta olan herkes Bora'ya şaşırmış bir ifadeyle bakıyor ve neden burada olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. Başımı önüme eğip üzerime alınmak istemediğim bakışlarını görmezden geldim. Hocanın çıkmasıyla "Hey" diye seslenmişti. Sesin uzaktan geldiğine bakılırsa hala kapının önündeydi ve içeri girmemişti. Merakıma yenik düşüp başımı kaldırdım. Göz göze gelince "Asu, gelsene" demişti. Abartı bir ifadeyle işaret parmağımı kendime doğru çevirdim.
"Ben mi?" bu aşırı sahte hareketim tamamen sınıftakilere " Bora neden bana sesleniyor bir fikrim yok, ben de en az sizin kadar şaşkınım" mesajı vermek içindi.
Şaşkın olduğum bir gerçekti. Yine neden yanıma geliyordu? Hem de tüm sınıfın ortasında. Onu sevmediklerini bilmiyor olamazdı. Bir ay önceki kavgadan sonra sınıftan onu beğenen kızlar bile artık onun sözünü etmez olmuştu. Yani en azından düşüncelerini sesli ifade etmiyorlardı.
Bora o sırada omzunu düşürüp "Evet, sen!" demişti bıkkınlıkla. Yerimden kalkıp yanına doğru giderken beni süzen bakışları görmezden gelmeye çalıştım. Sınıfta Canan ve Furkan olmadığı için biraz rahatlamıştım ama en geç on dakika sonra duyacaklarından emindim.
Başıyla işaret ettiği tarafa doğru yürümeye başlamış o da arkamdan geliyordu. Bahçeye çıktığımızda yine okulu asmak zorunda kalırız diye tedirgindim.
"Bak gerçekten kimseye bahsetmedim. Sürekli bunun için kontrol etmene gerek yok." dedim fazla bekleyemeden.
Bora elleri cebinde yürürken düşünceli bakışlarını bana çevirdi. "Bahsetmediğini biliyorum."
"O zaman neden sınıfıma kadar geldin?" elimde olmadan heyecanlanmıştım. Yine bir Bora Vakasıyla karşı karşıya kalacağımdan korkuyordum.
"Sana bir şey sormam gerek." O sırada daha önce karşılaştığımız yere gelmiştik. Çimlerin üzerine oturup benim de oturmamı ister gibi baktı bir süre. Tereddütle yüzüne baktıktan sonra ben de dikkatli bir şekilde karşısına oturdum. Dışarıdan bakıldığında sohbet eden iki normal insan gibi göründüğümüzden emindim. Ancak bu durum bana hiç normal gelmiyordu.
"Dinliyorum." Derken sesimin emin çıkması için çabalamıştım.
"Sence ben nasıl bir erkeğim? Yani, bir çocuk gibi değil de kadın gözüyle değerlendirirsen iyi olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...