Dizimin üzerinde biten siyah elbisemin üzerine deri ceketimi geçirdim. Altıma beyaz çizgili çorabımı ve siyah konversimi geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp hafif bir makyaj yapmıştım. Fazla süslenmek gelmemişti içimden ama kötü de görünmüyordum. Anneme Canan'da kalacağımı haber verip sırt çantamı aldım. Dışarı çıktığımda Canan'a mesaj attım. Her ihtimale karşı birinin nereye gittiğimden haberi olması gerektiğini düşünmüşümdür.
Canan, üst üste mesajlar atarak Furkan ile ne işim olduğunu, Bora'nın haberinin olup olmadığını, bunun da nereden çıktığını kendi tarzıyla soruyordu. Bir ara aramıştı ama açmamıştım. Partiden sonra kendisinde kalacağımı söylediğimde ailesine ne diyeceğini, uygun bir yalan bulması gerektiğini söylemişti. Gülümseyip telefonu cebime atarken içimde bir yerlerde yanlış yaptığımı bilmenin suçluluğu yatıyordu.
Furkan'a umut vermiş olacaktım. Bora'yı kızdıracaktım. Fakat içimde büyüyen kıskançlık sarmaşığı beni ele geçirmeden bir hamle yapmam, misillemeyle karşılık vermem gerekiyormuş gibi geliyordu.
Parti başlayalı kırk dakikaya yakın olmuş ben hala kafenin sokağının başında bekliyordum. Bora'yı görmekten, yapacağım şeyin yanlışlığından korkuyordum ve cesarete ihtiyacım vardı. Furkan'ın üst üste attığı mesajlardan sonra derin nefes aldım. En sonunda aradığında açtım.
"Merak ettim, iyi misin?"
Sanki görecekmiş gibi başımı salladım. "İyiyim, sokağın başındayım." dediğimde arkadan birbirinin üzerine binen seslere rağmen Furkan'ın heyecanlı sesini işittim.
"Öyle mi?" Hışırtılı sesler birbirine karıştıktan sonra "Hani, neredesin?" demişti.
O sırada sesler daha uzaktan gelmeye başlamıştı. Sokağa doğru baktığımda etrafına bakan vücudunu sağa sola çeviren uzun bir siluet görüyordum.
Gergin bir gülüş yerleşmişken yüzüme ona doğru yürümeye başlamıştım. Nereye kadar bekleyebilirdim ki?
Yanına yaklaştıkça Furkan'ın yüzünü daha iyi seçebiliyordum. Tamamen siyah giyinmişti o da. Siyah gömleği ve siyah pantolonuyla karanlığın içinde ayrıca hoş görünüyordu. Mekanın önüne geldiğimde hemen çaprazında Bora'nın çalıştığı kafenin olduğunu bilmek beni geriyordu. Ceketimin kapüşonunu başıma geçirdim sanki tanınmayacakmışım gibi.
"Hoş geldin." dedi Furkan, telefon hala kulağındayken. Telefonu kulağımdan indirip cebime attım. Aynı hareketi gülerek kendisi de yaptı.
O sırada "Hoş buldum." dedim. Hiç tanımadığım insanların olduğu ve çok az tanıdığım Furkan'ın partisine hazır mıydım bilmiyordum. Ancak bir kere gelmiştim. Pişman olmamak için başka şeyler düşünmeye çalışıyordum. Furkan eliyle kafenin içini işaret ederek yürümem için bekledi. Oyalanmak istemediğimden hızlıca kafenin içine girdim.
Ben önde o arkada ilerlerken nereye gitmem nerede durmam gerektiğini bilmediğimden sık sık arkama bakıp onunla göz göze gelmeye çalışıyordum. Her arkamı döndüğümde Furkan hafifçe gülümsüyor başıyla ilerleyeceğim yönü işaret ediyordu. En son aşağı katta dj kabinin olduğu yerin yakınına gelmiştik. Bir grup erkek ve kızın olduğu kalabalığın arasında Furkan ile birlikte duruyordum. Her birinin yüzünü ve giyimini inceliyordum.
Hepsi hoş giyimli insanlardı. Giyimlerinin aksine yakışıklı olduklarını söylemek güçtü. Hepsi kendi çapında özgüvenli ama Furkan'a nazaran yeterince çekici değillerdi. Bu vesileyle Furkan'a alıcı gözüyle bakabilme fırsatım olmuştu.
Kabul, hoş çocuktu. Ama bana göre değildi. Ah bilemiyorum, böyle dememe de güvenmiyorum artık. Bora da bana göre değildi ama ona deli divane olmamak için sık sık dişlerimi sıkıyor hale gelmiştim. Büyük konuşmaktan vazgeçip ortamı izliyor, Furkan'ın tanıştırdığı anda adını unuttuğum insanlarla tokalaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...