Melike Hoca'yı yanına alıp çalıştığı yere getirdiğine inanamıyordum. Ben farkında olmadan Bora onunla ilişkisini epey bir ilerletmiş olmalıydı. Bunu hiç düşünmemiştim, bu kadar ilerleyebileceğini akıl edememiştim. Önemsememiştim ki, önceliğim Bora olmamıştı ki.
Ama artık... ama şimdi... ama o...
Ah, kalbimin acısını yorabileceğim başka bir neden yoktu. Bora'dan güçlü, çok güçlü biçimde etkileniyordum. Tüm tüylerim irkilmiş, kalbim hayal kırıklığı ve kıskançlıkla ne yapacağını şaşırmıştı.
Onu sevdiğini biliyordum, evet. Ama o kadardı. Zamanla ondan bahsetmez olmuştu. Didişmelerimizden kaynaklıydı belki de. Bir türlü derin nefes alamamıştık ikimizde. Ama o buna rağmen sevdiği insanla bir arada olmayı başarabilmiş görünüyordu. Olan bana ve aşkıma olmuştu. Kerim'e olan saf duygularıma olmuştu.
Şimdi de Kerim'e olan sevgime acıyordum. Ne hissedeceğimi şaşırmış durumdaydım. Sanki kalbim ikiye bölünmüştü de birazında Kerim birazında Bora vardı. Bunu fark etmek için neden bu kadar gecikmiştim ki? Önlem almak için bu kadar geç kalmış olmamalıydım.
Arkamda bıraktığım Bora ve Melike'yi - ona hoca demek istemiyordum- deli gibi merak ederken geldiğim yönden dönüyordum savsak adımlarla. Yanaklarımdaki yaşı ara ara siliyor, ağzımdan kaçmak üzere olan hıçkırığı elimle bastırmaya çalışıyordum.
Bana çok uzun zamandır esirgediği gülüşünü, Melike'ye göstermekten büyük bir haz duyuyor olmalıydı. Kafeye getirdiğine göre işler istediği gibiydi. Melike de ondan hoşlanıyordu anlaşılan.
Bora kaç yaşındaydı, Melike kaç yaşında? Hiç mi görmüyordu Bora'nın lise öğrencisi olduğunu. Ne saçmalıyorum? Her şey ortada! Bora'nın cazibesi her yerde ve herkeste işliyor.
Bunu düşündükçe sağlam kayaya tosladığımı hissediyordum. Kerim buzdan bir dağdı, değenin canını acıtan cinsten bir buzdağı. Bora ise fazla sıcak bir ateş topuydu, herkesi o sıcaklığına çeken ve etrafında topladıkça biriken bir kalabalığın merkeziydi sanki. Ben ne buzdağında var olabilirdim ne de o sıcak ateşin etrafında bulunan kalabalıktan biri.
Bora benim tipim değildi ki? Herkesi etkileyebilen biriyle benim ne işim olurdu? Ben çok sıradandım ve Bora benim boyumu oldukça aşardı. Kerim'i istemiştim çünkü benim gibi sessizdi, sakindi, herkesin aksine olgun görünüyordu. Oysa Bora, son günlerde bana büyük bir adammış gibi davranmasını saymazsak oyunlar oynamadan yaşayamayan biriydi.
Bunları düşünmeye öyle çok dalmışım ki omzumda hissettiğim baskıyla olduğum yerde sıçrayıp çığlık attım.
Ani adrenalin yüklenmesiyle kalbim hızlıca atmış ve arkamı dönmüştüm. Bora çatık kaşlarla bana bakarken gözyaşlarımı daha çok koyuvermiştim.
Karşısında bu denli zayıf biçimde ağladığım için utanıyordum ama kendimi tutamıyordum. Nefesimi tutmaya çalışıyordum ama nafile. Tepkilerimi kontrol edemiyordum. Bakışlarımı Bora'dan kaçırıp başımı eğdim.
"Seslendim o kadar bakmadın." diyordu sakince.
Duymamıştım, duyduysam ve bakmadıysam da böyle mi davranması gerekirdi. Ağlamamı durdurmak bir yana sözleri daha da şiddetlendiriyordu.
Yalnızca bir saniye sonra vücudumu saran kolları ve başımı yaslamak durumunda kaldığım sert göğsünün arasına hapsolduğumu hissettim. Sıcaklığı bedenimi sararken bu hareketi gözyaşlarımı gömleğine akıtmama neden oluyordu. Bunun utancıyla elimi yanağıma götürüp silmek istedim. Beceriksizce yanaklarımdaki ıslaklığı silmeye çalışırken derin nefeslerle ağlamamı dizginlemeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...