Bora sıkıntıyla Selin'e baktı. "Önemli bir şey değil. " dedi düz bir sesle.
Kaşlarını havaya kaldırarak inanmadığını belli eden Selin' in gözleri gittikçe büyüyordu.
"Bora?"
"Asu'nun bir şeye canı sıkılmış, yardım istedi işte." derken bir elini havada önemsiz bir şeyden bahseder gibi salladı.
Daha fazla sessiz kalamadım. "Yalan söyleme Bora. Açıkla artık her şeyi." diye çıkıştım. Gözlerim bize bakan üçlünün yüzlerinde gezinirken Yavuz'un eğlenir ifadesi sinir bozucuydu. Kerim ise yine ne düşündüğü anlaşılmadan bakıyordu.
Selin sözlerimin üzerine öfkeden kızarmaya başladı. Her an her şeyin olacağını hissediyordum ve Bora'nın arkasına saklanma isteğimi güçlükle bastırıyordum.
Saniyeler içinde Bora'nın dudaklarından dökülen sözler afallamama neden oldu.
Başını yana çevirip benimle göz göze geldi. " Peki tamam. Bunu sen istedin Asu." Sonra arkadaşlarına doğru döndü.
" Asu ile bir süredir sevgiliyiz." deyip bileğimden yakaladı. Aramızda mesafe kalmayacak şekilde yanına çekiştirdi.
Gözlerimi açıp kapadım. İdrak edemiyordum. Yani farkındaydım ama tepki gösteremiyordum. "Hayır yalan söylüyorsun" diyemiyordum.
Selin önce Bora'ya baktı sonra bana döndü öfkeyle. Hışımla üzerime gelip omzuma çarptı hırsla. Yanımdan geçip gittiğinde omzundaki ağrıyı hissetmeye başlamıştım. Diğer taraftan kalbim sızlıyordu. Gözlerimi Kerim'den alamıyordum. Onun bu kayıtsız halleri içimi parçalıyordu ancak bir beklenti içinde olmam anlamsızdı.
Gözlerimden akan yaşları Bora'nın yanaklarıma dokunan parmaklarıyla anlayabilmiştim. Kerim'i göremeyeceğim şekilde önüme geçmiş yanaklarını avuçlarının arasına almıştı.
Dışarıdan bakıldığında oldukça romantik görünen halimiz aslında içler acısıydı. Ben kalbimin ve omzunun acısından berbat bir haldeydim. Bora ise pişman bir ifadeyle bakıyordu.
" Özür dilerim."
Mahcup sesi kulağıma samimi geliyordu ancak bu umurumda değildi. Dudaklarımdan kaçan hıçkırık gözyaşlarımın daha fazla akmasına neden oluyordu. Bana sarılıp sırtımı sıvazlayan Bora'yı itmek istiyordum. Fakat bunu yapacak gücüm bile yoktu.
Beni sakinleştirme çabasıyla okulun dışına çıkaran Bora, Kerim ve Yavuz'la vedalaşmıştı. Kerim'in varlığı ilk kez beni rahatsız etmişti. Neden bunlara şahit olması gerekti? Utanıyordum, ihanet etmiş gibiydim ve en önemlisi ihtimalleri yırtıp atmıştım.
Her şeyin başlangıcı olan derse geç kaldığımda bahçede oturma fikrim için kendime kızıyordum. Bora'nın aptal telefon konuşmasına şahit olduğum için kendime kızıyordum. Tekin Cafe'de Bora ile karşılaştığım için kendime kızıyordum. İşin aslı Bora'yı hayatıma sorgusuz sualsiz sızdıran hayata kızıyordum.
Okulun arkasında kalan kulübeye gitmiştik. Tozlu olan bu kasvetli yeri havalandırmak için pencereleri açmıştı.
Eski püskü koltuklardan birine oturduktan sonra karşısındaki koltuğu işaret etti. Bir şey demeden karşısına oturdum.
"Mantıklı düşünmeni istiyorum. Selin'e Melike'den bahsedemem, sen de bahsedemezsin. Bu konuda hemfikir olabilir miyiz? Rica ediyorum." Sesi bu durumdan sıkıldığını ortaya koyuyordu.
"Hı Asu?"
"Bora." Dedim derin nefes almadan önce. Sabrımın sınırlarındaydım.
"Sen ve senin kimi sevdiğin beni hiç ilgilendirmiyor. Bunun bir parçası olmak, isteyeceğim en son şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANOLYA - Bizden Olmaz
Teen Fiction♡WATTYS 2021 GENÇ YETİŞKİN KATEGORİSİ KAZANANI♡ Okulundaki Kerim'e platonik aşık olan Asu, bir sabah okula geç kalır. Bahçede zilin çalmasını beklerken duymaması gereken bir konuşmayı dinler ve aşık olduğu Kerim'in yakın arkadaşı Bora için tehdit ol...