Karşılaşmalar ardı ardına devam ederken Rey hala kirli kazak parçasına tutunmuş, kendi kendisine mırıldanıyordu. Leo ve Lara onu rahat bırakıp karşılaşmalara odaklanmışlardı. Ryo ise hala ikiziyle konuşmaya çalışıyordu ancak Rey anlamsız mırıldanmaları dışında tek bir kelime etmiyordu.
"Kutsal Kargı müdürünün temsilcisi Aki Karma." sunucu sıradaki karşılaşmayı açıklarken Rey duyduğu isimle sonunda mantıklı düşünmeye başladı ve ustasının kendisini uyardığı çocuğun karşılaşmasını izlemek için üçlünün yanında yerini aldı.
"Darla Min müdüresinin temsilcisi Mel Köz."
Aki arenaya inerken Ustalar aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı bile. Bunun sebebi ise Aki'nin sahip olduğu Kutsal Kargı aleviydi. Kutsal elementler sıralamasında Kutsal Kargı alevi, 5 cennetsel alevin 4.sü olsa da, kutsal elementler oldukça nadiren ortaya çıkardı. Şu anda Cayo'da kutsal elemente sahip usta sayısı sadece üçtü. Bilinen yetişimciler arasında ise kutsal elemente sahip kişi sayısı sadece altıydı. Elbette ki bu sayım deniz kızı Maria gibi varlıkları kapsamıyordu.
Kutsal elementlere sahip insan sayısı, enerji çocuklarının sayısından daha azdı. Lakin şu da bilinmeliydi ki Cayo'nun tarihinde kutsal elementle doğan insan, elf, cüce, dev ve goblin sayısı sadece üçtü. Aki, tarihte bilinen son kutsal elementle doğandı. Diğerleri ise kutsal elementleri sonradan ediniyorlardı.
Bu sırada Mel arenaya inmiş, kendisindeki şansa küfürler ediyordu. Aki karşısında nazik bir gülümsemeyle eğilip, "Güzel bir karşılaşma olsun leydim." dedi. Mel aldığı iltifatla hafifçe gülümsese de bu onun için bir anlam ifade etmiyordu. Kendisi safkan bir elfti ve elfler arasında çirkin sayılırdı. Lakin diğer ırklar tarafından her zaman güzelliği övülüyordu.
Bedeni oldukça kıvrımlı bir yapıya sahipti. Gözleri masmavi, saçları çoğu elf gibi parlak yeşildi. Yüz hatlarında neredeyse kusur yoktu ancak bütün bu özellikleri elfler arasında oldukça normaldi.
Endişesini saklayıp kendisi de nazikçe eğildi. "Güzel bir karşılaşma olsun." diye cevap verirken aklında, Aki'den gördüğü ilk alevle pes etmek dolaşıyordu.
Sunucu karşılaşmayı başlattığı anda Aki silah olarak taşıdığı zinciri boyut yüzüğünden çıkarmış ve basitçe yıldırımla kaplamıştı. Bu görüntü bütün arenada bir hayal kırıklığı yaratsa da, Mel'in yüzünü karartmıştı. Alevini kullanmaması sadece kendisine bir karşı savaşma hakkı verdiğini gösteriyordu. Her an kazanabileceğinin farkında olmasına rağmen Mel'e basitçe, seni yenmek için alevlerime ihtiyacım yok demişti.
Mel elbette ustasının onurunu temsil ettiği için karşılaşmadan pes edemezdi. Alevlere karşı olsaydı pes etmesini bütün ustalar mantıklı bir karar olarak değerlendirirlerdi ancak şimdi Aki'nin kedi-fare oyununa katılmak zorundaydı.
Kendi boyut yüzünden yayını çıkarırken aynı zamanda mesafe açmak amaçlı geriye çekildi. Mel, sadece hava elementine sahip bir büyücüydü. Lakin annesi elf ordusunun seçkin bir askeri olduğundan kendisine de ok öğretmişti. Bundan dolayı en rahat ettiği silah yaydı.
Aki hızla zincirin bir yönünü sol koluna sarıp sağ eliyle tutarken diğer ucunu Mel'e doğru büyük bir güçle fırlattı. Mel gelen darbenin gücünü algısıyla sezerken sağa doğru kaçındı. Zincir arenanın zeminine sertçe çarpıp parçalarken Aki çoktan zincirini geri çekmeye başlamıştı.
Mel ise Aki'nin kutsal kargı ateşini kullanmayacak olmasına rağmen onu hafife alamayacağını anlamıştı. Zaten en iyi ihtimalle kendisi Aki'yi yenebilecek bir duruma girerse, Aki'nin anında kutsal kargı ateşini kullanacağından emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...