Üçlü, asıl okul kayıtlarının yapılacağı yer olan şehir arenasına geldiklerinde, dünkü kalabalığı bekliyorlardı. Ancak aksine, nereden baksan maksimum bin kişinin olduğu bir kalabalık vardı. Ancak yine de sayı muazzamdı. Asıl okul kayıtları şehir arenasıyla beraber on farklı alanda yapılıyordu. Sadece bir alanda bin kişinin bulunması demek, asıl kayıtlara toplam 10.000 kişiye yakın kişi geçti demekti.
Arenanın kapılarına yakın bir yere geçmeye çalışırlarken, etraflarındaki öğrenci adayları üçlü hakkında konuşmaya başlamışlardı bile.
Aslında orada bir sürü dahi bulunuyordu. Kraliyet ailesinden gelen dahiler, önemli klanlardan gelen dahiler, küçük kılandan ve normal halkten gelen dahileri de saydığımızda, dahi sayısı azımsanmayacak kadar çoğalıyordu.
"Üçlüyü gördün mü?" Kahve saçlı, 17 yaşlarında ve aşırı güzel kız, üçlüyü göstererek küçük kardeşine sordu. "Evet abla." cevap veren oğlan da oldukça yakışıklı, 15 yaşlarında bir çocuktu. "Onlar enerji çocukları. Üçü de bizim jenerasyonun büyük dahilerinden. " kızın sözlerini duyan oğlanın gözlerinde alaycılık belirmişti. "Abla, bunu sana kim söylediyse eminim senin haline çok gülmüştür. Enerji çocukları, en az kutsal cennet ve kutsal cehennemin gezegenimize felaket göndermesi kadar nadir ortaya çıkarlar. Üçünün bir dönemde ortaya çıktığını hiç duymadım." dedi.
Ancak ablasının kafasına vurmasıyla, gözlerindeki alaycılık bir nebze azaldı. "Onlarla aynı anda ilk kayıtlara girdim. Bilgilerini gözlerimle gördüm, yoksa böyle bir şeye görmeden inanacağımı mı sanıyorsun aptal!" kızın sinirleri bozulmuştu. Bu durum elbette onu da şaşırtmıştı, hatta ilk başta inanmayı reddetmişti ancak gözleriyle gördüğü şeye nasıl inanmaya bilirdi ki?
Kardeşler ve onlar gibi yüzlerce kişi aralarında konuşmaya başlamışken, kardeşlerin hemen arkasında duran 18 yaşındaki çocuk homurdandı. Bu enerji çocukları da neyin nesiydi? Onları hiç duymamıştı.
18 yaşındaki çocuk, Karta krallığıyla yakın bir ilişkide olan büyük bir klanın tek erkek çocuğuydu. Kızıl saçları ve kehribar gözleriyle, her zaman yakışıklı olarak adlandırılmıştı. Ayrıca gerçek bir dahiydi. Henüz 14 yaşındayken, dantian ve ruh gelişimini 6. seviyeye çıkartmış bir büyücüydü. Şu anda iki gelişiminde de 8.seviyenin zirve aşamasına gelmiş, 9. seviyenin kapısını zorluyordu.
Klanının tek erkek çocuğu olması, yakışıklılığı ve dahiliğiyle her zaman el üstünde tutulmuş ve kibirli birisi olup çıkmıştı. Bu yılın öğrenci adayları arasında gözde olacağına şüphesi bile yoktu. Zaten üçlü gelene kadar çoğu kişi onun ve ya ona benzer kişilerin hakkında konuşuyorlardı. Şimdiyse gökten düşmüş gibi bir anda ortaya çıkan bu üç çocuk bütün sahne ışıklarını üzerlerine çekmişti. Bu durum sinir olmasına neden oldu.
Hemen yanında bulunan iki korumasına döndü. "Şu üçlünün ağzının payını verin. Eğer ben saldırırsam kayıtlar için gelecek yılı beklemem gerekecek. Onların burada bulunmasını istemiyorum." dedi. Sözlerinden akan kibir, insanın sinirlerini alt üst edecek derecedeydi. Korumaları efendilerinin kibrine alışık oldukları için sorgulamadan üçlünün üstüne yürümeye başladı.
Üstlerine yürüyen, yapılı vücutlara sahip iki korumayı fark eden, ilk önce Leo oldu. Ormanda büyüdüğü için içgüdüleri daha keskindi. İki korumada zırhlarla kaplıydı ve ikiz oldukları her hallerinden belliydi. İkisi de silah olarak sabre taşıyorlardı.
Muhafızlar yanlarına geldiğinde, sağ taraftaki tek bir söz söylemeden sabresini Lara'ya doğru savurdu. Leo son anda Lara'yı iterek, sabrenin havayı kesmesine sebep oldu. "Naptığınızı sanıyorsunuz siz!?" Leo anında öfkeyle bağırmıştı. Ancak bir cevap alamadan soldaki koruma Rey'e doğru sabresini savurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...