Rey Hana'nın ruh boşluğuna girer girmez ruh sarayının yolunu tuttu. Attığı her bir adımda kanatları hafifçe sallanıyordu ve bu hissiyat da Rey'in hoşuna gidiyordu. Kanatlarıyla oynaya oynaya ruh sarayına vardı. Hana tahtta oturuyordu. Rey gelince, "Hazır mısın? Bugün ruhunu onuncu seviye yapacağız." dedi Hana. "Hazırım usta." demesiyle beraber Hana ruh gücünü Rey'in üstüne saldı. Rey de anında yere kapaklandı.
Rey baskı altında ayağa kalkmaya çalışırken, Hana'yla ruh hakkında konuşmaya başladı. "Usta, birisi ruhuyla tam olarak ne yapabilir?" diye sordu. "Nasıl yani?" Hana anlamadı. "Dantianımızı geliştirince içindeki enerjiyi tekniklerle dışarıya vurabiliyoruz. Peki ruh ne yapabiliyor?" diye sordu. "Ruh gücün belli bir dereceye ulaşınca eşyaları hareket ettirebilirsin. Ancak ruh gücün genel olarak tekniklerini güçlendirir. Enerjini kontrol etmene yardım eder. Simya ve demircilik gibi mesleklerde daha çok ön plana çıkar. Bir hap veya iksir hazırlarken ruh gücünü kullanırsın. Aynı şekilde eşya döverken de ruh gücünü kullanırsın. Ruh gücü daha çok destek gibidir. Dantianını, enerjini, zihnini ve ezgini destekler.Çoğu insan ruhunu geliştirmeye gerek bile görmez. Bir çoğu da uyandırmaya bile çalışmaz. Ancak en basit örneğiyle, aynı seviyedeki iki kişinin savaştığını düşün. İkisi de sekizinci seviye, ikiside aynı sınıflara, elementlere hatta tekniklere sahip. Ancak birisinin ruhu uyandırılmamışken, diğerinin ruhu uyandırılmış. Böyle bir senaryoda ruhu uyananın kazanma olasılığı daha fazladır." diye açıkladı Hana.
"Peki ruhunu kullandığın teknikler var mı?" diye sordu Rey. "Her insan tek bir ruh tekniğine sahiptir. Bu teknikte zaten ruhunda bulunur." "Nasıl yani?" Rey pek anlamamıştı. "Şu anda ruh formundasın. Ruhunun üzerinde yazan semboller, senin ruh tekniğin. O tekniği senden başka hiç kimse kullanamaz. Aynı şekilde sen de başka bir insanın ruh tekniğini kullanamazsın." dedi Hana. "Bu alfabeyi okuyabiliyor musun usta?" diye sordu. "Hayır. Ruhun bir hayvanı sembolize eder. Örneğin benim ruhum tilkiyi sembolize ediyor. Senin ruhunun hangi hayvanı sembolize ettiğini bilmiyorum. Her bir hayvan ruhunun kendisine ait alfabesi ve dili vardır. Ruh tekniklerimiz de sembolize ettiğimiz hayvan ruhunun dili ve alfabesiyle ruhumuza yazılır." diye açıkladı Hana. Rey anladığını belli eden şekilde kafasını sallayıp ayağa kalkma çabalarına devam etti.
Rey on saatin sonunda dokuzuncu seviyeye ulaştı. On iki saat sonra ise onuncu seviyeye. Ancak ortada bir sorun vardı.
Rey onuncu seviyeye ulaştığı anda ruhu dalgalanmaya, yılan dilleri sinirle tıslamaya, kanatları ise yeri dövmeye başladı. Üstelik bütün bu olaylar Rey'in kontrolü dışında oluyordu. Ruhu üzerinde zerre kadar kontrolü yoktu. Ruhu çıldırmış gibi tısladıktan sonra ağzını açabildiği kadar açıp bir çığlık attı. Hemen ardından da kanatlarını gerip çırparak havalandı.
Ruhu hızla Hana'ya doğru saldırıya geçti. Rey ise tüm bu olaylara ruhunun gözlerinden bakıyordu sadece. Üçüncü kişi gibiydi. Olaylar üzerinde hiç bir kontrolü yoktu. Ruhu hızla tahta ulaşıp Hana'yı tırmaladı. Tırnakları tıpkı bir pençe gibi uzamıştı.
Hana hızla ruh gücüyle Rey'in ruhunu arkasındaki duvara çarpıp orada sabit tuttu. "Ben de bunun olmasından korkuyordum. Çok aceleci davranıyordun Rey. Enerji çocuğu olmana güvenerek bu kadar hızlı seviye atlamamalıydın. Eğer her seviyenin zorluğunu tatmazsan, temellerin zayıf olur. Sahip olduğun gücü de kontrol edemezsin." dedikten sonra Rey'in ruhunu bayıltmaya çalıştı.
Hana haklıydı. Bir insan seviye atlamadan önce, o seviyenin duvarını hissederdi. Her seviyenin duvarını, o seviyede yeterince güçlendikten sonra kırıp seviye atlayabilirsiniz. Ancak Rey, enerjiyi kullanarak farkında olmasa da seviyelerin duvarını zorla kırarak seviye atlıyordu. Bunu her yaptığında da temelleri bozuluyor, enerjisi bir karmaşaya tutuşuyordu. Rey de kabul etmek istemese de, sekizinci seviyeye geçtikten sonra enerjisini kontrol etmekte iyice zorlanır olmuştu. Normalde yapabileceği şeyleri yapamıyor, enerjinin kendisiyle bile eskisi gibi her zaman konuşamıyordu. Seviye duvarlarını parçaladıkça, enerjisi kaotikleşiyordu. Eğer dokuzuncu seviyeye de zorla geçerse, dantianı patlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...