Vol - 55

469 57 4
                                    

 Ruh boşluğundan çıktığında, fazla beklemeden zihnindeki Araf'ın Nefesi tekniğine bakındı. Bütün malzemeleri toplamasıyla beraber, sonunda tekniğin nasıl uygulandığı kendisine görünmeye başlamıştı.

Ancak tekniği görmesiyle beraber yüzündeki gülümseme solmuştu. Teknik için otuz metre genişliğe ve derinliğe sahip bir çukur kazıp, ardından bu çukuru kutsal bir suyla doldurmalıydı. Suyu deniz insanlarından isteyebilirdi ancak buradan sonrası gülümsemesinin neden solduğunu gösteriyordu.

 Bu suya malzemeleri koyduktan sonra, çukuru dış dünyadan izole etmek gerekiyordu. Daha sonra ise dantian yok edilerek, en başından kutsal suyla ve malzemelerin özleriyle yeni bir dantian oluşturulacaktı. 

 "Bu tekniği öğrenirsem kesin olarak ölürüm. İkizimin yetişimi çok yüksek. Yetişimimi yok edersem hayat çarkımız durabilir." bir yandan sesli söylenirken bir yandan da bir çıkış yolu aramaya çalışıyordu. Hana'dan mevcut yetişimi yok etmeyen yetişim teknikleri olduğunu duymuştu. Lakin ruhu açıkça ikizine veya kendisine zararı dokunmayacak tek yetişim tekniğinin bu olduğunu söylemişti.

 Yüzü asılırken, göğsünde duran temsilci broşundan Sylas'ın kendisine verdiği parşömeni çıkardı. Parşömene kanını sürüp aktifleştirdiğinde, parşömenin üzerindeki çember şekilli sembol, kanı emerek parşömenden çıktı ve önündeki zemine inip genişliği bir metreye ulaşana kadar büyüdü. Rey bu formasyonu zaten altın kulede gördüğünden hızla formasyonun içine girdi. Farmosyan, emdiği kanın sahibinin sınırları içerisinde yer almasıyla birlikte etkinleşti.

 Rey, dönen kafasıyla beraber geldiği yere baktı. Altın kulenin sınırları içerisinde, müdürün odasına giden formasyonun az önünde belirmişti. Etraftaki görevliler ve öğrenciler yokluktan beliren ve her an kusacak gibi duran Sylas'ın temsilcisine baktılar. Bir buçuk aydır hiç kimsenin haberini almadığı çocuğun böyle bir anda ortaya çıkması herkesi şaşırtmıştı.

 Odada şaşırmayan tek kişi, görevlilerden biri olan Kristina'ydı. Ana görevi öğrencilerin halka değiştirmeleriyle ilgilenmek olsa da, neredeyse altın kuleden hiç ayrılmadığından dolayı Sylas ona Rey'in bir yerlere gittiğini ve geri döndüğü zaman kendisine haber vermesini söylemişti. Bir buçuk ay kaybolması ise onun için şaşırtıcı bir durum değildi. Ölümsüzlük yolunda yürüyen kişilerin aylarca, hatta yıllarca bir yerlere gitmesi normal bir durumdu ne de olsa.

 Kristina başka bir formasyonun yardımıyla müdür Sylas'la iletişime geçerken, Rey halen kendisini toparlamaya çalışıyordu. Bu ışınlanma ve uçma işlerine alışacağı bir günün gelip gelmeyeceğini merak ediyordu.

 Kısa bir süre sonra Rey alık alık aynı yerde dururken Sylas kuleye giriş yaptı. Kristina'ya başıyla selam verip önüne verdiği işi yerine getirmesinden kaynaklı bir kese altın koyduktan sonra direk olarak Rey'e yöneldi. 

 Yeni yeni kendisine geldiğinde başında dikilen Sylas'ı gören Rey, hemen yerinden doğruldu. Temsil ettiği insana selam verirken, Sylas pek oralı olmadan kendisini takip etmesini gösteren el hareketleri yaptıktan sonra yürümeye başladı. 

 Müdür odasına girmeleriyle Sylas kendisini pencerelerin önündeki yatağımsı şeye attı. Rey de masanın önünde duran sandalyelerden birisine oturduğunda, Sylas bir parşömene kanını sürüp bir formasyonu etkinleştirdi.

 "O neydi?" "Bir nevi bariyer, dışarıdan duyulmamızı ve görülmemizi engelliyor." Sylas cevap verirken Rey'e aptal gibi bakmayı ihmal etmemişti. "Formasyonu kurma amacın neydi?" ahh evet, Rey gerçekten de biraz aptaldı. "Turnuva zamanına az kaldı. Diğer ustalar da turnuvaya katılacak kişiler hakkında bilgi topluyorlar. Bariyeri her ihtimale karşı kurdum. Okulda bir casus varsa sırlarının öğrenilmesini istemezsin her halde." 

MistikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin