Rey'in kendisini suya atmasıyla beraber, Sylas girdiği şoktan çıkarak, hızla çukurun üstünü toprakla kapattı ve dış dünyadan izole etti. Ardından da beklemeye başladı.
Çukurun tepesinin kapanmasıyla beraber, Rey kendisini karanlığa hazırlamıştı. Lakin beklediğinin aksine, Akım Suyunun kendisi soluk da olsa görmeye yetecek kadar ışık yayıyordu. Akciğerlerinde enerjisini gezdirmeye başlayıp, havaya olan ihtiyacını giderdi. Ayaklarının çukurun zeminine değmesini beklese de, Akım Suyu Rey'in dibe çökmesine izin vermiyordu. Rey zemine ulaşmayacağını anladığında, meditasyon durumuna geçti.
İçerisinde hala korku olsa da, Tempus'a güvenip enerjisini topladı ve kendi dantianına saldırmaya başladı. Enerjisi dantiana her çarptığında, ufak bir misket boyutundaki dantian, vücuduna şiddetli bir acı dalgası yayıyordu. Yine de durmadan saldırmaya devam etti.
Bir günün sonunda, yetişimi dördüncü seviyenin orta aşamasına düşmüştü. Her seviye düşüşünde kalbi sıkışıyor, vücudu acıyla kıvranıyor, zihni bulanıyordu. Hayatla ölümün arasında bulunan ince çizgiyi net bir şekilde hissedebiliyordu. Bunların yanında, ikizini de hissediyordu.
Bir zeminde yatıyordu. Zeminin yumuşaklığını, kulaklarının uğuldamasını, onun da kalbinin sıkışmasını, boğuluyormuşcasına nefes alma çabasını, acıyla kıvranan vücudunu, alabildiği nadir nefesler arasında, kendisinin adını seslenişini, her şeyi hissediyordu. Hissediyordu ancak bulanık zihni tam olarak hiç bir şeye odaklanamıyordu. Yine de ikizini hissetmek, onca acının arasında tuhaf bir şekilde kendisini sakinleştiriyordu. İlk kez hayat çarkları gibi, ikiziyle kendisini bir hissediyordu. Bu ona dantianına saldırmak için aradığı gücü bulmasında yardımcı oluyordu.
Dantianına bir kez daha saldırırken sonunda üçüncü seviyeye düşmüştü. Aralıksız olarak dantianına saldırmaya devam etti. Seviyesi hızla azalırken, üçüncü seviyeden ikinci seviyeye düştü.
Saçlarının parlaklığı, tıpkı gözlerindeki ışıltı gibi söndü. Sol gözü kan kırmızısı rengini kaybedip yeniden gök mavisi rengine kavuştu. Cildi sağlıklı tonu terk edip yeniden hastalıklı hayalet beyazı tonuna bürünürken, dantianına saldırma gereği kalmadan seviyesi hızla düşmeye başladı.
Enerji çocukları, asıl bedenlerine üçüncü seviyede kavuşurlardı, dolayısıyla bedeni yeniden eski, hastalıklı görüntüye dönmüştü. Birinci seviyeye düştüğünde, dantianı hızla çökmeye başladı. Kısa bir sürenin ardından da bedeninin içinden gelen ufak bir patlama sesiyle dantian yok oldu.
Yeniden bir ölümlü olduğu anda, ciğerleri nefes almak için çırpınmaya başladı. Ancak Rey bu isteği görmezden gelerek hızla lotus pozisyonuna geçip, enerjiyi hissetmeye odaklandı.
Çok geçmeden yeniden enerjiyle bir hale girerken, enerji onun nefes ihtiyacını karşılamaya başladı. Bununla beraber rahatlayan Rey, hızla etrafına odaklandı. Topladığı her bir malzemeyi oldukça rahat bir şekilde hissedebiliyordu.
Malzemelerin enerjisini bedenine çekerek dantianının inşasına başladı. Yani en azından denedi. Lakin hiç bir şey olmadı. Rey kendi salaklığına iç çekerken, daha kısa bir süre önce yaşadığı durumu hissetmeye odaklandı. Hayatla ölüm arasındaki çizgiyi. Zorlanacağını düşünsede, o hissiyat aşırı hızlı bir şekilde bedenini sardı. Lakin şu anda Rey bir ölümlüyken, Ryo hala dokuzuncu seviyedeydi. Bu durum, bir olan hayat çarklarını oldukça zora sokuyordu.
Bir ölümlünün hayat çarkı, her geçen saniyede ölüme ilerlerken, ölümsüzük yolunda yürüyen bir yetiştiricinin hayat çarkı, her geçen saniyede daha fazla hayat süresi kazanırdı. İkizlerin ise hayat çarkları birdi. Şu anda hayat çarkları, her saniyede bir hayat süresi kazanırken, daha fazla hayat süresi kaybediyordu. Ryo şu anda dokuzuncu seviyenin zirvesindeydi ve her an onuncu seviyeye geçebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...