Sabahın köründe tepemde biten Hans yüzünden ruh boşluğundan hızla çıkmak zorunda kaldım. Sanki okula yeni gelen kendisiymiş gibi davranıyordu. Saatin daha altı olduğunu görünce başımdan kovdum. En sonunda gitmesi için kıçının bana bağlı olmadığını söylemek zorunda kalmıştım. Cidden.
Sayesinde geri de uyuyamayınca banyoya girdim. Saçlarımı yıkaması zaten bir saatimi aldığı için bir buçuk saate anca çıkabilmiştim. Üstüme günlük beyaz renkli kıyafetleri geçirip saçımı Lara'nın soktuğu şekle sokmaya çalıştım. Çok da kötü olmamıştı aslında. Lakin saçımı bu şekle sokunca narin olan hatlarım daha da ön plana çıkıyordu. Bozmayı düşündüm ancak şekil verirken verdiğim emeği göz önüne alınca bozmak istemedim.
Aşağıya indiğimde ikili çoktan hazırlanmış, beni bekliyorlardı. Neden her zaman bu kadar erkenci olduklarını anlayamadım. Geç kalacağımı söyledikleri için kahvaltı da edememiştim. O da ayrı bir konuydu.
Dersler, daha önce dikkat etmediğim kahve renkli geniş bir binada yapılıyordu. Kulelerde yapıldığını sanmıştım lakin oraların kullanım amacı farklıymış. İlk dersim diğerlerinden ayrı olduğu için ayrıldık. Enerji ve nitelikleri isimli derse girdiğimde çoktan geç kalmıştım.
Sınıfta neredeyse 60 kişi vardı. Öğretmen 20 lerinde görünen sarışın bir kadındı. Lakin ölümsüzlük yolunda görünüşün bir önemi yoktu. Neredeyse herkes göründüğünden yaşlıydı. "Geç kaldığım için özür dilerim." dediğimde kadın hafifçe güldü. "Daha derse başlamadık. Yerine geçebilirsin." dedi. Boş olan tek sıraya, en öne oturdum.
"Herkes burada olduğuna göre başlayabiliriz. Benim adım Anmi Desk." dedikten sonra arkasındaki siyah tahtaya beyaz bir kalemle enerji yazdı. "Enerjinin ne olduğunu açıklayabilecek var mı?" diye sordu. Elini kaldıranlar arasından kahve saçlı bir oğlanı kaldırdı. "Enerji kısaca özdür." dedikten sonra geri oturdu. "Neyin özüdür?" diye sordu Anmi. Başka bir çocuk "Her şeyin bir özü vardır. Buna cansız şeyler de, canlı şeyler de, soyut şeyler de, somut şeyler de dahildir." cevabını verdi.
"Hem haklısınız, hem haksızsınız. Enerji hem bir özdür, hem de her şeyin oluşumuna ve hareketlerine katkıda bulunan bir şeydir. Enerjinin kendisinin tam olarak bir açıklaması yoktur. Bazı insanlar enerjinin canlı olduğunu söyler ve onunla konuşabilmek için bütün ömürlerini harcarlar. Ne yazık ki bilinen tarih boyunca enerjiyle konuşabilen birisi yoktur. Bu yüzden de enerjinin cansız olduğu söylenir." dedikten sonra bir nefes aldı. Enerji canlıydı. Rey enerjinin kendisiyle bizzat konuşuyordu. Bu derse ne kadar inanması gerekiyordu ki?
"Lakin ben enerjinin canlı olduğuna inanıyorum. Hiç kimsenin elinde bir kanıt olmamasına rağmen, bu benim kişisel görüşüm. Öz dediğiniz şey ise enerjinin nitelik kazanmış halidir. Peki enerjiye neyin nitelik kazandırdığını söyleyebilecek olan var mı?" bu sefer de bir kızı kaldırdı. "En basitinden yetişim teknikleri enerjiye nitelik kazandırır." dedikten sonra geri oturdu. "Haklısın. buna örnek olarak, benim yetişim tekniğim çiçek leydisi olarak da geçiyor. Bu da benim enerjime çiçeklerin sahip olduğu nitelikleri kazandırıyor. Yetişim tekniğim size komik gelebilir. Lakin her türlü şeyin yetişim tekniği bulunmaktadır. Daoların, cansız nesnelerin, canlı varlıkların, soyut ve somut şeylerin. Bu örneklendirmenin bir sonu yoktur." Anmi yeniden nefeslenirken Rey, Hana'ya bu konuyu sormayı unuttuğunu hatırladı.
Dersin geri kalanı boyunca, Anmi herkesin tek tek enerjisine baktı. Sınıfta Rey hariç yetişim tekniği kullanmayan bir kişi bile yoktu. Öğrencilerin enerjilerinde, odun niteliğinden tutun da yıldırım niteliğine kadar her şey vardı.
Dersler ardı ardına geçip gitti. İlk dersin haricinde Rey'in dikkatini çeken bir ders olmamıştı. Zaten sonraki üç ders elementlerle alakalıydı. Öğrencilerin elementlerindeki gelişimlerine bakıp elemetlerine şekil vermelerini konuşmuşlardı. Ancak okulda toprak, alev ve karanlık elementinin dersleri yoktu. Gerçi bundan rahatsız olduğunu da söyleyemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...