Zorunlu giysiler olmadan herkes içerisinde rahat olduğu savaş giysilerini giyerek arenanın yolunu tuttu. Rey sonunda içerisinde rahat olduğu, kendisine hareket özgürlüğü sağlayan geniş giysilerine kavuşmuştu. Temsilci broşunu geniş olan kazağında ağırlık yaptığı için ördüğü saçına toka gibi takmıştı. Ryo ise hafif zırh giyinmişti. Broşu, belindeki kılıç kınına iliştirilmişti.
Arenanın önü, binlerce temsilcinin katılımıyla tam bir kalabalık durumuna girmişti. Aynı okuldan gelenler birbirlerine yakın durarak diğerlerini incelerken, ustalar temsilcilerine yakın duruyorlardı. Halk arenanın dışında, formasyon yardımıyla gerçekleşecek savaşları izleyebilecekleri ekranların etrafında toplanmıştı.
Saat onda arenanın açılan kapılarıyla, herkes içeriye doluşmaya başladı. Rey, Sylas'a yakın kalarak insan kalabalığının arasında arenaya girdi. İlk fark ettiği şey, arenada savaşın izlenebileceği en güzel yerlere, soyluların çoktan yerleştiğiydi. Karta'nın Kralı, Kraliçesi ve çadırdan hatırladığı genç prenses, sunucu alanının hemen üzerindeki yere yerleşmişti. Tahtlarının yanında ülkenin en iyi ustaları için ayrılmış on iki küçük taht vardı.
Hemen sağ taraflarında kalan alanda ise yetiştiği krallık olan Ame'nin yeni Kralı, annesi, iki küçük prens ve bir küçük prenses bulunuyordu. Tahtlarının arkasında Ame'nin en güçlü ustaları için ayrılmış küçük tahtlar duruyordu.
Her Krallığın Kraliyet ailesi ve ustaları orada olsa da Rey'in özellikle baktığı alan Yoru Krallığına aitti. Korkak Kral ve Kan Aşığı Kraliçe orada olsa da Kaira'yı göremiyordu.
"Rey." dikkatini kraliyet ailelerinden çekip Sylas'a verdi. "Efendim." Sylas kulağına yaklaşıp kısık sesle konuşmaya başladı. "Bizim okulun temsilcilerinden ayrılma. Kimin kiminle eşleşeceği önceden belirlenmez. Lakin Kutsal Kargı okulunun müdürünün temsilcisiyle eşleşirsen pes et. Son olarak, bu turnuvada öldürmek serbest." sözleri biter bitmez kendisinden uzaklaşıp Karta'nın Kraliyet Ailesinin yanında kendisine ayrılan yere, insan gözünün takip edemeyeceği bir hızla gitti. Sylas'ın düşündüğünün aksine Rey öldürme olayına çok takılmayıp, Ryo'nun yanındaki yere oturdu. Öldürmenin serbest olduğunu zaten Lara'dan duymuştu ve düşündüğü kadar kendisini rahatsız etmiyordu.
Herkesin yerlerini almasıyla sunucu boğazını temizledi. "Bütün kraliyet ailelerinin, ustaların ve temsilcilerin yerlerini almasıyla, hepinize hoş geldiniz diyor ve büyük bir gururla, 786. temsilci turnuvasının resmen başladığını ilan ediyorum!" kalabalıktan alkışlar ve ıslıklar yükselirken, sunucu ortamın durulmasını bekledi.
"Hepinizin bildiği üzere, bire bir savaşlar gerçekleşmeden önce üç test olacak. İlk test gerçekleşmeden önce, bütün temsilcileri arenaya davet ediyorum." sunucunun sözleriyle temsilciler oturdukları yerlerden kalkıp, arenanın devasa platformuna indiler. "Test başlamadan önce, platformun merkezinden uzaklaşın." sunucunun yönergesiyle temsilciler merkezden uzaklaştığında, beş görevlinin zar zor taşıdığı, üstü siyah bir örtüyle kapanmış cismi tam merkeze taşıdılar.
Görevliler platformdan çıkar çıkmaz, sunucu yeniden konuşmaya başladı. "İlk test, kalp testidir. Samsara Yılanına gözlerinizi kaçırmadan bakıp, ona yaklaşacaksınız. Üç saatin ardından, Samsara yılanına en çok yaklaşan üç bin temsilci testi geçecek ve geri kalanlar elenecek. Şimdi, ilk testiniz başlasın Temsilciler!"
Sunucunun sözlerinin bitimiyle beraber örtü kayboldu ve altında sakladığını gözler önüne serdi. Beş metrelik kafeste, saf kristalden oluşmuş bir yılan vardı ve kelimenin tam anlamıyla, bütün vücudu gözlerle kaplıydı.
Harekete geçmeden önce diğer temsilcileri gözetledi. Çoğu hemen teste başlayıp, gözlerini kaçırmadan Samsara Yılanına doğru adımlamaya başladı. İlk on adımdan sonra ise, herkes adımlarını zar zor atmaya başladı. Gözleri Leo ve Lara'yı ararken, Lara'nın çoktan başlayıp on iki adım attığını gördü. Adımları yavaşlamıştı ancak inatla ilerliyordu. Leo ise düşünürken yaptığı gibi kaşlarını çatıp ellerini kütleterek diğerlerini gözetliyordu. Ryo 'yu ise görememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...