Rey, biraz daha ne yapacaklarını konuştuktan sonra zihin sarayından ayrılıp, adanın kenarında bekleyen üç deniz insanına yaklaştı. Sebebini anlayamadığı bir şekilde, üçü de gergindi. Maria her an ağlayacakmış gibi duruyordu,
Luis bir suçlu gibi kenara çekilmişti. Yüzünden her an hapse atılma haberini bekleyen bir mahkumun ifadesi vardı. Sarı saçlarını elleriyle çekiştiriyordu. Rey'in geldiğini görünce kendisine çeki düzen vermeye çalışsa da yüzündeki ifade nasıl olduysa sadece daha fazla suçlulukla dolmamış, aynı zamanda büyük bir korkuyla da sarılmıştı. Aralarında en iyi durumda olanı Atem'di ancak onun bile vücut dilinden gergin olduğu anlaşılabiliyordu. Rey'i görünce kendisini kardeşini korumak istermiş gibi hafifçe Luis'in önüne çekti.
Rey olanları anlayamasa da deniz insanlarına iyice yaklaşıp "Hey, sorun ne?" diye sordu. Atem Rey'e garip bir ifadeyle baktıktan sonra, bilmezlikten geldiğini varsaydı. Yine de Luis'in konuşmaya başlayacağını görünce erken davranıp kardeşini engelledi.
"Luis'in uyarını görmezden gelmesine engel olamadağım, hayır olmadığım için üzgünüm, bizi ruh boşluğundan atmak istersen anlayışla karşılarız." sesinden de olayı ele alışından da asillik yayılan Atem'e karşılık Rey garip garip bakındı.
"Ruh boşluğundan çıkmak mı istiyorsunuz?" diye sordu. Atem'in konuşmasıyla olanı biteni anlamış olsa da hemen olaya açıklık getirmedi. "Hayır, istemiyoruz. Ancak burası sana ait bir alan ve bizi artık hoş görmüyorsan, bize sadece bunu anlayışla karşılamak düşer." Atem'in sözleriyle Luis'in ifadesi daha berbat bir hal alırken, gözleri istemsizce küçük kardeşi Maria'ya kaymıştı.
"İstemiyorsanız, bir sorun yok. Benim de sizi atmak gibi bir planım yakın gelecek niçin konuşursam bulunmuyor. Ayrıca burada tek suçlunun Luis olduğunu söyleyemem. Size zihnimden uzak durmanız gerektiğini düşündüğümü söyledim, bunu bir kural yapmadım. Luis'i o anda saraydan atmamızın sebebi basitçe anılardan kaynaklanıyor. Daha önce bunu size söyledim mi emin değilim, lakin anılarım şu anda oldukça garip bir konumdalar. Hangisinin gerçek olup olmadığından emin olamadığım için, anılarımı herhangi bir şekilde tehlikeye atamam.
Tempus zaten sarayın etrafını sizin geçemeyeceğiniz bir su altı akıntısıyla kapladı. Yine de işimi şansa bırakmamak için kendimi netleyeyim. Zihin sarayımdan ne olursa olsun uzak durmanızı istiyorum. Eğer saraya gitmek gibi bir amacınız varsa, sizi daha fazla ruh boşluğumda tutamam. Şu anda anılarıma, dolayısıyla zihin sarayıma yaklaşmasına gönüllü bir şekilde izin vereceğim tek bir varlık bile yok. Denizde çok fazla açılmamanızı rica etmiştim ve bu hala bir ricadan ibaret ancak yeniden uyarmış olmak için söylüyorum. Ruh boşluğumda, özellikle de sonunu göremediğim bu denizde herhangi bir şeyin olup olmadığını bilmiyorum. Eğer açılıp da bir şeyle karşılaşırsanız, zarar görmeyeceğinizin bir garantisini veremem bu yüzden aşırı açılmayı düşünüyorsanız, kendi ölümünüzü de göze almanızı istiyorum. Gerçek ölümsüz 6 ırkın ilkine mensup olsanız da, orada karşılaşacağınız bir şey varsa ve sizi öldürse bile bu konuda ben bir şey yapamam."
Rey'in sözleri üçünü de ürpertse de Atem bir kaç dakikanın ardından yeniden konuşan kişi oldu. "Zihin sarayına yaklaşmayacağımızın sözünü sana veriyorum. Uyarını da dikkate alarak hareket edeceğiz." sözlerinde gizli bir mutluluk olsa da yüzüne yansıtmıyordu.
"Teşekkür ederim, bizi yeniden okyanuslara bırakmadığın için." Luis'in sözlerinde de bir rahatlama vardı. Lakin en başından beri onu suçlamamıştı Rey. Daha önce onlara sadece bir uyarıda bulunmuştu, onlara kesinlikle zihin sarayından uzak durmalarını söylememişti. Eğer ortada bir suçlu varsa, bu doğal olarak Rey oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mistik
FantasyRey, amcası olarak gördüğü Yuu tarafından, bir ağacın altında, sadece bir notla beraber terk edilmiş bir halde bulundu. Amcası ile beraber, Ami Krallığında dilencilik yaparak yaşıyordu. Ta ki hırsızlık yaparken köle tüccarlarının eline geçene kadar...