4

4.7K 277 64
                                    

__

Bilge Atalay'ın ağzından..

Gözlerim kampüsün etrafında gezinirken koluma dokunan bir elle yana doğru döndüm.

"Selaaaam.."

Kızıl saçlarıyla otuz iki diş sırıtan meltem'e bakarak hafifçe gülümsedim.

"Sana da selam."

"Akşam boş musun? Mekana gidelim diyoruz."

Her zaman gittiğimiz cherry hub dan bahsediyordu. Ama bu aralar dövülme tehlikesi yüzünden pek uğramaz olmuştum.

"Olabilir bilmiyorum.." diye bir şeyler geveledim. "Çocukların yanına gitmem lazım.. iyi dersler sana."

Onu arkamda bırakarak kampüsün arka tarafında bahçe kısmında kalan çardağa ilerledim ve bedenimi Kaya' nin bedeninin hemen yanına bıraktım.

"Ooo kaptan naber ya."

Şükrü elindeki telefonunu masanın üzerine bırakıp bana döndü. Her zaman ki online okey oynuyordu. Alışkanlık yapmıştı pezevenkte.

"Iyiydir sizden?"

"Mükemmel.. Akşam cherry hub a geliyor musunuz? Nazlı ve meltem çağırıyor dağıtacağız yine."

Kayanın dediği şeye odaklanıp omuz silktim. "Aslında pek oralara gitmesem diyorum bu aralar.."

"O şerefsizler bir sikim yapamaz sana merak etme." Dedi Şükrü.

"Sen öyle san.. adamlar kabile gibi geziyor ortalıkta gördükleri yerde sikecekler beni."

"Haklı." Diye onayladı beni kaya.

"Biri senin hakkında blog açmış gördün mü?"

Şükrüye doğru kaşlarımı çattım. "Hayır."

Telefonunu cebinden çıkardı ve parmaklarını ekranda gezdirip bir sayfa açtı.

"İnsanlar senden neden nefret ettiklerinden bahsedip nefret kusuyorlar."

Ağzımdan tek hecelik bir kahkaha çıktı. "Havalıymış."

Kaya ve şükrünün saniyelik olarak birbirlerine endişeli bir bakış attığını görsem de fazla üstünde durmadım.

"Bu siber zorbalık."

Kaya'nın ciddileşmesine rağmen olayı siklememe kararı aldım. "Boşver zaten bazıları kendince haklı?"

"Evet ama.."

Şükrünün lafını böldüm. "Cidden bana bir şey olmaz.. 9 canlıyım ben."

Sırıtmama rağmen hala endişeyle bakıyorlardı.

Bu kadar ciddiyet yeterdi. "Hadi ben kaçtım.."

İtiraz etmelerine izin vermeden ayağa kalktım ve onları arkamda bırakarak dersliğe ilerledim.

Bugün cherry hub'a gidecektim ve korkulacak bir şey olmadığını hepsinin sadece klavye delikanlısı olduğunu kendime kanıtlayacaktım.

Kıçımı range rover'ın lüks koltuğuna koyup arabayı çalıştırdım ve son kez aynadan saçlarımı düzelttim.

Saat sekize yaklaşıyordu. Üzerime beyaz sadece üç düğmesi iliklenmiş bir gömlek ve siyah pantolon giymiştim. Pantolonun tek yanında bir kaç zincir sarkıyordu boynumda ise iki tane zincirli kolye asılıydı ve bunlar zincir süslemeli botlarımla uyum sağlıyordu.

Neden bilmiyordum ama gergindim bu yüzden direksiyonun üzerine bir şans öpücüğü bırakıp arabayı malikanenin taşlı yolundan çıkardım.

Radyoya uzanıp düğmesine bastım.

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin