Bilge Atalay'ın ağzından..Malikanenin tam önünde durdum.
Bedenim arkamı dönüp koşarak uzaklaşmak istiyordu buradan. Tüm hücrelerimle nefret ediyordum buradan.
Babam kötü bir insan değildi, hiçbir zamanda kötü bir insan olmamıştı. Dünyanın en iyi insanı sayılmazdı ama özünde iyi bir insandı aslında. Sadece iyi bir baba olamamıştı, ya da öyleydi ama bizi o kadar çok kontrol etmişti ki iyi bir baba olmaktan çıkmıştı. Bilmiyorum.
Annem ise gerçekler gözünün önünde bile olsa onları görmemeye çalışırdı. Biri oturup ona dertlerini anlatsa ne yapar ne eder bir pozitif şey çıkarırdı oradan. Kendi dünyasında yaşıyordu sanki. Babam gibi birinin annem gibi biriyle nasıl olduğunu hiçbir zaman anlamamıştım. Çok zıt insanlardı.. ama hayatım boyunca da onlarınki gibi bir aşk görmemiştim. Babam annem için dünyaları içindekilerle birlikte yakardı, içinde Bartu ile ben olsak bile.
Adımlarımı ön bahçeden uzaklaştırıp dış kapıya doğru ilerlettim. Küçükken babamın zorla almamı istediği derslerden kaçıp bu bahçede saklanırdım, çok iyi hatırlıyordum. Evin her yerinde bir anım canlanıyordu ama çoğu beni iyi hissettirmiyordu.
Dış kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. Mental olarak hala bazı şeylerle yüzleşmeye hazır olmasam da artık zamanı gelmişti. Yıllarca kendim olmaktan bile korkmuştum ben, babamdan korkmazdım.
Kapıyı çaldım.
Saniyeler sonra kapıyı tanımadığım bir hizmetli açtı. Kadın beni direkt olarak tanıyıp içeri girmeme izin verdi. Teşekkür edip gözlerimi içeride gezdirdim. Hiçbir şey değişmemişti.
"Babam nerede?"
Kadın sorduğum soruyla gülümseyerek bana baktı. "Ofisinde şu anda."
Başımı salladım ve hızla ezbere bildiğim yere ilerledim, merdivenlerden çıktım. İkinci kattaki ofisinin önüne geldiğimde derin bir nefes daha alıp kapıyı tıklattım.
"Gel!"
Kapıyı açıp içeriye girdim.
Babam masasında oturuyordu. Önünde birkaç tane evrak açıktı. Yeşil gözleri beni bulduğunda gözlerinden anlamadığım duygular geçti. Güçlü görünmeye çalışarak masanın önüne doğru ilerledim.
"Baba."
"Hayırdır? Sen buraya uğrar mıydın?"
"Gitmemi mi istiyorsun?"
"Hayır." Dedi sert bir sesle.
Bundan güç alıp sandalyelerden birine oturdum.
"Söyle bakalım."
"İlla bir şey söylemek için mi geldim?"
Hafifçe güldü. "Her an arkanı dönüp kaçıp gidecek gibisin, dökül bakalım."
Gülecektim ama aklıma Ege gelince kaşlarımı çattım. Ne kadar unutmuş gibi gözüksem de babama deli gibi kızgındım Egeye bunu yaptığı için.
"Doğru, söyleyecek bir şeyim olduğunu sende çok iyi biliyorsun baba. Ya da ben söylemesem de sen adamlarını toplar arkadaşlarımdan birini dövdürüp öğrenirsin onlardan." Dedim sertçe.
Başını dikleştirip yüzüme baktı. "Aylardır yanıma uğradığın yok. Şimdi utanmadan laf mı söylüyorsun bana?"
"Senin yüzünden gelmiyorum bu eve ben."
"Ben olmasaydım sen okuduğun bölümü bile kazanamazdın!"
Sinirlendim daha çok. "En azından kendi isteğimle başka bir bölüme giderdim! En azından bu benim kendi seçimim olurdu baba!" Ayağa kalktım. "Senin en büyük sorunun neydi biliyor musun baba, sen bartuyla beni de kendi adamlarından biri sandın. Bizi kontrol edince her şeyin olacağını düşündün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret. / bxb / texting /
Teen FictionEge, "Bilge Atalay'dan nefret ediyoruz" grubunu oluşturdu. Ege kişisi Bilge ve 29 diğer kişiyi ekledi. Bilge: Noluyor amk Ege: duydum ki şerrrefsiz bir insanmışsın Bilge: duydum ki erkek sikiyormuşsun (Küfür, cinsellik ve her türlü olumsuz davranış...