Nefret. / bxb / texting /

47

                                Gossip Boys

Ege: hala ulaşamadınız mı

Meriç: yok benim otuzuncu arayışım falan açmıyor bir ara annesini aramayı falan düşündüm ama kadının zaten dünyası başına yıkılmış bir de bizimle uğraşmasın

Erim: hala inanamıyorum ya

Şükrü: aylinin durumunu biliyorduk zaten ama ben hep iyileştiğini düşünmüştüm

Kaya: Taylan nasıldır acaba

Bilge: nasıl olabilir ki kardeşini kaybetti sonuçta

Ege: tamam bi de bunları okuyup daha da kötü olmasın susalım

Kaya: Taylana ulaşırsanız bana haber verin lütfen

Kaya ve Taylan özel

Kaya: telefonlarımı açmıyorsun bari mesajıma cevap ver

Kaya: en azından iyi olduğunu bileyim lütfen

Kaya: çok merak ediyorum seni..

Kaya: kalbin acıyor biliyorum ama izin ver de destek olayım..

Kaya: lütfen.

Kaya doğaner'in ağzından...

Saat sabahın yedisiydi.

Hiç uyumamıştım daha doğrusu uyuyamamıştım. O orada acı çekerken kendime bu hakkı tanıyamazdım.

Başımı ellerimin arasından çekip saatlerdir benimle beraber oturan Bilgeye baktım. Yorgun görünüyordu.

Ayağa kalktım kararlı bir şekilde. "Madem haber alamıyorum ondan.. en azından bir şey yapayım."

Benimle birlikte ayağa kalktı. "Gidecek misin cidden?"

Gözlerine baktım ve kararlı bir şekilde başımı salladım. "Evet."

Yanıma geldi. "Sarpa hiç güvenmiyorum.."

"Bende ama en azından bir şeyler öğrenmiş olurum burada oturup kendimi içten içe mahvedemem."

"Bende geliyorum o zaman."

Buna karşı çıkmadım, zaten yanımda olmasını istiyordum.

Evden çıktık ve sarpın bana attığı adrese doğru gittik. Gergindim ama merak ediyordum, sarpın şerefsiz olduğunu biliyordum fakat onun bu konuda yalan söyleyebileceği aklımın ucuna gelmezdi sarpı tanıyordum. Belki de herkesten daha çok tanıyordum ve bu konuda yalan söylemezdi.

"Boş bir depo galiba burası.." arabadan indi Bilge. Merakla etrafına bakındı benim gibi.

"Evet galiba."

"Bir bok olursa hızlı aramalara önce polisi sonra Ege'yi kaydettim aklında bulunsun."

Başımı salladım ve giriş olduğunu düşündüğüm here ilerledim. Yıkık dökük bir binaydı, çok eskiydi.

İçerisi de aynı şekildeydi uzun zaman önce terk edilmiş olduğu direkt belli oluyordu. Gözlerimi etrafta gezdirdim, kırık camlardan giren ışık içeriyi aydınlatıyordu neyse ki.