52

2.1K 98 27
                                        


Üç bölüm attım bugün resmen 🫢

Bilge Atalay'ın ağzından...

"Kravatımı bağlamama yardım eder misin?"

Ellerim yumuşak kumaşın üzerinde dururken aynanın diğer yanında gömleğinin düğmelerini iliklemeye çalışan Egeye çevirdim bakışlarımı.

"Tamam güzelim." Yavaşça beni kendine doğru çevirdi ve kravatı bağlamaya başladı. Hiç beceremezdim bu işi o yüzden de kravat takmayı sevmezdim ama bu sefer takmam gerekiyordu çünkü düğüne gidecektik.

Taylanın büyük abisi Tuncay'ın düğünü vardı bugün. Aslında Taylan bize düğünü abisinin iptal ettirmeye çalıştığını söylemişti olan olaylar nedeniyle ama kız tarafı Almanya'dan buraya kadar geldiği için ayıp olmasını istememişlerdi. O yüzden oldukça durgun bir düğün olacağını düşünüyorduk. Taylanın annesi ise kızım eğer hayatta olsaydı bu günü böyle üzücü görmek istemezdi demişti.

"Ege.." hala kravatımla uğraşan Ege bakışlarını oradan çekmeden hım diye bir ses çıkardı. "Kızın cenazesi daha yeni yapıldı biz şimdi nasıl eğleneceğiz?"

Sevgilimin parmakları yavaşça durdu ve mavi mavi bakışları bana çevrildi.

"Her şey mükemmelmiş gibi davranamayız ama oturup da düğünde kendimizi heba edersek Ayten teyze neler hisseder sen düşün." Haklıydı sanırım. Ölenle ölünmüyordu ama acı vericiydi düşünmek bile.

Derin bir nefes aldığım sırada Ege geri çekildi ve kravatıma baktı. "Jilet gibi oldun işte bak." Sırıttı.

Kıkırdadım. "Sende fena değilsin." O benim gibi takım elbisenin aksine siyah gömlek ve siyah pantolon giymişti. Fıstık gibi görünüyordu şimdi yukarıda Allah var.

Eğilip dudağımdan öptü emer gibi ve geri çekildi. "Hadi gidelim çocuklar beklemesin."

Egenin evindeydik ama bizimkiler benim evdeydi o yüzden oraya uğramadan direkt salona geçecektik. Bartu zaten arayıp hazır olduklarını söylemişti.

"Ne takıcaz peki?" Diye sordum ceketimi alıp kapıya yürürken onunla beraber.

"Şimdi çeyrek falan takmak olmaz diye iki tane tam aldım biri senden biri benden."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Benim için de mi aldın?"

"Ee herhalde."

"Ege karı koca mıyız biz ben alırdım.."

Arabaya bindik beraber, araba benimdi ama onun kullanmasına izin verdim.

Sırıttı dediğim şeyle. Bir şeyi de ciddiye al be adam. Hep Erimle çok takılmaktan bunlar, o aptal sarışın Ege'den uzak dursa iyi olurdu. Yoksa bi gün eceli olacaktım.

Ben içimdeki ani gelen kıskançlıkla boğuşurken Ege aynaları kontrol edip arabayı taşlık alandan çıkardı.

"Öyle aramızda küçük şeylerin lafı olmaz." İki tam altına küçük şey demesi zengin biri olarak bana bile koysa da ses etmedim. Sevgisini böyle ifade ediyordu demek ki.

Kısa sürede şehirin çıkışına yakın olan düğün salonuna geldik. Ben arabadan inerken Ege torpido gözünden takacağımız altınları alıp siyah ceketinin cebine attı ve elini uzattı bana doğru tutmam için.

"Ege saçmalama, istersen bi de aşkı ilan edelim burada sonra silahı çıkarıp vursunlar bizi." Dedim abartarak.

"Aman iyi be." Diye söylense de elini sırtıma doğru koyarak ilerletti beni, gülmeden edemedim. Salak ya.

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin