82

1.2K 67 5
                                    



Erim Öztürk'ün ağzından..

"Alperen orospusu gitmeden son golünü de attı ya." Dedim sinirle.

Bilge kahkaha attı. Ona kötü kötü bakarken yanında oturan Ege konuştu.

"Sezerle sen? Ciddisiniz yani?"

"Valla öyleler." Dedi gülmelerinin arasından Bilge.

"Yok öyle bir şey." Diye savunmaya geçtiğim sırada Sezer lafımı böldü.

"Evet var öyle bir şey."

Hızla kafamı yan koltukta oturan Sezer'e çevirdim. Elinde meyve tabağı vardı bana meyve soyuyordu. Sakatlandığımdan beri annem gibi olmuştu cidden.

Bilge gülmekten döktüğü göz yaşlarını silerken Ege'nin kucağında oturmaya devam etti.

"Sezer.." dedim ne diyeceğimi bilemediğim sesimle.

"Erim." Dedi bir nefes verip. Ayağa kalktı ve soyduğu meyveleri kucağıma bıraktı. Gözlerine baktım aynı şekilde o da bana baktı.

Çekildi ve geri yerine oturdu.

"Günaydın.."

Ece'nin sesiyle hepimiz ona döndük. Birkaç gündür meriçle beraber burada kalıyordu.

Bebeği aldırmak istememişlerdi. Bilge emin misiniz diye yüzlerce kez sorsa da Ece emin olduğunu söylemişti. Maddi durumları gayet iyiydi Meriç'in babası yüzünden yani o kısımda sorunları zaten yoktu. Ece de bu bebeğin bir şeyleri değiştireceğine inanıyordu.

Hepimiz onlara günaydın dedik. Meriç hemen Ece'yi koltuğa oturdu ve bize döndü.

"Kahvaltı hazır mı?"

"Hımm duruyor içeride." Dedi bilge. İyice evin hanımı gibi bir şey olmuştu kendi evine uğradığı bile yoktu.

"Güzel. Ece hemen yesin."

Meriç de bize geri döndüğünden beri Ece'nin üzerine o kadar çok düşüyordu ki ben bile boğuluyordum. Sanki kendisi doğuracaktı pezevenk.

Şükrü ve Bartu da bu sabah şükrünün ailesini ziyarete köye gitmişlerdi. Bartunun neden peşine takıldığını sorgulasak da Bilge hava almak istediğini söylemişti. Biraz garipti ama bu evde ne normaldi ki zaten.

Onun dışında Taylan'ın gideceğini öğrenmiştik. Nereye gideceğini sadece Egeye söylemişti. Ama yarın gidiyordu ve vedalaşmak istemiyordu. Hiçbir zaman böyle şeyleri seven biri olmamıştı zaten. Hayatımda olan çoğu şeye üzülmeyen ben Kayaya üzülmüştüm. Kim bilir ne haldeydi.

"Dur ben masayı hazırlayayım." Bilge ayağa kalktı ve götle don gibi gezdikleri için Ege de arkasından gitti.

"Sezer çişim var."

"Bir tutmadığım kaldı sen işerken Erim." Dedi söylene söylene ve beni kucağına aldı.

Kendime itiraf edemesem de bazen sırf kucağında olmak istediğim için bir şeyler uyduruyordum.

Boynuna kollarımı doladım hemen. Ben kucağında dururken koridora doğru çıktı.

"Sezer şimdi sen benden hoşlanıyor musun?"

"Evet daha kaç kere söyleyeceğim?"

"Bana ne inanmıyorum sana." Dedim trip atar gibi. İyice mızmız kızlar gibi olmuştum. Ege'nin kardeşi Mina bile benden daha olgundu.

"Günde otuz altı kez sorduğun için gerçekliğini kaybetmek üzere." Dedi alayla.

Kıkırdadım ve kendime hakim olamayarak uzanıp boynunu öptüm. Temasımla koridorun ortasında kalakaldı.

"Aaa lan bug buldum." Dedim gülerek. Hızla bakışlarını bana çevirdi ve şap diye kelimenin tam anlamıyla şap diye dudağımdan öpüp çekildi.

Bu sefer kalakalma sırası bana geçerken sırıtarak beni banyoya soktu.

Beni yere bırakırken tek ayağımın üzerinde durdum. Artık tek ayak üzerinde durma skillerim geliştiği için sorun etmeden durup ona baktım.

"Bakma öyle aval aval işini bitirince seslen."

"Sezer bitti diye de bağırayım mı?" Dedim alayla.

Gülerek banyodan çıktı bebe kapıyı kapattı.

Yeni hissettiğim bu duygularla baş etmek cidden zordu.

Sonraki bölüm final partları başlıyor..

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin