Ege, "Bilge Atalay'dan nefret ediyoruz" grubunu oluşturdu.
Ege kişisi Bilge ve 29 diğer kişiyi ekledi.
Bilge: Noluyor amk
Ege: duydum ki şerrrefsiz bir insanmışsın
Bilge: duydum ki erkek sikiyormuşsun
(Küfür, cinsellik ve her türlü olumsuz davranış...
Etraf bembeyaz olana kadar kar yağması şu dünyada en sevdiğim şeylerden biriydi. Sanki tüm dünyanın kötülükleri karın altında kalıyormuş da hiçbir problemim yokmuş gibi hissediyordum. Küçükken ne zaman kar yağsa annem izin vermese bile malikanenin bahçesine kaçar soğuktan donana kadar kar oynardım. en sevdiğim anılarım hep kar ile ilgiliydi. Büyüdüğümde ise ne zaman kar yağsa hayatımda olan her şeyin temizlendiğini, yeni bir sayfa açtığımı düşünürdüm. En zor anlarımda, en kötü hissettiğim zamanlarda bile en büyük kaçıştı sanki bana göre. Benim için özeldi.
Adımlarımı hızlandırdım ve saçlarıma düşen kar tanelerinin ıslaklığını hissederek ilerledim.
Etraf hemen hemen beyaza dönmek üzereydi, ayın ışığı vuruyordu ve sokaklar ıssız gibiydi. Gecenin kaçıydı bilmiyordum ama o an umurumda değildi zaten.
Tanıdık sokağa girince adımlarımı yavaşlattım ve karşıma çıkan park ile nefesimi düzene sokmaya çalışarak etrafıma bakındım.
"Bilge."
Arkamı döndüm ve işte karşımdaydı.
"Ege."
Beni gördüğü anda gözleri parladı, hızla yağan kardan dolayı her yeri bembeyaz kalmıştı kirpikleri bile. Çok güzel gözüküyordu, o kadar güzeldi ki..
"Sen yazınca hemen geldi sorun ne bir şey mi oldu iyi misin-"
"Ege kar yağıyor."
Anlamadan suratıma baktı.
Gülerek tekrar ettim. "Ege kar yağıyor!"
İyi miyim değil miyim diye düşünüyordu muhtemelen. Daha fazla gülerek etrafımda döndüm ve küçükken hep yaptığım gibi dilimi uzatarak kar tanelerinin dilime düşmesini sağladım.
Ege'nin sesi doldu kulaklarıma gülüyordu. "Evet.. yağıyor."
Başımı tekrar ona çevirdim şu an benimde gözlerimin parladığına emindim. "Bu ne demek biliyor musun?!" Diye konuştum hevesle ve yerdeki karların üzerinde yürüdüm merakla beni izliyordu, yüzündeki gülümsemeyle.
"Bilmiyorum ama seni böyle görmek çok hoşuma gitti."
"Ege.." yanına yaklaştım ve dibinde durdum. Kirpiklerindeki kar taneleriyle çok güzel durduğunu söylemiş miydim?
"Ege her şey karın altında kaldı artık.. tüm sorunlarımız orada. Geri gelmeyecekler!"
Başka biri olsa delirdiğimden şüphelenebilirdi ama Ege.. Ege gülümseyerek bana baktı. Hani demiştim ya tamamlanmış hissediyorum diye, cidden öyleydi. İçimde büyüyen neşeyle kıkırdadım. Hiç böyle hissetmemiştim!
"Geri gelmesinler." Diye mırıldandı ve elini uzatıp kardan ıslanmış saçlarımdan bir tutamı parmaklarının arasına alıp düzeltti. "Biz karın üstünde durdukça onlar geri gelmesinler, Bilge."
Uzanıp elini tuttum, havanın buz gibi soğukluğuna karşı elleri her zamanki gibi sımsıcaktı. Gülümsemeye devam ederek parmaklarımı parmaklarına kenetledim, ona ilk kafenin bahçesinde duygularımı açtığımda yaptığım gibi.
"Ege biz karın altında kalmayalım hiç. Olur mu?" Diye sordum. Lütfen.
"Kalmayalım tavşan, kalmayalım. Bizi bozmaya çalışanları da kara gömeriz evelallah." Sırıttı. Ben ise güldüm. Burnu benimki gibi kıpkırmızıydı soğuktan.
Yüzünü izlediğimi fark etmiş olacak ki uzandı ve yavaşça dudaklarıma dokundu dudaklarıyla. Temasıyla ilk günkü gibi bedenim alev aldı onca soğuğa rağmen. Boşta olan elimi omzuna koyarken dudakları aralandı hafifçe ve beni yumuşakça öpmeye başladı. Kar gibi yumuşacık bir öpücüktü bu, ne kötülüğün izini taşıyordu ne de nefretin.
Tek elini belime sararken soğuktan titreyen vücutlarımız birleşti. Öpücüğü yavaş yavaş hızlandırırken ellerimizi ayırıp iki elimi de ensesine çıkardım o da iki eliyle belimi tuttu. Tepemize yağan karı ve saatin bilmem kaç olduğunu umursamadan dakikalarca öpüştük orada. En sonunda dudaklarımız bile donmaya başlayınca ayrıldık gülerek.
Elimi tuttu tekrardan.
Gözlerimi onun mavilerinden ayıramıyordum. Bembeyaz olmuş şehirde ay gibi parlıyordu resmen mavileri. İçinde kayboluyordum. Bilerek, isteyerek.
Elimi sıktı ve beni yürüttü parkın çıkışına doğru.
Gülümsemem asla durmazken bir şeyi hatırlamış gibi durdu ve elimi bırakmadan önüme doğru geldi. Adımlarımı durdurdum onun gibi.
"Bilge, seni seviyorum."
Kalbim tekledi sanki. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona baktım. Beni sevdiğini zaten biliyordum. Bu şüphe ettiğim bir şey değildi kafedeki ışıkların altında durduğumuz o geceden beri biliyordum ama ondan duymak her zaman çok farklı hissettirecekti sanırım. Kalbim ısındı, soğuğu hissetmedim o an.
"Bende seni seviyorum Ege."
Gözlerindeki parıltıyla bir kaç saniye bana baktı ve iç içe geçmiş ellerimizi kaldırıp elimin üstüne bir öpücük kondurdu.
Ben tekrar dayanamayıp kıkırdadım, benim yaptığımı yaptı ve birbirimize aynı anda sarıldık. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu sanki.
Biz hiç karın altında kalmayalım, Ege. Olur mu?
Olur.
—
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.