51

1.5K 80 0
                                    



Bilge Atalay'ın ağzından..

"Mısırın içine sadece tuz mu istersin yoksa baharat da atayım mı biraz?"

O sırada mutfak rafından mısır için kase çıkaran Ege nin gözleri bana döndü.

"İstediğin gibi yap hayatım."

Gülümsemeden edemedim. İçimi ısıtıyordu şöyle kelimeler kullanması. Döverek sevesim geliyordu arada.

"Tamaaaam o zamannnn.." dedim hevesle ve istediğim baharatları ekledim tencerenin içine ve mısırla karıştırıp egenin verdiği kaselere döktüm. Yavaşça arkama geldi ve belimden tuttu.

"Kayayla konuştun mu?" Nefesini boynumda hissettim.

"Konuştum Taylanın yanındaydı gelir birazdan eve."

"Hımm.." nefesinin yerini dudakları alırken karnımdaki kelebekler canlandı. Dudağımı ısırdım.

"Ege biri girer şimdi mutfağa.. çocuklara travma yaşatmayalım bi anda."

Dediğim şeye güldü ve belimi iyice sıkıp kalçalarımı kasıklarına doğru yasladı. Hissettiğim sert şeyle gözlerim kocaman açılırken elimde ne varsa tezgaha bıraktım heyecandan.

"Sakin ol.." kıkırdadı ve dudakları boynumun üzerinde hareket etti.

Derin bir nefes alırken uyarıldığımı hissettim. Anormal derecede mi etkileniyordum acaba diye düşünsem de Egenin boynumu emen dudakları dikkatimi tamamen dağıttı.

"Ege..." diye mırıldandım ne diyeceğimi bilemez bir şekilde.

Ve o an kafama bir şeyler dank etti.

Lan biz sevgiliydik. Hani cidden sevgiliydik, ilişkimiz vardı. Şimdi biz.. sevişecek miydik?

"Ege hadi içeri gidelim!" Aniden bağırıp çekilmemle kaşlarını çatarak bana baktı.

"Noldu lan?"

"Hiç.. hadi hadi." Hızla kaseyi kaptım ve salona ilerledim.

Kalbim deli gibi atıyordu.

Şimdi biz cidden sevişsek kim şey yapacaktı.. gözümün önüne bir sürü resim gelirken hızla aklımdaki düşünceleri kovdum. Bunu düşünmek bile yüzümü kırk saat güneşte kalmışım gibi kızartırken salonda bulduğum ilk yere oturdum.

"Bilge iyi misin lan tencereye mısır yerine sen mi girdin suratının hali ne böyle?"

Gözlerimi yanına oturduğum Meriç'e çevirdim. Biriyle mesajlaşıyordu Eceydi herhalde.

"Yok.. sıcak sadece."

"Dışarıda fırtına var."

"Olsun sıcak!" Kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandım.

Ege mutfaktan daha yeni çıkmıştı. Gözleri önce etrafa sonra da bana takıldı ve yavaşça yanıma oturdu. Bir şey sormak istiyor gibiydi ama ağzını açmadı.

Offff niye böyle davranıyordum ki cidden alt tarafı bir düşünceydi. Şu an öyle bir şey yaptığımız da yoktu zaten.. yapmazdık hemen dimi? Yapmazdık herhalde.

Gözlerimi yanımdaki bedene çevirdim. Gözleri televizyondaydı.

Ege'yle sevişmek ister miydim? Yatakta nasıldı acaba? Daha önce illa ki biriyle olmuştur..

Bu düşünceyle kaşlarımı çattım.

Ege'nin başkasına dokunmuş olma düşüncesi beni sinirlendirmemeliydi ben modern bir insandım..

"Ege daha önce biriyle seviştin mi?"

Aniden fısıldayarak sorduğum soruyla yanımdaki beden kaşlarını çatarak bana döndü.

"Nerden çıktı şimdi bu?"

Omuz silktim. "Merak ettim."

Anlamaya çalışır gibi yüzüme baksa da cevap verdi. "Evet, ne oldu ki?"

"İyi." Diye kestirip atarak yana doğru döndüm. Çocuk gibi davranıyordum yine ama duygularım tavan yapmıştı resmen.

Salak mısın bilge sanki sen daha önce biriyle birlikte olmadın.

Kendi iç sesime karşılık kaşlarımı çattım. Evet olmuştum çok kez ama.. ama bilmiyorum işte kıskanmıştım.

Bütün düşüncelerimin sonu yine başta kendime sorduğum soruya geldi, Ben Ege'yle sevişmek istiyor muydum? Cevabını bende bilmiyordum ama sesinden bile etkilendiğim kesindi. Ne zaman temasını hissetsem deli gibi heyecanlanıyordum ama bir erkekle ilişkiye girmeye hazır hissetmiyor olabilirdim. Belki bunu yarınki terapi seansımda danışmalıydım çünkü kendi düşüncelerimi anlamak aşırı zordu, kendimi genel olarak çözemiyordum.

"Hey.." Ege'nin sesi kulaklarıma fısıltı olarak gelince hafifçe kafamı kaldırıp ona baktım.

"Kırdım mı seni bilmeden?" Diye sordu yumuşak bir sesle.

Gülümsedim. Bu çocuk benim ani ruh değişimlerime alışsa iyi olurdu cidden. "Yok.. kırmadın. Sonra konuşalım bunu." Diye mırıldandım ve kollarımı bedenine doğru sardım. Tereddüt etmeden belimden tutarak bedenimi kendisininkine yasladı.

"Az sessiz olun kanka."

Şükrünün sesiyle önümdeki manzaraya baktım, Bartu Şükrünün omzuna başını yaslamış uyuyordu Şükrü ise önünde duran Burak ve Denizi uyarıyordu.

Şu Şükrü'yü de kardeşimden uzaklaştırsam iyi olurdu çocuğa full kötü örnekti resmen çocuk ders çalışmayı falan unutmasa iyiydi.


—

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin