62

1.3K 70 3
                                    




Bilge Atalay'ın ağzından..

Kendimi sik gibi hissetsem de Sezer'e söz verdiğim için içmeye gelmiştik hep beraber.

Ege'de yanımdaydı. Dün neden öyle çekip gittiğimi sormuştu tüm gün, bende geçiştirmiştim hep. İçim içimi yiyordu ama kimseye anlatamıyordum resmen sik gibi kalmıştım. Ege ise bende bi gariplik olduğunu fark etmişti haliyle normalde her gün durmadan sohbet eden biz bir gündür iki kelime anca konuşmuştuk. Benden ters bir tepki göreceği için soramıyordu da.

"Enerji içeceği ile karıştırıcam ben ver." Erim Taylanın uzattığı birayı alırken Taylan kaşlarını çattı.

"Mal düzgün iç şunu geberip kalacaksın."

Erim onu dinlemeden ikisini karıştırdı ve kafasına dikti.

"Kanka boş ver doktor onu kendi haline bırakın dedi." Diye ucuz bir şaka yaptı Şükrü.

Normalde olsa sohbete katılıp bende Erimi eziklerdim ama şu an gülecek halim yoktu. Ege yanımda durdukça daha da sinirleniyordum o yüzden Kayanın yanında Egenin karşısında oturuyordum. Ege onun yanına oturmadığım için kırılmıştı biliyordum.

"Ben fazla kaçırmayacağım bugün sonra Ece başımın etini yiyor bir hafta." Dedi Meriç ve elindeki içkiden bir yudum aldı.

Başta cherry hub a gideceğimizi söylesek de son anda değişiklik olsun diye karar değiştirip Taylanın bildiği bir meyhaneye gelmiştik. Kaya da 'sen bilirsin böyle yerleri' diyerek Taylana laf sokmayı da unutmamıştı tabi.

"Çal baba çal.. bu gece aşk hayatıma yakıyorum lan!" Dedi ağlamaklı bir sesle Muzo. Hala onu benimle aldatan eski sevgilisine takıntılıydı. Ben kızı hatırlamıyordum bile.

"Bende valla." Diye bardağını kaldırdı yanımda oturan Kaya.

"Sen niye kaldırıyorsun ver şunu." Taylan kaptı Kayanın bardağını aniden.

"Başka bir şey kaldıracağına bardak kaldırsın be abi." Diye mal bir espri daha yaptı Şükrü. Karşılığında Taylandan sert bir bakış yiyince susup önüne döndü.

"Bardağımı ver." Kaya yanımdan kalkıp Taylanın elindeki bardağı aldı ve kendine bir içki daha koydu.

Benim pek içesim yoktu o yüzden masada duran mezelerden yedim biraz. Sarhoş olursam oturup her şeyi masadakilere dökerdim çünkü, sarhoş olmak bana dürüstlük getiriyordu.

Gözlerim egenin bana bakan mavilerine takıldı. Gözlerimi kaçırdım ama o bana bakmaya devam etti.

"Yemin ederim şurada on iki kişiyiz aramızda bilge, Ege ve Meriç dışında düzgün ilişkisi olan insan yok amına koyayım." Dedi dramatik bir şekilde Burak.

"Ben keyfi sevgili yapmıyorum kanka boş iş." Dedi Şükrü.

"Sanki bütün kızlar seni bekliyor Şükrü."

Şükrü Burak'a baktı sırıtarak. "Tabi oğlum kim itiraz edebilir benim bebek gibi yüzüme lan deli misin."

Burak tip tip Şükrüye baktı ve onu siklemeden önüne döndü.

"Aaa şuradaki ex enişte değil mi lan!?" Erimin sesiyle hepimiz onun gösterdiği kişiye döndü.

Hay sikicem ama.

"Alperen gelsene lan!" Diye bağırdı Burak sevinçle.

Gözlerim Egeye çevrildi direkt olarak. Alperen'e bakıyordu. Dişlerimi sıktım.

"Merhaba." Kulağıma gelen hafif ince sesle dişlerimi daha da sıkarak başımı masaya çevirdim.

"Nasılsın lan görüşemiyoruz hiç amına koyayım." Bu sefer konuşan Denizdi.

Hayır herkes mi seviyordu bu çocuğu anlamıyordum. Daha çok sinirlendim, Kaya her şeyi bildiği için hafifçe koluma dokundu. Bakmadım ona.

"Evet denk gelemedik hiç. Ege nasılsın?"

Başımı kaldırıp Egeye baktım. Bana bakıyordu ama Alperen konuşunca bakışlarını ona çevirdi.

"İyilik, senden?"

"İyi bende.. Sen bilge olmalısın değil mi?"

Konu bana gelince bakışlarımı ona çevirdim masaya geldiğinden beri ilk kez.

İçimde bir şeyler kırıldı çünkü çocuk gördüğüm en güzel erkeklerden biriydi. Elaya yakın renkli gözleri vardı, sarı kıvırcık saçları vardı. Güzeldi çok güzeldi. Kaşlarımı çatmaya devam ettim ve başımı salladım.

"Memnun oldum o zaman.." hafifçe güldü. "Şaşırdım seni burada görünce."

"Neden?" Sesimin olduğundan daha da sert çıkmasıyla masada bir sessizlik oldu.

"Bilmem.. Ege falan seni pek sevmiyordu ya ondan."

"Yok öyle bir şey. Eskidendi o." Benim yerime Ege konuşmuştu. Alperen'e değil bana bakıyordu.

Dayanamadım ve ayağa kalktım. "Ben lavaboya gidiyorum." Hızla arkamı döndüm ve lavaboların nerede olduğu hakkında gram bilgim olmasa da arkaya doğru ilerledim. Şansıma lavabolar yan tarafımda kalıyordu.

Sinirle kendimi duvarlardan birine yasladım. Herkes ön taraflarda olduğu için burada kimsecikler yoktu. Dişlerimi sıktım. Sinirden ağlayasım geldi, kendimi zor tuttum.

"Bilge sen iyi misin?"

Egenin kulağıma gelen sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Evet çok iyiyim!" İçimdeki siniri atıyordum sanki.

Bir anda afalladı ve gözlerini kırpıştırdı. "Bir şey mi yaptım..?"

"Ege bana nasıl söylemezsin sen bu çocukla hala görüştüğünü! Dün gece onun yanındaydın tabi değil mi?!"

Durdu ve kaşlarını çattı. "Nereden biliyorsun sen?"

"Telefonunda gördüm!" Bağırdım bir anda diye bağırışlarımdan daha sesli bir şekilde. Koridordaki birkaç kişi bize dönse de yüksek sesli canlı müzik yüzünden pek duyduklarını sanmıyordum. Ege ise kaşları çatık bir şekilde bana baktı.

"Birincisi sen benim telefonumu mu kurcaladın? İkincisi dünden beri buna mı trip yapıyorsun?"

Sinirle üzerine doğru geldim. "Buna mı dediğin şeye bakar mısın havadan sudan mı bahsediyorum ben Ege! Eski sevgilin lan eski sevgilin! Dün gece ne bok yedin onunla!?"

Sert bir ifadeyle suratıma baktı. "Bana sorsan söylerdim ne bok yediğimi. Bana karşı hiç güvenin yokmuş ki gidip telefonumu kurcalamışsın."

Sinirden güldüm artık. "Çocuk bana resmen olanları görmem için instagramdan istek atmış lan sen daha ne anlatıyorsun!?"

"Bilge biz çocukla arkadaş olarak ayrıldık bi sorunumuz yoktu zaten demek ki merak etmiş seni istek atmış niye her şeyde bit yeniği arıyorsun?"

Benim sinirime karşılık aşırı sakin konuşuyordu ve bu beni deli etti kelimenin tam anlamıyla.

"Siktir git Ege! Ne bok yersen ye umurumda değilsin!" Sinirle bedenini ittirip hızla meyhanenin çıkışına doğru yürüdüm.

Yanaklarımdan yaşlar süzüldü. Yanlarından bi hışımla geçtiğim arkadaşlarım hızla ayağa kalkarken onları takmadan dışarı çıktım ve arabaya binip hepsini geride bırakarak uzaklaştım.

Kalbim çok kırıktı.


Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin