Nefret. / bxb / texting /

10

__

Bilge Atalay'ın ağzından..

İnce parmaklarımı ekranın üzerinde gezdirerek hesabıma girdim ve son fotoğrafımın yorumlarına tıkladım.

@kullanici*: kadınlara saygısı yok bu çocuğun #bilgeatalaysoverparty

Bir nefes verdim ve bunun gibi yüzlerce yorum okudum.

Yatak başlığına yasladığım sırtımı daha rahat bir pozisyona sokarak başka bir fotoğrafın yorumlarını okumaya geçtim.

Içim bunalıyordu artık. İnsanlar olayları çarpıtmayı o kadar çok seviyordu ki resmen kadın düşmanı diye adım çıkmıştı. Ve sanki herkes bu anı beklemiş gibi internet üzerinden yaptığım en ufak şeyi bile linçliyordu.

Sosyal medya işine girdiğimde böyle olacağını hatta bu raddeye varabileceğini hiç düşünmemiştim sadece kendi kendime takılıyordum.

Ama şimdi severek yaptığım şey bana kabus gibi gelmeye başlamıştı. Uykularımı kaçırıyordu ve halâ ne olduğunu anlayamadığım ufak krizler geçiriyordum.

Ama iyiydim.. yani sanırım.

Ani bir düşünceyle hesabımı dondurdum ve telefonu köşeye fırlatacağım sırada telefonuma gelen mesajla iç çekerek mesaja tıkladım.

Ege: kapının önündeyim.

Kaşlarımı çatarak hızla pencereye koştum ve camı aralayarak aşağı baktım.

"Ne işin var lan burada?"

Göz devirdi. "Saçlarını sarkıt çıkacağım."

Kaşlarımı çattım. "Sikerler.. ne istiyorsun bu saatte?"

"Ne huysuz çocuksun anlamıyorum ki."

Oflayarak ona baktım ama gitmeyeceğini anlayınca bıkkınlıkla camı kapatıp aşağı kata indim.

Kapıyı açtığımda piç herif direkt içeri daldı.

"Yuh lan babanın evine mı giriyorsun."

Gözlerini kısarak bana baktı.

"Sikecekmiş gibi bakma bana." Diye söylenerek salona geçtim o da peşimden beni takip etti.

"Kocaman evde tek mi yaşıyorsun?"

Kendini deri siyah kotluğa attı. Ben ise karşısına oturmayı tercih ettim.

"Evet. Ailem bana verdi."

"Züppe." Diye mırıldandı.

Hafifçe güldüm. "Buraya bana hakaret etmeye mi geldin?"

"Planlarım arasında vardı ama şu an başka bir şey için buradayım.."

Yüzünde her an are you lost babygirl diyecek bir ifade olduğu için gergince kaşlarımı çattım ve lafının devam etmesini bekledim.

"Kaya vurduruyor."

Aniden dediği şeyle tükürüğüm boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım.

Ben orada mora dönerken göt herif sakince beni izliyordu. En son kırmızıya doğru ilerleyince kalktı ve masada duran suyu alıp bana uzattı.

Suyu kafama dikip hızla yutkundum. "Ne diyorsun lan??" Sesim çatallanmıştı.

İç çekti ve yavaşça yanıma oturdu. "Sana kendisi söylemek istemedi ve söylemese bi başkası söyleyecekti bu yüzden benden istedi."

Boğazımı temizlerken halâ kaşlarım çatıktı.

"Kiminle? Ve bana neden ilk başta söylemedi?"