61

1.2K 70 1
                                    


Bilge Atalay'ın ağzından..

Ege çağırmıştı. Onun evindeydik çünkü diğerleri evde değildi ve yalnız kalmak için fırsatımız vardı. Ama bir türlü keyif alamıyordum. Aklım hala Alperen denilen çocuktaydı. Sinirlerim çok bozuktu ama Ege'yi dinlemeden bir şey yapmak istemiyordum. Ama bir yandan da soramıyordum da!

"Bilge iki dakikadır sana sesleniyorum aklın nerde güzelim?"

"Ha?"

Başımı kaldırıp mutfak kapısından bana bakan Egeye çevirdim bakışlarımı.

"Üzgünüm dalmışım ne diyordun?"

"Aç mısın?"

Başımı salladım evet anlamında. Hızla mutfağa geri döndü.

Gerginken yaptığım şeyi yapıp tırnaklarımı kemirdim ve düşüncelerime daldım tekrardan.

Eski sevgilisiyle arkadaşdı belki de? Yine de bu bile beni kıskançlıktan komalık etmeye yeter de artardı bile. Hala takipleşiyor olmaları garipti. Bir de dün gece hiç uyumadan stalk yapmıştım Alperen denen çocuk Egenin attığı her postu beğenmişti üşenmeden. Sabaha kadar senaryo üretmiştim terapistim bunu görse fazladan seans yazardı bana.

Gözlerimi etrafta gezdirirken aniden gözlerime Egenin sehpanın üzerinde duran telefonu takıldı.

Hayır Bilge saçmalama.

Bir bakıp hemen koysam ne olurdu ki?

Ofladım ve kendimi ne kadar durdurmak istesem de dayanamayıp hızla yanda duran telefonu aldım gözlerimi mutfak kapısına çevirdim. Gelmediğine emin olduktan sonra kendimden nefret ederek telefonu açtım.

Şifresini biliyordum zaten 1988 di. Bana söylemişti onu. Hızla şifreyi girdim ve vakit kaybetmeden WhatsApp'a tıkladım.

Kötü bir şey yoktu zaten ben en başta sabitliydim ve diğer konuşmaları full tanıdığım kişilerdi. Buradan çıkıp instaya girdim. Mesaj kısmına geldiğimde kalbimin hızlı atmasına neden olacak o konuşma çarptı gözüme.

Mutfak kapısına bir kez daha bakıp hızla en başta duran Alperen ile olan konuşmasına girdim. Dün gece konuşmuşlardı, benim kayayla konuştuğum saatlerde. Alperen bana istek atmadan hemen önce.

Ege: akşam için çok teşekkür ederim cidden

Ege: tam ihtiyacım olduğunda geldin

Alperen: hahahaha hissederim işte

Alperen: önemli değil her zaman..

Mutfaktan bir ses gelince hızla telefonun geçmişini silip sehpaya bıraktım.

Gözlerim dolmasın diye çabalarken sırtımı arkaya doğru yasladım. Beynimde tonlarca düşünce vardı.

"Güzelim gel hadi yiyecek bir şeyler hazırladım."

Gözlerimi onun gözlerine çeviremedim ağlardım çünkü bakarsam.

"Midem bulandı bir anda yemesem olur mu?" Sesimin ne kadar normal çıktığına ben bile şaşırdım.

Endişeyle yanıma geldi. "Noldu iyi misin?" Eliyle anlıma dokundu hafifçe, elini tutup çektim nazikçe.

"Yok.. iyiyim sen ye."

Yüzüme baktı bir kaç saniye. "Emin misin bak? Bir şeyin varsa söyle cidden."

"Yok."

"Tamam.." uzandı ve dudağıma hafif bir öpücük kondurup geri çekildi. "Dizi aç bari işim bitince izleriz birlikte."

Başımı salladım ve bana gülümseyip mutfağa gidişini izledim.

Kalbim acıyordu resmen. Bir yandan da deli gibi sinirliydim, Alperen denen çocukla Ege'yi gebertmek istiyordum. İçimden bir ses de asla inanmıyordu böyle yaptığına.. her şey o kadar gerçekti ki aklıma bile gelmezdi böyle yapacağı..

Titreyen bir nefes verdim. İğrenç hissediyordum. Ne zamandır konuşuyorlardı? Benimle sevgili olduğundan beri mi? Yoksa ondan önce miydi?

Bu sorular oturduğum yerde beni boğmaya yetti.

Hızla ayağa kalktım ve telefonumu aldım. "Ege bizimkiler aradı acilen gitmem lazım benim." Diye bir şeyler uydurup onun cevabını beklemeden ceketimi alıp kapıdan çıktım.

Soğuk hava yüzüme çarparken hızla ilerledim ve göz yaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim. Kendimi tutamamıştım. Ege.. yapmamış ol lütfen, eğer yaptıysan yıkılırdım çünkü. Bu hayatta gerçekten kim olduğumu anlayan tek kişi sendin ve eğer bunu kullandıysan, beni kullandıysan ben mahvolurdum. Gözümün önüne mavi gözleri gelince ağlamalarım hıçkırıklara dönüştü.

Nefret.  / bxb / texting /Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin